• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Av. Yaşar Baş
Av. Yaşar Baş
TÜM YAZILARI

Lastik patlaksa motoru değiştirerek sorunu çözemezsiniz

31 Temmuz 2020
A


Av. Yaşar Baş İletişim: [email protected]

Türkiye’de 6284 sayılı kanun uygulamasından kaynaklanan yaygın bir mağduriyet olduğu doğrudur.

Bu mağduriyetin getirdiği infialin sözcüsü gibi ortalıkta dolaşanlara bir bakın bakalım. İçlerinde kaç tane, mevzubahis kanunu okuyan var?

Eğer bir sorunu doğru kavramamışsanız, sorun çözecek bir yol önermeniz de mümkün olmaz.

6284 sayılı kanun tartışmalarının esasında bir tek ekseni var. Kadının beyanı ile delil-belge aranmadan erkeğin evden uzaklaştırılması. Aslında erkeğin beyanı ile aleyhine tedbir kararı verilen kadın da var ama, sayısı az olduğu için o tarafını pek konuşmuyoruz.

Süresiz nafaka, erken evliliklerden doğan mağduriyetler, cinsel saldırı suçlarında kadının beyanına belirli koşullarda üstünlük tanınması da 6284 sayılı kanun bahsinde tartışılıyor ama, bu konuların 6284 sayılı kanun ile yakından olmadığı gibi uzaktan da ilgisi yok.

Türkiye’nin aile hâkimlerinin bir kaç istisna dışında tamamının, erken davranıp dilekçe verenin talebine göre, evliliğin diğer tarafını kapı dışarı attıkları ve bu kararlarını da 6284 Sayılı kanına dayandırdıkları bir gerçek. Hem de 6284 sayılı kanunun çok çok açık hükümlerine aykırı olarak. Nedense bunun hesabını soran yok. Herkes bu uygulamanın 6284 sayılı kanunun zorunlu bir gereği olarak gördüğü için, esas sorumlu olan aile hâkimlerinin çok açık kanunsuz kararlarını tartışmak da mümkün olamıyor. 

6284 Sayılı kanunun meşhur “ŞİDDETİN UYGULANDIĞI HUSUSUNDA DELİL BELGE ARANMAZ” şeklindeki; aile hâkimleri tarafından “KADININ BEYANI ESASTIR” anlamında uygulanan maddesi, kanunun 8. maddesinde yer alıyor. 6284 sayılı Kanun’un 8. Maddesinin 3. Fıkrasının 2. Cümlesi aynen şu şekilde “Koruyucu tedbir kararı verilebilmesi için, şiddetin uygulandığı hususunda delil veya belge aranmaz.” 

Görüldüğü gibi kanuna göre hâkimin kadının beyanını esas alarak delil, belge aramadan vereceği tedbir kararları hangileri? 

Sadece KORUYUCU TEDBİR kararları.

6284 Sayılı yasanın 4. Maddesi KORUYUCU TEDBİRLERİ, 5. Maddesi ise ÖNLEYİCİ TEDBİRLERİ kapsıyor. Kanunun yukarıda alıntıladığım maddesi delil, belge aranmadan sadece KORUYUCU TEDBİR kararlarının verileceğini düzenliyor değil mi? Yani ÖNLEYİCİ TEDBİR kararları; delil, belge aranmadan verilemez veya kamuoyundaki adıyla SADECE KADININ BEYANI ile verilemez.

Peki, gelelim en önemli konuya. Evden uzaklaştırma tedbiri koruyucu tedbirler arasında mı yer alıyor yoksa önleyici tedbirler arasında mı?

Evden uzaklaştırma dediğimiz “Müşterek konuttan veya bulunduğu yerden derhâl uzaklaştırılması ve müşterek konutun korunan kişiye tahsis edilmesi” şeklindeki düzenleme, 6284 Sayılı Kanunun 5. Maddesinin (b) fıkrası. Kanunun 5. Maddesinin başlığı ise Hâkim Tarafından Verilecek ÖNLEYİCİ TEDBİR KARARLARI.

Yani anlayacağınız 6284 Sayılı Kanun sadece kadının beyanı ile erkeğin evden uzaklaştırılma kararı verilmesini açıkça yasaklamış.

Peki, kanun bu kadar açıkken her yıl yüzbinlere varan uzaklaştırma kararları nasıl veriliyor? Çünkü aile hâkimlerinin çok çok büyük bölümü kanunu açıp okuma zahmetine katlanmıyor.

Bu iş öyle çığırından çıktı ki ve öyle kararlar veriliyor ki görseniz aklınız şaşar.

Sadece İsmail Küçükkaya’nın beyanı ile verilen tedbir kararı üzerinden kitap yazsanız yetersiz kalır. 

Ordu Aile Mahkemesi, Ordu’nun İlkivez ilçesinde kurulan çöp istasyonunu protesto eylemini bile 6284 Sayılı kanunu dayanak göstererek yasaklamış.

İş buralara gelince artık kanun nizamdan konuşmak da anlamsızlaşıyor.

Her şey bir tarafa, 20.01.2020 tarihinde Anayasa Mahkemesi tarafından delilsiz belgesiz uzaklaştırma kararı verilemeyeceği, delilsiz, belgesiz uzaklaştırmanın hak ihlali olduğu kararı verildi. Gözünü sevdiğimin aile hâkimleri, kanunu tanımadıkları gibi Anayasa Mahkemesini hiç tanımıyor. 

Aslında böyle hak ihlali kararları üzerine devletin ödemek zorunda olduğu tazminatı bu hâkimlerden almak lazım.

Vatandaşlar sonuç itibariyle bir mağduriyet yaşıyor. Bu mağduriyetin kaynağı konusunda yeterli bilgi sahibi olmaması da son derece normal.

Esas sorun, ortalıkta dolaşan bilgisiz ama sesi en çok çıkanlarda. Adamlar, aile hukuku uzmanı gibi ortalıkta akşama kadar naralar atıyor ama zahmet edip kanunlara bakan yok.

Ne kararı verenler kanunu okuyor, ne de itiraz edenler. Böyle bir ortamda kanunda ne yazdığının bir önemi var mı?

Arabanın lastiği patlamış. Diyorlar ki araba gitmiyor, motoru değiştirelim. Diyorsunuz ki yav arabanın motorunda değil sorun. Cevap olarak diyorlar ki, araba gidiyor mu gitmiyor mu sen ona bak.

Bu kafa yapısıyla arabanın motorunu değiştirseniz bile sizce bu araba hareket eder mi?

Patlak lastiği değil de sağlam motoru değiştirdiğinizde göreceksiniz ki hiçbir sorun çözülmemiş hatta sorunlar artmış olacak.

Elbette, 6284 sayılı kanun ile ilgili söylenecek çok söz var ama konuşanlar nedense kanunu okumadan konuşuyor.

 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Okur

Hakimlerin verdiği yanlış karar tazminat karı hakimler den alınsın. İyi fikir. Kim kaldırdı.

Okur

Yeni motor da taksan, yeni lastik te alsan araba yürümez. Enerji yok. Günün konusu dolar kaç lira Euro kaç lira altın ne oldu. İşsizlik yoksulluk. Bırak bu işleri
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23