• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Ali Erkan Kavaklı
Ali Erkan Kavaklı
TÜM YAZILARI

Allah adı anılmayan ateist, pozitivist, Darwinist Fen Bilgisi kitabı 8

09 Mayıs 2019
A


Ali Erkan Kavaklı İletişim: [email protected]

Ders kitaplarındaki ateizm propagandasına kim son verecek?

Ateist bakış açısı ile yazılmış kitaplar okullarda ders kitabı. 8. sınıf Fen Bilimleri Ders Kitabı yaratılışı mutasyon sonucu, kendi kendine olmuş gibi anlatıyor. % 99’u Müslüman olan ülkemde, Fen Bilgisi kitabı Darwinist bakış açısıyla yazılmış. Gençler ateist, deist, dinsiz, ahlaksız olunca sonuçtan Ak Parti iktidarı sorumlu tutuluyor. 

Fen Bilimleri kitabı yazarları, ateizm propagandası yapıyor. 

Torunumun ortaokul 8. Sınıf Fen Bilimleri kitabın Ayşe Aytaç, Sümeyya Türker, Tuğba Bozkaya, Zühre Üçüncü yazmış, Milli Eğitim Bakanlığı’nın dağıttığı ders kitabı pozitivist bir bakış açısına sahip. Evren, varlık, hücre, DNA vs. mutasyon sonucu, kendi kendine olmuş gibi anlatılıyor.

Tutku Yayıncılık damgasını taşıyan kitap Talim Terbiye Kurulu’nun 28.5.2018 tarih ve 78 sayılı kurul kararıyla 5 yıl süreyle ders kitabı olarak kabul edilmiş.

37. sayfada “DNA’da mutasyon sonucu tümör oluştuğu” bilgisinden yola çıkan araştırmacılar 2013’te ilerlemiş tümörleri bulunan üç kanser hastasına kişileştirilmiş aşılar yaptı, deniyor.

“Çevresel etkilerle canlının DNA’sında meydana gelen değişimlere mutasyon adı verilir. Üreme hücrelerinde görülen mutasyon kalıtsal iken vücut hücrelerinde görülen mutasyon kalıtsal değildir.” (Fen Bilimleri Ders Kitabı 8, s. 55)

Kitap, ansiklopediler dolduracak bilgi ile donatılan DNA’ları yaratılmasını Allah’ın adını hiç anmadan tabiatçı bir bakış açısı ile anlatıyor. 

“DNA’nın büyüklüğü ve taşıdığı özellikler canlıda canlıya değişiklik gösterebilir. Ancak yapısındaki temel kısımlar her DNA molekülünde aynıdır. Farklı DNA’lar arasında değişkenlik gösteren nükleotidlerin sayısı, sırası ve çeşitleridir. Vücudunuzda her gün binlerce yeni hücre üretilir. Acaba DNA, oluşan bu yeni hücrelere nasıl aktarılır?” (Fen Bilimleri Ders Kitabı 8, s.42)

“Yeni hücre üretilir, oluşan bu yeni hücreler” ifadelerine bakar mısınız?

Bilim adamları laboratuvarda uğraşıyor, hücre yapamıyor. Allah, insan vücudunda her gün binlerce hücre yaratıyor, kitap yazanlar bu mucize hücreleri yaratan Allah’ın adını anmıyor; pozitivist, ateist, tabiatçı bakış açısıyla kalem oynatıyor, edilgin çatılı fiil kullanıyorlar.

Kendi kendine hücre oluşuyor diyorsunuz; bırakın kendi kendine oluşmayı; haydi siz uğraşın, hücre yapın da görelim!

DNA NEDİR başlıklı bölümü okuyalım:

“Dünya’da yaklaşık 7.5 milyar insan yaşamaktadır. Bu insanların hiçbiri tam olarak birbirinin aynısı değildir. Bunun nedeni insan hücrelerinde bulunan DNA (deoksiribo nükleit asit) adı verilen kalıtım maddesinin farklı olmasıdır. DNA genel olarak hücre çekirdeğinde bulunur. Hücrenin yönetim ve kontrol merkezidir… 

DNA vücut tipinden saç rengine, parmak uzunluğundan çeşitli hastalıklara kadar birçok bilginin kayıtlı olduğu birimdir.” (Fen Bilimleri Ders Kitabı 8,s.39)

Hiçbir insan birbirine benzemiyor, hiçbirinin DNA’sı ötekine benzemiyor. DNA’larda ciltler dolusu kitabı dolduracak bilgi var. Üstelik DNA’lar canlı. Bunları yapan, o bilgileri DNA’lara kaydeden, sonra da insana hediye eden yok öyle mi? 

Sayın yazarlar, bilgi yazan olmadan bir yere kaydediliyorsa kitaba neden adlarınızı yazdınız? 

Yazdığınıza göre kitabı siz kaleme aldınız. 

Peki, DNA’ya o bilgileri kim kaydetti?

Aynı model arabaları ayırmak için plaka takılır.

7.5 milyar insanın yüzü birbirine benzemiyor. 

Parmak izi, avuç içi, göz retinası özel. Beyni özel, beyindeki 100 milyar nöron özel.

Bu kadar özel yaratılmış insanlar yaratıcısız mı?

Birbirine benzeyen arabalar kendi kendine olmuyor da birbirine benzemeyen yüzler nasıl yaratıcısız olabiliyor?

Fen Bilgisi yazarları muhteşem bilgi hazinesine sahip DNA’ların kendini yaptığını iddia ediyorlar. 

Okuyalım:

“DNA, hücrenin yönetim ve kontrol merkezi olduğu ve genleri taşıdığı için her hücrede bulunmak zorundadır. Bu nedenle yeni hücreler oluşmadan önce DNA kendini eşleyerek sayısını 2 katına çıkarır. Böylece yeni hücre oluşumu tamamlandığında DNA, her hücreye eşit miktarda aktarılır.” (S.43)

Hiç yaratıcıya ihtiyaç duyulmadan DNA kendini eşledi, sayısını 2 katına çıkardı, hücrelere üstelik eşit miktarda aktarıldı. 

DNA’nın eşlenmesine kim karar veriyor? Kim benzerini yapıyor?

Miktarı kim sayıyor?

Eşit dağıtılması kararını kim veriyor?

Bitkiler kendi besinini üretiyormuş. Okuyalım:

“Bitkilerin Güneş ışığı, su ve karbondioksit kullanarak kendi besinlerini üretmesine fotosentez adı verilir. Fotosentez yapan canlılar kendi besinlerini üretebildikleri için üretici olarak adlandırılır.”(s.179)

Bitkiler akılsız, şuursuz varlıklar. Onlar kendi besinlerini üretebiliyor.

Akıllı, şuurlu insan kendi besinlerini üretemiyor, bilinçsiz bitkilerin ürettiği besinleri yiyor. Öyle mi? Mantık nerede?

Değerli Bakanım Prof. Ziya Selçuk Bey, Eğitim 2023 Vizyonu toplantısı öncesi Hilton’daki görüşmemizde Fulbrigth Komisyonu’nun eğitime etkisi yok demiştiniz.

Kanaatim o ki Fulbright ders kitapları yazdırıyor.

Ak Parti’nin eğitimin amacı “kâmil insan yetiştirmektir” diyen Milli Eğitim Bakanı ateist, pozitivist, Darwinist bakış açısıyla yazdırılan kitaplarla nasıl kâmil insan yetiştirecek?

Ders kitaplarındaki ateizm propagandasına kim son verecek?

 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23