• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0

Karahasanoğlu: Solcuların rahatsızlığı İslam’dan mı?

Yeniakit Publisher
2018-09-04 10:14:00 - 2018-09-04 10:36:28
Karahasanoğlu: Solcuların rahatsızlığı İslam’dan mı?

Yeni Akit gazetesi yazarı Ali Karahasanoğlu, HSK Başkanı Mehmet Yılmaz’ın Adli Yıl açılışında yaptığını konuşmadan rahatsız olan solculara tepki göstererek "Solcuların rahatsızlığı İslam’dan mı?" diye sordu.

Yeni Akit gazetesi yazarı Ali Karahasanoğlu, "Solcuların rahatsızlığı İslam’dan mı?" başlıklı bugünkü yazısında Külliye’de düzenlenen "Adli Yıl" açılış törenindeki HSK Başkanı Mehmet Yılmaz’ın ve Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit'in 'dini' içerikli sözlerinden rahatsız olan solcu kesime tepki gösterek "Bu açıklamalardan rahatsız olmak için insanın sadece dinsiz değil akılsız olması da gerekmez mi?" diye sordu.

İşte o yazı;

Adli yıl, dün başladı..

Açılış ile birlikte, HSK Başkanı Mehmet Yılmaz’ın mesajı..

Ardından da açılış töreninde Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit’in sözleri..
ÖNE ÇIKAN VİDEO

Malum kesimlerde, rahatsızlık oluşturdu..

Önce Mehmet Yılmaz’ın mesajını aktarayım:

“Unutma; Kıyamet günü Allah’ın gölgesinde öncelikli olarak şu kimseler yer alacaktır; hak kendisine sunulduğunda hakkı kabul edenler, kendilerinden istenildiğinde cömertçe harcayanlar ve insanlar arasında hükmettiklerinde kendilerini onların yerine koyup tarafsız hüküm verenler.”

Hangi görüşten olursa olsun..

İster solcu.. İster kapitalist.. İster dindar, ister dinsiz olan cevap versin..

Bu açıklamadan rahatsız olmak için, insanın sadece dinsiz değil, bir de akılsız olması gerekmez mi?

Ne öneriyor HSK Başkanı?

“Mevcut kanunların hepsini bir kenara bırakalım.. Ahiret inancı olanları hakim yapalım” mı diyor?

Hayır..

Hukuk fakültesini bitirmeye gerek yok.. İmtihana girene sor, ‘Ahiret inancın var mı?’ diye.. Varsa, hakim yap.. Yoksa yapma” mı diyor?

Hayır..

Liyakat ile ilgili tüm düzenlemelerin zaten uygulandığını varsayarak..

İlaveten..

Ahiret inancının, hakimler için ne büyük bir motive edici güç olduğunu hatırlatıyor..

Bir hakim, Allah’a inanmıyorsa.. Bu hatırlatmayı da dikkate almıyorsa, HSK Başkanı, onlar için bir müeyyide öngörüyor mu?

Hayır..

O halde, bu hatırlatmaya hangi akıl sahibi karşı çıkabilir?

Dinsiz dahi olsa.. Ateist dahi olsa.. Hakimler zaten tarafsız karar vermek zorunda..

Ama ola ki..

Bir gevşeklik göstermişlerse..

Bir menfaat karşılığında.. Veya bir tanışıklık sebebi ile.. Tarafsız karar vermeyecekleri bir ihtimal doğduğunda..

Bir anlığına düşünüp, “Bu işin bir de ahireti var. Allah’ın gölgesinde gölgelenmek istiyorsak, menfaatime göre değil, tanışıklığıma göre değil, haklılığa göre karar vermeliyim” derse...

Bundan kimin, ne zararı olabilir?

Tam aksine..

İnsanların, toplumun, böyle bir hassasiyetten dolayı bir tanecik de olsa, yanlış kararın azalmasından dolayı fayda görmesi söz konusu değil mi?

HSK Başkanı Mehmet Yılmaz’ın uyarısına karşı çıkan cenah..

Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit’in sözlerine de, anında tepki verdiler..

Yargıtay Başkanı ne önermiş?

“Kur’an kursunu bitirenleri, hukuk eğitimine tabi tutmadan, hakim yapalım” mı demiş?

“Önceki yıllarda, mesleğe kabul edilen hakimler imtihana tabi tutulsunlar, Kur’an bilmeyenler ihraç edilsin” mi demiş?

“Hakimler yüksek yargıya seçilir iken, verdikleri kararlarda isabet oranına göre değil, AK Parti’ye yakınlıkları dikkate alınmalı” mı demiş?

Hayır..

Ya ne demiş?

Hz. Peygamber’in bir hadis-i şerifini hatırlatarak.

Halkının % 90’ının Müslüman olduğunu kabul ettiğimiz Türkiye’de, hemen herkesin inancı gereği saygı gösterdiği.. Zaten aklın da emri olan bir ilkeyi tekrarlamış..

Demiş ki:

“Hz. Peygamber’e, ‘Kıyamet ne zaman kopacak’ sorusu yöneltildiğinde, cevabı‘İş ehil olmayana verildi mi, kıyameti bekle dur’ şeklinde olmuş.”

“Liyakat”in esas alınması gerektiğini.. “Ehil olanlar”ın göreve getirilmesi gerektiğini belirten bu “temel ilke”nin hatırlatılmasından, kim, niye rahatsız olur?

Akıllı bir insanın..

Mantıklı bir canlının..

“Liyakat esaslı bir görevlendirme”den rahatsız olması mümkün mü?

Yoksa..

Rahatsızlık liyakat esaslı görevlendirmeye değil de..

Hz. Peygamber’in kendisine mi?

Dinin, İslam’ın kendisine mi?

Diyecekler ki, “İyi de, laiklik ilkesi çerçevesinde, bu sözleri nereye koyabilirsiniz?”

Laiklik; yakın tarihe kadar uygulandığı üzere, “din karşıtlığı” ise, tabii ki bir yere koyamayız..

Ama..

Laiklik; “kimseyi zorlamadan, isteyenlerin dini ilkelere, isteyenlerin de farklı ilkelere saygı göstermesini” öngörüyorsa..

Toplumun büyük çoğunluğunun kabul ettiği bir dinin referanslarının, zorlama olmaksızın hatırlatılmasında, laikliğe ne zarar gelebilir?

Kaldı ki..

Dinin referansları olarak hatırlatılan ilkeler..

“Liyakat” gibi.. Zaten mevcut düzenlemelerde de (...)

...YAZININ DEVAMI İÇİN TIKLAYIN...

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23