Alanyaspor lider, takımlar borç batağında!..
Süper Lig’in dördüncü haftası Aytemiz Alanyaspor’un liderliğinde geçildiğinde, gözler futbolun dört büyükleri olarak isimlendirilen Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş ve Trabzonspor’u aradı. Ortaya çıkan sonuç ile takımların transfer maliyetlerini aynı ‘karenin’ içerisine koyduğumuzda, Türk futbolunun mevcut ve geleceğiyle ilgili net yorum yapmakta zorluk çekmeyiz. Yazımızın sonunda söyleyeceğimizi, başında söyleyen ‘Futbolumuzda parayla saadeti arayanlar, hayal kırıklığına uğramaya devam ediyor…’
PARA İLE SAADET OLMUYOR NE DEMEK?
Türk futbolunun lokomotifi olarak nitelendirilen Beşiktaş, Fenerbahçe, Galatasaray ve Trabzonspor’un borcu, geçen sezon itibarıyla 10,6 milyar lira. Anadolu Ajansı verilerine göre, şampiyonluğun favori isimleri ligin ilk dört haftasında liderlikten uzak olsa da, kulüplerin borçlanmasında 3,1 milyar ile Fenerbahçe lider, 3,2 milyarla Galatasaray, bu takımları 2,6 milyar ile Beşiktaş ve 1,1 milyar ile Trabzonspor izliyor. Dikkat çeken diğer husus gerçekleştirilen transferler. 2019-2020 sezonunda Fenerbahçe 12, Galatasaray 14, Beşiktaş 8 ve Trabzonspor ise tam 17 futbolcuyu kadrosuna dâhil etmiş. Para ise para, borç ise borç, başarısızlık ise başarısızlık. Gerek mali gerekse istikrarsızlık geçmişin izlerini taşıyor. Geriye bakıldığında, 2012’de 2 milyar 62 milyon lira olan toplam borç, 2018 yılında 9 milyarı bulmuş. Bunun bir başka izahı 6 yılda yüzde 360 artış. Bu artışta rekor Trabzonspor’da. ‘2012 yılında 177,9 milyon lira olan Bordo-Mavililerin borcu, 2018’in ilk yarısında yüzde 521 artışla 1,1 milyar’ olarak rakamlara yansıyor. Borçlanmadaki ibrenin artışı, çok değil yakın geçmişin yansıması. Borçlanma, 2017 Haziran ayında 6,5 milyarken, bugün 10 milyarın üzerine çıkıyor olmasının sorumluları futbolu yönetenlerin kendisi. İnsan merak etmiyor değil; ‘Futbolu yönetenler nerede?...’ Yoksa yabancı futbolcu transferi için ‘menajerlerle’ masaya mı oturdular!..
TRABZONSPOR’U İZLERKEN
AYRINTILARI KAÇIRMAMAK
GEREK…
Gençlerbirliği maçındaki hakem kararlarının, Bordo-Mavili yönetimin ‘moralini’ bozduğunu, yöneticilerin ‘Trabzonspor’un hakkının çalma dönemi sona ermiştir…’ sözlerinden anlıyoruz. Evet, maç içinde ‘hakem’ kararlarında tutarsızlığı kimse göz ardı edemez. Göz ardı edilmemesi gereken bir başka önemli konu, sahadaki mücadeledeki istikrarsızlık. Kaybedilen puanlarla şampiyonluk yarışının uzağında kalınıyor, yaklaşımımız için her ne kadar erken gibi gözükse de, rakipler karşısında sergilenen başarının uzağındaki performans, bunun en bariz göstergesi. Trabzonspor’un başarısızlığının kaynağı, sahada mücadele eden takımın her sezonun ‘kabuk’ değiştirmesi. Karadeniz ekibi transfer sezonu renklerine bağladığı 17 futbolcuyla, her sezon olduğu gibi, bu sezon da transfer şampiyonu. Yabancı statüsünde kadroya katılan her bir oyuncunun, kısa sürede ‘takım’ olma yolunda ‘uyumu’ elbette kolay değil. Ligin geride kalan dört haftasında, rakipler karşısında sergilenen ve ‘vasatın’ üzerine çıkılamayan futboldan bunu anlamak mümkün. İşte son oynanan Gençlerbirliği karşılaşması. Teknik direktörün görüşleri doğrultusunda (öyle tahmin ediyoruz) yapılan transferde ‘bonkör’ davranan bordo-mavili yönetim, sahadaki puan mücadelesinde aynı başarıyı/istikrarı sağlayamadı. Her ne kadar üst üste sakatlıklar yaşansa da, kadro genişliğinden istenilen verimin alınamaması düşündürücü. O düşünceden kazançlı ayrılmak kolay olmasa da, UEFA Avrupa Ligi C Grubunda yarın (perşembe) oynanacak maça ‘altı’ eksik oyuncuyla gidilse de, dileriz ‘yaptıklarımız, yapacaklarımızın teminatı değil’ anlayışıyla, yeni bir ‘başarı’ sayfa açılır…