Almanya’daki NSU duruşmalarına Türk yetkililerin ve gazetecilerin alınmamasına sert tepki gösteren Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, “Mahkemenin yaptığı açık bir ayrımcılıktır. Bu tutum hukuk devletine yakışmıyor. Umarız mahkeme bu yanlıştan döner” dedi.
ANKARA - Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Almanya’daki NSU duruşmasına Türk gazetecilerinin alınmamasıyla ilgili, “Çok açık bir ayrımcılıktır, bu çok açık şekilde mahkemenin hâkiminin subjektif, yanlı, taraflı tutumudur. Biz bu tutumu hukuk devletine yakıştırmadığımızı, bu tutumun doğru olmadığını her defasında ifade ettik. Umarız mahkeme buradan döner” dedi. Bozdağ, 2000-2007 yılları arasında aşırı sağcı Nasyonal Sosyalist Yeraltı (NSU) terör örgütü tarafından 8’i Türk 10 kişinin öldürülmesine ilişkin Almanya’da görülecek davaya, Türk medyasının ve Türk yetkililerinin alınmamasıyla konusunda değerlendirmelerde bulundu.
“HERKES BU MAHKEMEDEN
ADALET BEKLİYOR”
Davada Türklerin mağdur ve taraf olduğunu belirten Bozdağ, Türk medyasının ve Türk yetkililerin duruşmaya kabul edilmemesini yanlış olarak değerlendirdi.
Ortaya çıkan durumun mahkemenin tarafsızlığına gölge düşürdüğünü ifade eden Bozdağ, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Herkes bu mahkemeden adalet bekliyor. Hakkın yerini bulmasını bekliyor. Mahkeme de ona göre yargılamayı yapıp neticelendirmesi lazım. Ama mahkeme davayı takip etmek için Almanya’dan sadece 50 tane medya temsilcisini alıp, bu davanın mağduru, tarafı olan Türk medyasını, Türklerin temsilcilerini, Türkiye büyükelçisini, TBMM İnsan Hakları Komisyonu Başkanı ve üyelerini almaması mahkemenin tarafsızlığına, mahkeme hâkimlerinin tarafsızlığına gölge düşürmüştür. Böyle bir şey olabilir mi? 50 tane Alman medyası alıyorsun, bir tane Türk medyası almıyorsun. Bunun adaletle, hakla, objektiflikle bir izahı mümkün mü? Kabul edilebilir bir şey mi?”
Yanlı ve taraflı uygulamaların devam etmesi durumunda Türklerin tatmin olmayacağına işaret eden Bozdağ, “Adaletten ziyade mahkemenin, bu Neonazi cinayetlerini yapanları himaye ettiği kanaati uyanacaktır ki; bu da Alman adaletine, Alman yargısına fevkalade zarar verecektir. Biz istiyoruz ki, mahkeme Neonazi cinayetlerini işleyenleri değil; hakkı, hukuku ayakta tutan, hak edene hak ettiği uygulamayı yapan, cezayı veren bir yer olsun” değerlendirmesinde bulundu.