Siyonist kuklası Hindistan’ın, Pakistan’a yönelik füze saldırısı sonrasında Türkiye’nin Pakistan’a verdiği siyasi destek, küresel çeteye şok yaşattı. Türkiye’nin kardeş Pakistan’a desteği, karanlık hesapları bozdu.
MUHAMMET KUTLU ANKARA
Faşist Hindu rejiminin hüküm sürdüğü Narendra Modi yönetimindeki siyonist kuklası Hindistan’ın, 6 Mayıs’ta Pakistan’daki sivil hedeflere yönelik gerçekleştirdiği saldırılarla başlayan savaş, Türkiye’nin yanında olduğu kardeş Pakistan’ın üstünlüğünü ortaya koydu. İlk iki günde 3’ü Fransız Rafale 4,5. nesil savaş uçağı olmak üzere Hindistan’a ait 5 savaş uçağını düşüren, 50’ye yakın İsrail menşeli SİHA ve dronu imha eden Pakistan’ın başarısı, Hindistan’da ve bu ülkeyi silahlandırarak kardeş ülkenin üzerine salan siyonist küresel çeteye şok yaşattı. Askeri alanda başarı gösteremeyen Hindistan’ın sivil hedeflere yönelik saldırılarda 31 kişi hayatını kaybederken, 57 kişi de yaralandı. Hindistan tarafı da, Pakistan ordusunun sınır hattını bombalaması sonucu 12 kişinin hayatını kaybettiğini ve 57 kişinin yaralandığını duyurdu. Pakistan-Hindistan savaşının ilk üç gününde yaşananlar, Türk savunma sanayiinin geldiği noktayı bir kez daha gözler önüne serdi.
“TÜRKİYE’NİN GÜCÜNÜ SINAMAK İSTİYORLAR”
Türkiye’nin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın akılcı dış politika yönetimiyle, Libya, Karabağ, Suriye, Sudan, Irak gibi bölgelerde mazlumların yanında yer alarak emperyalistler karşısında müthiş bir başarı elde ettiğini vurgulayan AK Parti Ordu Milletvekili İbrahim Ufuk Kaynak, son olarak Pakistan’ın saldırgan Hindistan karşısındaki başarısının da bunun son örneği olduğunu söyledi. Kaynak, şunları aktardı: “İki ülke arasındaki en büyük anlaşmazlık, 65 yıl önce yapılan su anlaşmasını Hindistan’ın değiştirmek istemesidir. Hindistan’dan Pakistan’a 7 tane nehir geliyor. Bunlardan 3 tanesi Pakistan için çok önemli. İngilizler Hindistan’dan çekilirken Keşmir bölgesini ne Hindistan’a ne Pakistan’a bıraktı ki bugün olduğu gibi iki ülke birbirini yesin diye. Bu bölgede büyük bir anlaşmazlık olduğu biliniyordu. Hindistan 1857’de İngiliz sömürgesine girene kadar tarihi boyunca hep Türkler tarafından yönetilmiştir. Yeni Delhi Sultanlığı’ndan başlayıp, Babür İmparatorluğu’na kadar gelen Türk yönetimi olmuştur. Hindistan, Çağatayca konuşan, Türklerin yönettiği bir bölgeydi. İngiliz sömürgesiyle birlikte yüzyıllardır bir arada yaşayan Hindistan’daki halklar, bir arada yaşayamaz hale getirildi. Bu İngilizlerin girdiği dünyanın hemen her yerinde de böyle oldu. Türkiye, Pakistan’ı her şart ve koşulda desteklemekten başka hiçbir seçeneği olmayan bir pozisyonda. Hem tarihi, hem inancı ve medeniyeti gereği. Bundan da hiçbir halükarda vazgeçmeyecektir. İtidal tavsiye ediyoruz. Pakistan ordusu, yıllardır Türkiye tarafından çok iyi eğitildi. MİLGEM sınıfı gemiler, SİHA’lar, hava savunma sistemleri sattık. İngiltere’nin, ABD’nin, hatta Rusya’nın kaşımak istediği bir nokta, Türkiye’nin gücünün sınanması gibi görünüyor. Emperyalistler, gerekirse iki nükleer gücün birbirlerine birkaç nükleer füze atmasını istiyor. Çünkü ölen Müslüman olduktan sonra emperyalist batı hiç acımaz. Tarih bunun örnekleriyle doludur.
Gazze’de olan olaylar da aynıdır. Bin sene önceki Haçlı saldırılarının aynısı yaşanıyor. Bugün İsrail diye bir kukla çıkarttılar önümüze. ABD ve batının güçlü desteği olmadan İsrail bir gün bile savaşamaz. Üstelik korkaktır. Bu tür saldırılar İsrail’in boyunu aşan şeyler. Batılı emperyalist haçlı güçlerin sadece adı haçlı aslında. ABD’yi yöneten de AB’yi yöneten de aynı küresel güçlerdir. Bütün planları aslında İslam ülkelerinin en güçlüsü olan Türkiye üzerinedir. Pakistan ile Türkiye’nin zaten birlikte olduğunu biliyorlar. Bunun içine Azerbaycan da katıldı. Burada tarihi bir dönüşüm var. Son dönemde Trump’ın gelişiyle ulus devletler yerine tekrar imparatorluk gibi bir araya gelme planı uygulanıyor. Avrupa’da başladı. Yakında diğer kıtalara da sıçrayacak. Türkiye bunların farkında.”
‘HİNDİSTAN KEŞMİR’DE GEREKEN DERSİ ALACAKTIR’
Güvenlik Uzmanı Emekli Kıdemli Albay Mustafa Hacımustafaoğulları da şu görüşleri aktardı: “Türkiye’nin bölgesel anlamda bir güç olduğunu bütün uluslararası otoriteler biliyor. Bu uluslararası alanda kabul edilen bir durum. Türkiye’nin, gerek savunma sanayiinde, gerek yeni geliştirilen stratejiler noktasında, gelişen bir güç olduğu ortada. Bunu Türkiye gerek Karabağ sorunun çözümünde ortaya koyduğu destek ve iradeyle, gerek Libya’daki aldığı pozisyonla ortaya çıkan olumlu gelişmelerle, Doğu Akdeniz’de Fransa’yı düşürdüğü durumla, Sudan’da, Irak’ta, Suriye’de hep mazlumun yanında durarak gerçekleştirdiği hamlelerle tüm dünyaya göstermiştir. Bölgemizdeki asıl tehdit, İsrail’in bölgedeki yayılmacılık ve uyguladığı soykırımlardır. İsrail çevresindeki bütün ülkelere saldırdığı gibi Türkiye’ye de saldırı emareleri gösteriyor. Ancak Türkiye’nin sahip olduğu güç ve muharebe deneyimi karşısında ne kadar çaresiz kaldıklarını kendileri de gizleyemiyor. Şu anda Pakistan’da Keşmir sorunuyla başlatılan Hindistan-Pakistan savaşında, bir anlamda Türkiye’nin sahip olduğu askeri teknoloji ve imkânların test edilmek istendiği anlaşılıyor. Hindistan-Pakistan arasında başlayan savaşa dair gelişmelerde saldıran taraf Hindistan olmasına rağmen Pakistan’ın güçlü bir irade ve muharebe maharetiyle cevap verdiğini görüyoruz. Hava kuvvetleri başta olmak üzere muharebe üstünlüğünü sağladığını görüyoruz. Pakistan’ın haklı bir mücadelesi var. Bu mücadelesinde Türkiye her zaman kardeş Pakistan’ın yanında olacaktır. Ermenistan’ın Karabağ’da gereken dersi aldığı gibi Hindistan da Keşmir’de gereken dersi alacak ve bu savaşı başlattığına pişman olacaktır diye düşünüyorum”.
