Yunan vahşeti şimdi tüm dünyanın dilinde: 565 sivili dakikalar içinde öldürdüler!

Yunanistan özelinde Avrupa'nın Akdeniz'deki 'sığınmacı' cinayetleri İngiliz belgeseline konu oldu. 2023 Haziran'ında yaklaşık 750 kişiyi taşıyan Adriana adlı teknenin Yunan görevlilerce kasten batırılması belgesel sayesinde bir kez daha gündeme oturdu. Avrupa merkezli Frontex programının sınır muhafızı Yunanistan, Akdeniz sularında periyodik olarak katliam gerçekleştiriyor.

Avrupa'yı sığınmacı akınından koruduğunu iddia eden Yunanistan'ın bir yıl önceki vahşeti bir kez daha tüm dünyanın dilinde.

Yunan Sahil Güvenliği, içinde yaklaşık 750 sığınmacının bulunduğu tekneyi Navarin Limanı açıklarında kasten batırmış, olayda yüzlercesi kadın ve çocuk olmak üzere en az 565 kişi can vermişti.

İngiliz yayın organı BBC, 'Dead Calm: Killing in the Med' adlı belgesel yapımda, Yunanlıların sığınmacı teknelerine yönelik saldırılarını ele aldı. Yönetmen Ben Steele tarafından çekilen belgeselde yer verilen iki ana hikayeden biri, 15 Haziran 2023 tarihinde Yunanlıların Mora açıklarında kasten batırdığı Adriada teknesi oldu.

Facia teknesi Adriana, kasten batırılmadan saatler önce bir ticaret gemisindeki personel tarafından böyle görüntülenmişti.

İkinci hikaye ise denizdeki sığınmacıların Yunan askerleri tarafından botlara üstünkörü atılıp Türkiye sahillerine doğru sürüklenmesini ekrana yansıtıyor.

Belgeselde, 2020-2023 yılları arasında Yunan Sahil Güvenlik görevlilerinin 43 sığınmcıyı kasten öldürdüğüne yer veriliyor. Mora açıklarında içinde 750 kişinin bulunduğu teknenin kasten batırılmasıyla ölen 565 kişi bu sayıya dahil değil.

İngiliz belgeseli, bu vahşete ilişkin doğrudan Atina'yı suçlamaktan kaçınıyor ancak yapımda, Yunanlılara sığınmacıları durdurma görevi vererek vahşet programı uygulayan Avrupa devletleri eleştiriliyor.

PARANIN BİR KISMI HAFTER'E GİDİYOR

750 kişiyi taşıyan Adriana adlı tekneden sağ kurtulan Suriyeli Muhammed ve Abdurrahman adlı gençler de BBC belgeselinde yer buldu. 9 Haziran 2023 sabahı Libya'nın Hafter kontrolündeki Tobruk Limanı'ndan denize açıldıklarını söyleyen Suriyeliler, korkunç hikayeler anlatıyor.

Muhammed ve Abdurrahman'a göre insan tacirleri, 'VIP şartlarında' yolculuk vaadiyle 750 sığınmacıdan toplamda 3,5 milyon dolar para aldı.

Paranın bir kısmı Hafter ailesine gidiyor. Suriyeli gençler, Adriana teknesinin durumunu gören yolcular tekneye binmekten vazgeçmesin diye limanda ellerinde sopa ve elektrik kablolarıyla bekleyen çete görevlileri bulunduğundan bahsediyor.

İnsan tacirleri, Libya'dan İtalya'ya götürme karşılığında 3,5 milyon dolar ödeme aldıkları yolcuları Adriana'ya adeta istifledi. Teknenin alt kısmında çoğunlukla Pakistanlılar, ortada kadın ve çocuklar, üst güvertede ise Filistin, Suriye ve Mısırlılar bulunuyordu.

AKDENİZ'DE VAHŞET NE İLK NE DE SON

Teknenin bundan sonraki hikayesi İngiliz medyasında şöyle yer buldu:

"Yolculuk hızla ters gitmeye başlar. Adriana kaybolur. İçme suları biter ve yolcular motor soğutma suyu içmeyi bile düşünmek zorunda kalır.

5. gün gemi Yunan arama ve kurtarma bölgesine ulaştığında 3 yetişkin ve bir çocuk ölür. Ancak o zaman dış dünyaya bir yardım çağrısı yapılır.

Avrupa Birliği'nin sınır ajansı Frontex durumu incelemek için bir dron gönderse de yolculara yardımcı olabilecek hiçbir şey yapılmaz ve Yunan yetkililerin de dahil olmasıyla durum daha da tehlikeli bir hâl alır."

YUNAN ASKERİ: EMİR BAKANDAN GELDİ

"Ekip aynı zamanda göçmen ve mültecilerin Yunan adalarından kaçırılıp uluslararası sulara bırakıldığı vakaları da araştırdı.

Kamerunlu İbrahim, maskeli adamlar tarafından kaçırıldığını, dövüldüğünü, çıplak arandığını ve ardından denize götürüldüğünü ve orada kendisinin ve diğer birkaç kişinin suya atıldığını anlatıyor.

Su onu yutmadan önce, "Beni kurtarın, ölmek istemiyorum" diye yalvaran bir Fildişi Sahilliden bahsediyor. 'İnanılmaz bir güç' İbrahim'i canlandırmış ve hayatta kalmış; kıyıya yüzdükten sonra 'mazlumlar için tanıklık etme' yemini etmiş.

Belgesel ekibinden Van Baarsen'in bir flört sitesinde bulduğu bir Yunan özel kuvvetler görevlisi, Yunanistan'a teknelerle gelen göçmenleri toplama emrinin 'bakandan' geldiğini söyler.

Nefes kesici bir sahnede, Yunan sahil güvenliğindeki eski özel operasyon başkanı Dimitris Baltakos, amaçladığından daha fazla bilgi verir."

Bu esnada Yunanistan Başbakanı Kyriakos Mitsotakis, filmde göçü yüzde 90 oranında azaltmakla övünüyor, sahil güvenliğin 'on binlercesini kurtardığını' iddia ediyor ve Yunanistan'ın 'sadece Yunan sınırlarını değil, Avrupa sınırlarını da koruduğunu' hatırlatıyor.