CHP, Spor İstanbul’u nasıl siyasallaştırıyor!..
Spor İstanbul 23 Haziran 2019 seçimlerinden sonra, Cumhuriyet Halk Partisi’nin kazanmasıyla mevcut partinin yöneticilerine teslim edilen Türkiye’nin en büyük Spor Şirketi. Seçim sonucuyla görevi teslim alan yeni yönetimin, geride kalan süre içerisinde mevcut spor ‘tesislerinde’ ne gibi yenilik/atılım yapacağı merakla beklenirken... Takip eden aylarda yapılan en somut uygulama, personele yönelik oldu. Mevcut çalışanlar işinden-aşından edilirken, müdür, şef, eğitmen, tesis işletme amiri, şoför v.b. kadro ayırt etmeksizin, yerlerine yeni isimler alınmasının yolu da açılmış, CHP Genel Başkanı’nın işten çıkarmama adına verilen ‘namus’ sözünün istikameti de, belirlenmiş oldu. Kültür ve Spor Başkenti İstanbul’da bu sürecin nasıl işlediği, yapıyı nasıl bir zihniyetin yönettiğinin bilinmesinde yarar var! CHP anlayışının işten çıkarmak için uyguladığı senaryo, macera romanlarını aratmayacak biçimdeydi…
İstanbul Büyükşehir Belediyesinin ‘mevcut’ başkanı Ekrem İmamoğlu’nun 6 Ağustos’ta 2019 tarihinde Spor İstanbul’a Genel Müdür atadığı İzzet Renay Onur, göreve gelir gelmez ilk işi Tesis İşletme Amirleriyle toplantı yaparak, sporun içinden geldiğini ve Spor İstanbul’da olmanın kendisi için ‘şans’ olduğunu belirtmiş. Buraya kadar her şey normal. Anormal olan, işten çıkarma sürecinde yaşanan samimiyetsizlik. Yaklaşık iki aylık sürenin devamında Sayın Renay, çalışanlara karşı sıcak görünümlü tavrı, makam ve çalışanlar arasında mesafe olmayacağı kanaati uyandırması. Yaşanacaklardan habersiz, yeni genel müdürlerinin samimi gözüken hareketini karşılıksız bırakmak istemeyen, yaptıkları çalışmaları daha ileriye taşıma hevesi/gayretinde olan mevcut çalışanlar. Yeni Genel Müdür, yapıyı ve kişileri tanıyabildiği kadar, o yakınlık gösterdiği/dinlediği personele yeni proje ve sorumluklar vermesi dikkat çekiyor. Süreç işledikçe, mevki, makam ve çalışma yılı ayırt etmeksizin (bu kişiler içerisinde 2-10-18-24 yıl çalışan da var) bir bir işten çıkarmalar başlıyor. İBB’nin mevcut Başkanı İmamoğlu tarafından göreve getirilen İ.Renay Onur, yeni projelere layık görüp, görev verdiği Müdür, Eğitmen, Uzmanları bir bir sözleşmelerini ‘fesh’ etmeye başlıyor. Yaklaşık 2500’e yakın çalışanı bulunan Spor İstanbul’da, siz bu satırları okurken 100’e yakın personeli ‘makul’ hiçbir gerekçe gösterilmeden işten çıkarıldılar ve devamını getirme gayretindeler. Çıkarılanlar kadar, çalışanların da psikolojisini düşünebiliyor musunuz? Siz personelinize yakınlaşacak, yeni görevler vereceksiniz ve o güven kısa bir süre sonra eline tutuşturduğunuz ve üzerinde “Kamusal performansı yükseltme, tasarruf tedbirleri kapsamında iş akdiniz (ilgili maddenin gereğince)… ‘fesh’ edilmiştir” ibaresinin yer aldığı evrakla, çalışanı kapının önüne koyacaksınız. Bu samimiyetsiz ve çifte standart nerede görülmüş. Veya hangi meslek ilkesiyle bağdaşıyor…
Evet, Türkiye’nin en büyük spor şirketindeki işçi/çalışan ‘kıyımı’ devam ediyor. İşten atılanların içerisinde, Beden Eğitimi ve Spor Okullarından mezun olup, uzun yıllar Şirkette çalışan personeller ağırlıkta. Soru şu; “Her yıl 3 bin mezun veren Üniversitelerin Beden Eğitimi ve Spor Bölümlerinde okuyan öğrenciler, hiçbir haklı gerekçe gösterilmeden işinden/aşından olan spor şirketi çalışanlarını görüp/duyup, bu tür işletme ve kurumlara nasıl güvenerek iş başvurusunda bulunacaklar?” Diyelim, seçim sonucuna bağlı olarak belli bir dönem sonra Belediye yönetimi el değiştirdi. Ondan sonra? Bu da demek oluyor ki, Spor İstanbul’da mevcut uygulama ‘CHP, Sporu ve Spor İstanbul’u Siyasallaştırıyor’dan başka bir manaya gelmiyor!..