• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Halil Kışlacık
Halil Kışlacık
TÜM YAZILARI

Geriye ne kalacak?

04 Temmuz 2021
A


Halil Kışlacık İletişim: [email protected]

Günümüz imkanlarıyla, bir yalan ne kadar etkili olabilir?

Kaç gün sürdürebilirsiniz, kaç kişi kandırabilirsiniz?

Mesela Katarlı öğrencilerin Türkiye’de sınavsız tıp ve eczacılık okuyacağı yalanını kaç gün sürdürebildiler?

Kimi inadırabileceklerini zannediyorlar?

Mesela üniversiteye girişte adayın az ya da çok soru çözmesine değil de “başarı sırasında kaçıncı olduğu”na bakıldığı halde, Faik Öztrak’ın bu sene üniversite sınavının zor olmasını tutup da “Bizimkiler az soru çözsün ki kontenjanlar Katarlı öğrencilere kalsın diye yaptılar”a bağlamasındaki motivasyonu neyle izah edebiliriz? 

Ya da birileri çıkıp, samimi Müslüman seçmenlerini yalanlarla kandırdığı Saadet Partisi’ni CHP’ye yamayıp, sonra da bu ihanete karşı çıkanları, “Partiyi AK Parti’ye yamamaya çalışıyor” diye suçlamasının arkasında ne vardır? 

Peki ülkeyi bölmek istediğini hiçbir zaman saklamayan HDP’yle kapalı kapılar ardında iş kotarıp, CHP’nin Atatürkçü seçmenine ve milliyetçi İyi Partililere “İttifakta yer almıyorlar” yalanını söyleyebilen siyasetçiler, bu işin uzun vadede tabanlarını tümden kaybetmelerine yol açacağını bilmez mi?

Bakın mesela kendini kovdurup, hem artık diş geçiremediği bir patronun altında çalışmaktan kurtulmak, hem de kaybettiği popülerliğini “Bakın, beni sizdenim diye kovdular” ayağından en azından muhalif çevrelerde yeniden kazanmak isteyen Fatih Altaylı’nın, her yazısında en az bir tane yalan söylemesi, en azından bir amaca matuf, kendi içinde tutarlı bir hareket...

Ama mesela, dünyada taşımacılığın yüzde 80’den fazlası hâlâ deniz yoluyla yapılırken, Erol Mütercimler’in, sırf Kanal İstanbul’a çamur atmak için söylediği “Dünyada şu anda taşımacılık artık gemiler yoluyla değil, hava yoluyla yapılmakta” yalanı, bir amaca matuf ya da tutarlı mıdır?

(Burada Cumhuriyet, Sözcü, Evrensel gibi gazetelerin, “Boğazlar’dan geçen gemi sayısı azalıyor” çarpıtmasını da düzeltelim. Evet, sayı olarak Boğazlar’dan geçen gemi sayısı her yıl azalıyor ama, kanala ihtiyaç duymamızın birinci sebebi olan kaza riskini daha da büyütecek şekilde, geçen gemiler sürekli büyüyor. 2006 yılında 54 bin gemi ile toplam 475 milyon gros ton geçti Boğazlar’dan, 2020’de bu rakam 38 bin gemi ile 620 milyon gros ton oldu. Oran olarak söyleyelim, 100 tane ortalama bir birim büyüklükte gemi yerine, 71 tane ortalama iki birim büyüklükte gemi geçmiş...)

Bugünlerin yarını da var...

Bu dünyada kişi için yalan söyleyebilecek kimsenin kalmayacağı bir gün de gelir... 

O gün kimin kaç ajansla çalıştığı, kiminle lobi yaptığı, hangi ülkenin fonunu hangi gazeteciye bağlattığı falan kurtarmaz insanı...

Bir zaman gelir, yapılan bütün kötülükler de unutulur, bütün iyilikler de...

İnsanın adı anılır, akla bir tek cümle gelir...

“Adnan Menderes” denilince ne geliyor aklınıza?

Ya “Süleyman Demirel” denilince?

Hiç mi kötülüğü yoktu Menderes’in?

Hiç mi iyiliği yoktu Demirel’in?

Bu yalancılardan geriye ne kalacak peki?

 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

MUSTAFA

Fatih ismini de kirleten şahsa 28 Şubatta ki pisliklerinin hesabı sorulmadığı için adam kaldığı yerden her fırsat bulduğunda kafasını çıkarıp,yapması gerekeni yapıyor.

Şeref

"Hiç mi iyiliği yoktu Demirel'in" vardı: Başörtülü ögrenci gitsin Arabistan'da okusun dedi......
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23