Kılıçdaroğlu: Swoboda kim oluyor da düşüncemden rahatsızlık duyuyor
Hükümeti şikayet etmek için koşa koşa gittiği sosyalistlerden unutamayacağı bir tokat yiyen Kılıçdaroğlu hazımsızlığını sürdürüyor. AP Sosyalist Grup Başkanı Swoboda ile kendisinin görüşmek istemediğini iddia eden CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, “Swoboda
HABER MERKEZİ
CHP TBMM Grup Toplantısı’nda konuşan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, yine Erdoğan’ı ve hükümeti hedef aldı. Kılıçdaroğlu; “Yasalara göre AKP Hükümeti suç işlemiştir. Başka ülkelere terör örgütü elemanlarını göndermek için kendi topraklarını açmıştır. Kendisini ilk uyardığımızda Suriye’de dört ölü vardı, bugün ölen Suriyelilerin sayısı 200 bini aşmış durumda. Yazık, günah değil mi?.. “Suriye konusunda bir ülkeden parasal yardım alıp, politikanızı belirlerseniz, dış politikanızı Katar’a satmış olursunuz, dış politikanızı Suudi Arabistan’a ihale etmiş olursunuz. Koskoca Türkiye Cumhuriyeti’nın, dış politikası nasıl Katar’a, Suudi Arabistan’a ihale edebilir. Bunun hesabını bu milletin sorması gerekir... AKP Hükümeti’nin Suriye politikası Türkiye’nin dış politika tarihindeki en büyük engeldir, en büyük hezimettir, en büyük yanlış politikadır” dedi.
Brüksel’e yaptığı ziyarette sosyalist, liberal ve demokrat milletvekillerinin Suriye konusundaki sorularını cevapladığını ifade eden Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu: “Dedim ki, Suriye konusunda siz verdiğiniz sözleri tutmadınız. ‘Nasıl ?’ dediler. Sayın Başbakan çıktı dedi ki ‘batılılar Suriye konusunda bizi yalnız bıraktı’. Benim bildiğim batı etik değerlerini bağlıdır. Bir söz verdiyseniz, arkasında durmanız gerekir. Neden verdiğiniz sözünüzün arkasında durmadınız ve bizim başbakanı Suriye politikası konusunda yalnız bıraktınız? Söz alan milletvekilleri ‘hayır’ dediler. ‘Biz hiçbir zaman böyle bir söz vermedik’. Ben ne dedim? Yalan söyleyenden başbakan olmaz.
Hem sosyalistler, hem liberaller, hem demokratlar bana bunu söylediler. Medyanın önünde bunu söylediler, ben de bu çıkışı medyanın önünde yaptım. Neden Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı’nı yalnız bıraktınız siz dedim. ‘Hayır biz böyle bir söz vermedik’ dediler. Şimdi Recep Tayyip Erdoğan’a bir görev düşüyor; yalan söylemediysen çık milletin önüne kim sana söz verdi onun kimliğini açıkla.
Suriye konusunda bir ülkeden parasal yardım alıp, politikanızı belirlerseniz, dış politikanızı Katar’a satmış olursunuz, dış politikanızı Suudi Arabistan’a ihale etmiş olursunuz. Koskoca Türkiye Cumhuriyeti, koskoca 90 yıllık devlet geleneği, 190 yılık, 150 yıllık parlamenter geleneği olan bir devlet dış politikasını nasıl Katar’a, Suudi Arabistan’a ihale edebilir. Bunun hesabını bu milletin sorması gerekir. Bu milletin vicdanına havale ediyorum ben, ölen her Müslümanın kanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ellerindedir.”
RANDEVU TARTIŞMASI
Kemal Kılıçdaroğlu, Avrupa Parlamentosu Sosyalist Grup Başkanı Hannes Swoboda ile arasında yaşanan randevu tartışmasını da değerlendirdi.
Kılıçdaroğlu, randevuları olan Swoboda ile görüşmeye gittiklerini belirterek, Swoboda’nın danışmanlarının, kendisinin Esed ile ilgili açıklamalarından dolayı Swoboda’nın rahatsızlığını ilettiklerini anlattı. Kılıçdaroğlu, ‘’Benim düşünceme ve düşünce özgürlüğüme müdahale eden, rahatsızlık duyan biriyle ben asla ve asla görüşmem’’ dediğini aktararak, şunları söyledi:
‘’Biz onlara şunu hatırlattık: Türkiye, 3. sınıf bir demokrasiye layık değildir. Sen kim oluyorsun da benim düşüncemden rahatsız oluyorsun. Hesabını sana değil kendi milletime veririm. Rehyanlı’da 51 kişi hayatını kaybetmiş, o insanlara yazık, günah değil mi? Reyhanlı’da ölenlerin hesabını kimden soracağız? Reyhanlı’daki manavdan, Hatay’daki bakkaldan, Hakkari’deki esnaftan, Samsun’daki balıkçıdan mı soracağız? Bütün demokrasilerde o işin sorumlusu iktidar ve onun başındaki adamdır. Ülkeyi yöneten de hiç kimse kusura bakmasın, diktatörlüğe soyunan bir adamdır. Diktatör demişim alınmışlar. ‘Yasama, yargı benim için ayak bağı’ diyen adama; dünyanın her tarafında diktatör denir. ‘Silivri davalarının savcısıyım’ diyen adama dünyanın her yerinde diktatör denilir.
Ordu’ya talimat vereceksin, Uludere’de 34 vatandaşımız öldürülecek. Kendi vatandaşının imhası için Türk Silahlı Kuvvetleri’ne talimat veren kişiye diktatör denir. Mahkemeye verecekmiş beni. O kadar mutlu oldum ki. Bellki Türkiye’nin en hayırlı davası olacak. Bu talimatı veren kim? Genelkurmay’ın açıklaması var; demokrasilerde olduğu gibi biz de hükümetin emrindeyiz. Onlar talimat verir, biz de yerine getiririz. O işin talimatnıı veren Recep Tayyip Erdoğan’dır. 34 yurttaşımızın katili Erdoğan’dır. Eğer siz Arupa’nın en büyük barosunu, yasadışı yargılarsanız o yargılama düzenini sağlayan adama diktatör denilir. Gazetecileri şöyle veya böyle işinden attıran, hapse attıran adama demokrasilerde diktatör denilir.’’