• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Halil Kışlacık
Halil Kışlacık
TÜM YAZILARI

İşi yok!

15 Şubat 2021
A


Halil Kışlacık İletişim: [email protected]

Akademi öyle bir yere dönüştü ki, yetişmiş insan, bilim ve teknoloji üretmek gibi bir derdi yok kimsenin.

Eh, “Adımın önüne profesör yazdırırsam belki lafımı ciddiye almaya başlarlar” diye hoca olandan ne bekleyeceksin?

Gerçi hoca var, hoca var... Erzurum’un Erciyes Üniversitesi’nde yerli virüs aşısı üretmek için çalışan da hoca, İstanbul’un Boğaziçi’nde beğenmediği rektöre neticesini dönüp büyük iş yaptığını zanneden de...

Madem derdin siyaset yapmak, kur partini ya da git kurulmuşuna katıl, görelim kalibreni... 

Benim öğrenciliğimden aklımda kalan ve bugün hâlâ işime yarayan ne varsa, dünya görüşünü bana dayatmaya çalışmalar hocalardan öğrendiklerimdir. Bunu sadece karşı mahallenin değil, bizim mahallenin hocaları için de söylüyorum. 

Üniversite niye var?

Siz niye oradasınız?

Çocukların beynini yıkamak yerine, onları günün ihtiyaçlarına cevap verebilecek kapasiteye getirin, yani işinizi yapın, bırakın sonrasına onlar karar versin...

Da, kendileri ne ki ne öğretecekler?

Necla Arat, 14 kitap yazmış bir profesör, millete laf atarken “Gemi azıya aldılar” diyemiyor da “Gemiyi azıya aldılar” diye kullanıyor deyimi...

“Gem” ne, “Gemi” ne, “Azı”dan kasıt ne falan farkında değil...

Çünkü önemli değil.

Önemli olan sloganları.

Gençlere aslında sonu hep hüsranla bitmiş bir hikayenin en güzel kısımlarını anlatıp, kendi çarklarını döndürebilmek için gençliklerini harcayabiliyorlar ya, tamam işte?

Cahilin önde gideni de olsa, adının önünde profesör yazıyor, ne koysa tezgaha satın alan olacak illa...

Korktukları da bu düzenin yıkılmasıdır.

Eğer o çocukların beynini yıkamayı kısacık bir zaman diliminde bile ihmal etseler, o çocuklar o arada farkedecekleri gerçeklerle ilk bunlara “Biz de sizi adam zannetmiştik” diyecek, biliyorlar.

Sırf bu korkuları üzerine inşa edilmiş eğitim sistemi yüzünden bir asrı kaybettik.

Bu kafayla devam ettiğimiz müddetçe de kaybetmeye devam edeceğiz.

Üniversite öncesi eğitimi 12 yıla çıkartmak, bunu üç kademeye bölmek falan işin bürokrasiyi ilgilendiren kısmı...

Ezbere mahkum ettiğin çocuğu 24 yılda mezun etsen bile, üniversitede zihinsel açlığını doyuran kötü niyetlilerden elinden kurtaramazsın.

İnsanoğlu, kendi benliğinin farkına vardığı andan itibaren, o benliğe bir fonksiyon arar.

Fonksiyonsuz yetiştirdiğiniz bir çocuk, kendisine sunulan ilk “işe yarama” hissine koşacaktır.

Ülkenin gençleri üzerinden oyun kurmaya çalışanlar için, şimdikinden daha kullanışlı bir sistem olabilir mi?

Artık zamanıdır.

Yeni anayasadan bile önce, kapsamlı bir eğitim reformuna ihtiyacımız var...

Çocukların istikametsiz büyümesini engellemediğimiz müddetçe, onları iki tane soysuzun kucağına itmeye devam ederiz. 

Gençliğini harcadığın bir ülkeyi de istersen Kanun-i Esasi’yle yönet, ne farkeder?

 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Kerem Yalabık

Erzurum’un Erciyes Üniversitesi mi?..

Mustafa

Türkiye in silah için yatırıma ihtiyacı yok ama türkiye de hiç bir holding istisna hariç ağır sanayide yok savunma sanayisinde yok. Devlet onun için yatırım yapiyor. En az politikacılar kadar holding lerde dışarı  dan emir alıyor. Türkiye de dünyanın en zengileri arasına gir ne ağır sanayide nede savunma sanayisinde olma!!! Beton yığınları yapan inşaat firmaları bırakın betonu küçük şirketlere siz artık ağır sanayi ve savunma sanayi geçin. Türkiye'nin ilk uçak mühendislerinden Selahattin Reşit Alan, uçak ve planörlerin planını çizdi. Böylece 1936'da ilk tek motorlu uçak üretildi: “Nu.D-36”. 1938'de ise “Nu.D-38” adıyla Türkiye'nin ilk yolcu uçağı üretildi.
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23