• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Abdullah Şanlıdağ
Abdullah Şanlıdağ
TÜM YAZILARI

AK Parti’nin terör politikası

17 Ocak 2022
A


Abdullah Şanlıdağ İletişim: [email protected]

Ak Parti iktidara gelinceye kadar, mazlum Kürt halkı ve Türkiye’nin, terörden çok canı yandı. PKK bu topraklarda terör saldırılarını 1984’ten 1999 yılına gelinceye kadar aralıksız sürdürmüştür. Şu anda İmralı’da yatmakta olan Öcalan 1998’de Suriye’den çıkarılıp, Türkiye’ye getirilmesi sonucunda örgüt dört yılı aşkın bir zaman sürecek ateşkes ilan etmişti. İşte AK Parti bu ateşkes süreci yaşandığı zeminde iktidara gelmiştir. Bu dönemde AK Parti vesayet rejimine karşı sivil iktidar kurma mücadelesi verirken ABD’nin 2003’teki Irak müdahalesi PKK’ya Irak’ta yerleşme ve güvenli alanlar oluşturma imkanı tanımıştır. Suriye’de yürütülen terör operasyonlarında da yine karşımızda ABD’yi gördük. 

Ak Parti öncesinde terörle mücadelede dahi vesayet etkin bir güçtü. Onun müsaade ettiği kadarıyla yetinilir, terörün bu topraklarda kök salmasına rıza gösterilirdi. Ak Parti bu duruma el atarak, vesayetin müsaade ettiği kadar değil, tam anlamıyla bu sorunu çözmek için bir irade ortaya koydu. Özal, Erbakan ve Erdoğan dönemlerini istisna tutarsak, Türkiye’nin yüz yıllık siyaset anlayışının ultraseküler bir düşünceden beslendiğini söyleyebiliriz. Bu yüzden Ak Parti yola revan olurken temel söylemini “yolsuzluk-yoksulluk ve yasaklarla savaş” olarak formüle etti. 20 yıllık aralıksız iktidarda kalabilmenin sırrı burada gizli. “Kürt sorunu” ve “terörle mücadele” de Ak Parti’nin ajandasındaydı. Buna dair 2005 tarihli manifesto bile hazırladı. Sonrasında Ak Parti ve Erdoğan, gerektiğinde özür dilemeyi dahi göze alarak Kürtlerle yüzleşmeyi başardı. Erbakan’ın partisine giden Kürt seçmen, Ak Parti’ye de bu yüzden destek vermeyi sürdürdü. Çünkü Ak Parti, son beş yıla kadar Kürt sorununu Türkiye’nin öncelikli olarak çözülmesi gereken bir meselesi olarak görmüştür. Bu uğurda çözüm süreci, Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en önemli ve ayakları yere basan adımıydı. Ak Parti sayesinde Kürt seçmen huzur, sükun, yatırım, ekonomi ve geleceğe güvenle bakma imkanına kavuştu. Aslında Erdoğan çözüm sürecini başlattığında “ateşten gömlek” giymişti. Hem Kürt sorununu çözmek ve hem de o sorunun mütemmim cüzü olan PKK terörünü sonlandırmak, her babayiğidin harcı değildir. Kürt sorununu PKK terörünün odağından uzaklaştırmak ve kimlik odaklı kapsayıcı politikalarla çözmeye çalışmak, iğneyle kuyu kazmak gibidir. 

Hangi akıl ve vicdan Ak Parti’nin 7 yıldır yürüttüğü terörle mücadelesini görmezden gelebilir? Etkisiz hale getirilen terörist sayısı ve önlenen terör eylemi sayesinde Türkiye içinden örgüte katılımın azaldığını görmemek için kör olmak lazım. Kuzey Irak’tan başlayıp Akdeniz’e kadar uzanan koridorda bir terör devleti inşa etme projesinin önündeki en büyük engel Türkiye ve Ak Parti iktidarıdır. Ak Parti, sadece PKK terörüyle değil, FETÖ ve DEAŞ terörünü de ortadan kaldırmak için mücadele etmektedir. “Suriye’de ne işimiz var” diyenler, Türkiye’nin sınırlarının ötesinde hâkimiyet alanı oluşturmaya çalışan örgüt ve küresel güçleri görmezler mi? Türkiye bölgede olmasaydı, iç savaş ve otorite boşluğundan kimler faydalanacaktı? Suriye’nin kuzeyinde gerçekleştirilen Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı Harekâtlarıyla PKK/PYD ve DEAŞ’ın bu bölgelerde hâkim olmasını engelledik. 

HDP VE KÜRT SEÇMENİ FAKTÖRÜ

Ak Parti, artı ve eksileriyle bugünlere geldi. 2023 seçimlerine giderken; Kürt sorunu, Kürt seçmen ve buna bağlı olarak HDP faktörünün iyi analiz edilmesi gerekmektedir. 

Türkiye’de şu ana kadar onlarca parti kapatıldı. Hepsinin yerine bir başkası kuruldu. Türkiye’de darbeciliğin hüküm sürdüğü yıllarda parti kapatmak ve düşüncenin yasaklanması, adeta gelenekten sayılırdı. Ak Parti öncesi, Erdoğan’ın siyaset yaptığı RP ve ondan önceki İslamcı partiler de “kapatma” geleneğinden nasibini almıştır. Kendi iktidarında bile kapatılma tehlikesi yaşayan Ak Parti’nin, şimdi HDP’nin kapatılmasına sessiz kalması veya onaylar gibi gözükmesi, 2023’te yapılacak olan seçimler için bir risktir. İktidara geldikten sonra siyasi partilerin kapatılmasına karşı olduğunu gündeme getiren AK Parti, 2010’da yaptığı anayasa değişikliğiyle siyasi parti kapatmayı zorlaştırdı. Ama ne hikmetse, siyasi konjonktürün değiştiği 15 Temmuz darbe kalkışmasından sonra parti kapatmalar tekrar ülke gündemine geldi. 

 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Haydar Türkmen

HDP kapatilinca sorun çözülecek mi?Yerine yenisini kurarlar. Etkiye tepki göstermek adettendir. Ak parti,parti kapatan ve yasakçı bir parti konumuna dusmemelidir

Yaşar Keceli

Çözüm sürecini akp değil ama HDP ve PKK sonlandırdı,akamete uğrattı. Kürtler bu ülkenin cimentosudur..HDP asla Kürtleri temsil edemez. Bir defa Kürt kardeşler bunu anlarsa iyi ederler
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23