Meczuplar namazı Türkçe kıldı! Kim bu ajan provokatörler?
Son dönemde bazı çevrelerin İslam’ın temel ibadetlerinden biri olan namazı kendi dilinde kılma yönündeki girişimleri, kamuoyunda büyük yankı uyandırdı. Özellikle sosyal medyada yayılan ve bir grup kişinin ev ortamında, namaz sırasında Kur’an ayetlerini Arapça değil de Türkçe okuyarak ibadet ettiği görüntüler, toplumun geniş kesiminden sert tepki aldı.
Namaz, yalnızca bir ritüel değil, evrensel bir ibadettir
İslam dininin en temel direklerinden biri olan namaz, yüzyıllardır belirli kurallarla, Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v.)'in öğrettiği şekliyle eda edilmektedir. Kur’an-ı Kerim’in dili olan Arapça, sadece bir iletişim aracı değil, aynı zamanda ibadetin manevi ve anlam bütünlüğünü taşıyan kutsal bir dildir.
Namazda okunan sureler ve dualar, Kur’an-ı Kerim’in bizzat Allah tarafından vahyedilen ayetleri olup, hem anlam hem de lafız olarak ibadetin temelini oluşturmaktadır. Bu nedenle, bu ayetlerin orijinal dili dışında okunması, ibadetin hem ruhuna hem de şekline zarar vermekte, İslam’ın evrenselliğine gölge düşürmektedir.
“İslam’da yozlaşmaya geçit verilmemeli”
İslam dünyasında namaz, hangi ülke veya millet olursa olsun aynı şekilde kılınarak birliğin, kardeşliğin ve evrenselliğin sembolü olmuştur. Müslümanlar dünyanın dört bir yanında aynı kıbleye yönelip, aynı ayetleri aynı dilde okuyarak bir safta buluşmaktadır. Ancak son zamanlarda belirli grupların “anlama” bahanesiyle namazı kendi ana dillerinde kılma çabası, dinin özüne değil, nefsî yorumlara dayanmakta ve toplumu bilinçli şekilde ayrıştırma çabası olarak değerlendirilmektedir.
İlahiyat çevreleri ve dinî otoriteler, bu tür uygulamaların İslam'ın temel kaynaklarıyla bağdaşmadığını ve mezhep ayrılıklarının ötesine geçen bir fitneye zemin hazırlayabileceğini belirtmektedir. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın da bu konuda açık bir duruş sergileyerek, namazın Arapça dışında kılınmasının caiz olmadığı yönündeki fetvası mevcuttur.
İbadet anlama değil teslimiyet meselesidir
Elbette Kur’an’ı anlamak, tefekkür etmek ve ayetlerin hikmetini kavramak her Müslümanın görevidir. Bu nedenle Kur’an meallerinin okunması teşvik edilmekte, dini anlamak için ana dilde tefsirler önerilmektedir. Ancak bu durum, ibadetin şekli olan namazda asli metinlerin değiştirilmesini meşrulaştırmaz. İbadet bir teslimiyettir ve Allah’ın emrettiği şekliyle yerine getirilmelidir.
İslam dini, bireyin değil, Allah’ın belirlediği ölçülerle yaşanır. Namazın dili, şekli ve içeriği Allah Resulü tarafından bizlere örneklenmiş ve nesilden nesile bu şekilde aktarılmıştır. Bu evrensel ibadeti yozlaştırmaya çalışan her türlü girişim, sadece bireysel bir hata değil, ümmet bilincine vurulmuş bir darbedir. Müslümanların bu tür fitnelere karşı daha dikkatli ve bilinçli olması, birlik ve beraberliği koruması hayati önem taşımaktadır.
