Meğer Alpay Antmen sadece Erdoğan’a değil, akit’e de düşman imiş!
Mersin eski Baro Başkanı Alpay Antmen..
CHP’nin Mersin Milletvekili..
Cumhurbaşkanı’na iftira atmıştı..
“2013 yılında riskli alan ilan ettikleri yeri, 2022 yılında risksiz alan ilan ettiler” demişti..
Bir de Cumhurbaşkanlığı kararnamesi eklemiş, “Herkese bu paylaşımımı ulaştırın. Bunları herkes tanısın” demişti..
Yalan, iftira, ahlaksızlık, bir günde ortaya çıkmıştı..
Ben arka planını, mahalleli insanların, Alpay Antmen gibi CHP’lilerin baskıları ile dolduruşa gelen insanların açtıkları dava ile bölgenin riskli alan ilan edilmesinin, Danıştay tarafından iptal edildiğini..
Bu iptal sonrasında, Cumhurbaşkanlığının mecburen eski bakanlar kurulu kararını kaldırdığını yazmıştım..
Çevre Bakanlığı da, süreci ayrıntıları ile açıklayan bir bildiri yayınladı..
Biz dünkü yazımızın başlığında, “Namuslu isen, özür dilersin” demiştik.
Heyhat..
Adamda özür dilemek nerede?
Çevre Bakanlığı’nın açıklamasını da, bir başka CHP’li avukatın paylaşımından alıp, “Danıştay bu kararı iptal ederse BUNA CB İLAN YAPMAZ BU YALAN.
Sebebi bilinmez ama BAYA CB DEPREM BÖLGESİNDE RİSKLİ ALANI KALDIRMIŞ” diyerek yalanını sürdürmüş..
Bakın bu adamlar, depremzedelere öğrenci yurtları tahsis edilmesi istendiğinde, “Üniversite eğitimi online olmaz” diye bas bas bağırıyorlar.
Ama kendileri, üniversite eğitimini nasıl aldılar ise, Cumhurbaşkanlığı’nın kararı orda durur iken, küçücük bir hukuki araştırma da yapmaya ihtiyaç hissetmeden, bilmeden insanları aldatmak için, “Cumhurbaşkanı kararına gerek yok” diyorlar..
Bunların diplomalarını gözden geçirmek lazım..
Hangi üniversitenin, hangi fakültesinin bunlara hukuk diploması verdiğini incelemek lazım..
Tamam; siyasetin doğasında var, rakiplerine yönelik bazen haklı, çoğu defa da haksız suçlamalar yöneltirler..
Ama, siyasetçi de olsanız, hukuki konularda, yalan söylemekten kaçınmak gerekmez mi?
“Avukatlık” titrinizi kullanarak, bizi yanıltmamanız gerekmez mi?
Biz “namuslu ise özür diler” dediğimiz gün..
Alpay Antmen yalanlarını sürdürdü.
Bu kadar yalanda ısrarcı CHP’liyi biraz daha yakından tanıyayım diye küçük bir araştırmaya koyulduğumda..
Bir de gördüm ki..
Ohoooo.
Adam adeta yalan üretme merkezi!
Biz de kalkmışız, saf saf, “namuslu isen özür dile” çağrısında bulunmuşuz.
“Bir çocuğa tecavüz edeni, Suriye kanunlarına göre yargılayıp, Türk mahkemelerinde, beraat ettirdiler” yalanını uyduran o..
Mafya babası Sedat Peker’in sözcülüğüne soyunarak, savcıların iddialara karşı hareketsiz kaldığını öne sürüp, “Bir savcı aranıyor” diyerek, devletin savcılarını suçlayan, savcılarla alay etmeye kalkışan o..
Düşünebiliyor musunuz?
Mafya babası ile savcılar arasında tercih yaparken..
Mafya babasından yana oluyor..
Savcılarla kafa buluyor..
Ve bunu yaparken, bir hukukçu kimliği ile milletvekili kimliği ile karşımıza çıkıyor.
Bir başka gün, PTT çalışanlarının, “10 kiloluk çuvalları sırtlarında taşıdıkları”nı iddia ediyor..
Mahkemelerde, küresel benzin şirketlerinin avukatlığını yapıyor..
Ama oy toplamaya gelince, “Emperyalizme karşı, Atatürk Türkiye’sini inşa etmeliyiz” diyor....
Çok uluslu şirketlerin avukatlığını mahkemeler nezdinde yaparken, siyasete gelince, Türk milletinden oy isteyip, onların milletvekilliğine aday oluyor..
Bugünlerde yıkılan binaların altında kalan mağdur insanların sözcülüğünü yapıyor gibi görünüyor ama..
Daha düne kadar, mahkemelerde, müteahhitlerin avukatlığını yapan bir isim olarak tanınıyor....
İmam Hatiplere düşmanlığını gizlemiyor..
“Kontenjanları düşürdüler ki, İmam hatipler doldu diye açıklama yapsınlar. Aslında halk, çocuklarını İHL’ye göndermiş” diyen ve milletin çocuklarını dindar yetiştirmek için gösterdiği hassasiyete karşı çıkan bu soldan çarklı isim hakkında..
Tüm bu bilgileri edindikten sonra..
Bu profili çizen CHP kafalı kişi hakkında, meraklandım...
“Acaba bu kişi ile akit’in yolları bir yerde kesişmiş mi?”
Öyle ya..
Bu milletin hassasiyetlerine ne kadar karşıt adam varsa, akit düşmanıdır..
İnananların yüzakı akit’e, bir şekilde bir kılçıklık yapmış, dava açmış, engellemede bulunmuş, saldırıya imza atmıştır..
Dava listemize şöyle bir baktım..
CHP’li Alpay Antmen, beni yanıltmadı..
Bu yalanları pervasızca söyleyenlerin, dindar insanlara karşı algı operasyonlarına imza atanların, dindar yöneticilere karalar çalmak için yalan üzerine yalan uyduranların ortak özelliğinin, akit düşmanlığı olduğunu bu ismin şahsında da görmüş oldum..
akit’in merkezi İstanbul’dan, kilometrelerce uzakta yaşıyor olmasına rağmen..
akit düşmanlığını, esirgememiş bizden..
Ne yapmış akit düşmanlığı olarak?
“Atatürk’e hakaret ettiler, atın bunları hapse” diyerek, Mersin Baro Başkanı olarak akit’ten şikayetçi olup, savcılığa koşmuş..
Davayı açtırmış, “Atatürk’e hakaret edildiği için, biz zarar gördük. Davaya katılmamız gerekir” diyerek, mahkemeye müdahale dilekçesi vermiş..
Üstelik bu müracaatı, Mersin Baro Başkanlığı kamusal sıfatını da istismar ederek yapmış..
Şimdi merak ediyorum..
Mersin Milletvekili olan Alpay Antmen, komşu il Hatay’da, Rönesans Rezidans’ın sahibi hakkında, “Biz bölge insanı olarak zarar gördük.. Üzüldük.. İnsanlarımızı kaybettik. Akrabalarımızı kaybettik” diyerek, yargılandığı davaya dilekçe verecek mi?
“Hatay Mimarlar Oda Başkanlığı yapan bu Yaşar Coşkun’un yaptığı rezidans ters dönmüş, bunun altında 1000’e yakın insan kalmış.. Bu kötülüğü unutmayacağız. Mimarlar Oda Başkanı olan bu kişi hakkında, TMMOB’un derhal disiplin süreci başlatması için gerekli müracaatları yapıyoruz” diyecek mi?
Soruyorum ama, adım kadar eminim, akit için yaptığı savcılık şikayetini, katil müteahhitler için yapmayacaklardır..
Çünkü Atatürk istismarcısıdır bunlar..
Atatürk üzerinden, rant devşirmek için ortalığa çıkarlar..
Arkasından “Bakın akit’e biz şikayette bulunduk. Biz dava açtırdık” deyip, milletvekili adaylığına soyunur, kendilerini seçtirirler..
Kentsel dönüşümlere karşı çıkarlar..
Mahalleler yıkıldığında ise, “Nerde devlet, nerde hükümet” diye algı üzerine algı üretirler..