İstanbul’da OHAL kapsamında kentsel dönüşüm olsun

Mehmet Safa CANAT Hasan CANAT  İSTANBUL

Leda Grup olarak 2005 yılından beri ağırlıklı olarak TOKİ’nin projelerini inşa ettiklerini belirten Nazmi Coşar, “Ardahan, Van, Balıkesir, İstanbul başta olmak üzere yaklaşık 28 ilde TOKİ’nin konut, okul, yurt ve sosyal donatı projelerini inşa ettik. Şu anda Kahramanmaraş Elbistan’da, İstanbul Maltepe’de, Balıkesir Altıeylül’de, Malatya’da ve Kütahya’da devam eden TOKİ projelerimiz bulunmaktadır. İnşaatı devam eden yap-sat projelerimiz de var. Konut sektöründe uzun yıllardır faaliyet gösteriyoruz ve bu konuda iddialıyız” dedi.

KAHRAMANMARAŞ’TA “AZERBAYCAN MAHALLESİ” KURULDU

Deprem bölgesinde yapılan çalışmaları anlatan Coşar, “6 Şubat 2023’ten beri deprem bölgesindeyiz. Öncelikle hepimizin başı sağ olsun. İnşallah bir daha böyle bir felaket yaşanmaz. Deprem bölgesinde 18 şantiyeyi yönettik. Yaklaşık 6 bin kişiyi istihdam ediyoruz. Depremden bugüne kadar 18 bin bağımsız bölümlük proje üstlendik. Bunun yaklaşık 8 binlik kısmını teslim ettik. Geri kalan 10 binlik kısmını da inşallah 2026 yılının Nisan ayına kadar peyder pey bitirip teslim edilmesini planlamaktayız. Geçtiğimiz Haziran ayında Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan Bey’in ve Azerbaycan Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev Bey’in katılımlarıyla Kahramanmaraş’ta Azerbaycan Mahallesi’nde inşa edilen konutlar hak sahiplerine teslim edildi. Azerbaycan Mahallesi özel bir projedir. O bölgedeki konutların 4’te 1’inin yapımına Azerbaycan devleti katkıda bulunmuştur. Diğer konutların tamamı Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı bünyesinde inşa edilmiştir. İnşa edilen projenin tamamının altyapısını, zemin iyileştirmesini ve çevre düzenlemesini biz yaptık. 2 adadaki üst konutu da biz inşa ederek bitirdik” diye konuştu.

BAKAN KURUM’UN ÖNDERLİĞİNDE İSTANBUL’U DÖNÜŞTÜREBİLİRİZ

Olası bir İstanbul depremine karşı alınması gereken önlemlerden bahseden Coşar, “İstanbul’da beklenen bir deprem var, inşallah olmaz. Allah korusun, olursa büyük felaket olur. Misak-ı milli sınırlarımız tehlikeye girer. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanımız Sayın Murat Kurum Bey’in olası İstanbul depremine yönelik ciddi çalışmaları var. Bu konuyu çözerse devlet eliyle Sayın Bakanımız Murat Kurum Bey çözer. Devlet bizim önümüzü açacak, biz de üzerimize düşeni yapacağız. Biz nasıl ki, 2-3 yıl içerisinde 11 ili kapsayan deprem bölgesinde depreme dayanıklı konutlar inşa ettiysek Sayın Bakanımız Murat Kurum Bey’in önderliğinde de İstanbul’da en geç 5 yıl içinde kentsel dönüşümü bitirebiliriz. En azından İstanbul’da yaşayan insanların yüreğindeki deprem korkusunu bir nebze de olsa azaltmış oluruz” dedi.

VATANDAŞLARA ANLATILMALI

Kentsel dönüşümün kararlı bir şekilde sürdürülmesi gerektiğini ifade eden Coşar, “6 Şubat’taki depremden sonra bölgeye gittiğimizde bazı durumlarla karşılaşmıştık. Sayın Bakanımız Murat Kurum Bey depremin yaralarının sarılması için acele ediyordu. Eğer bu kadar acele etmeseydi bu işler bu sürede bitmezdi. Mesela ihalesini kazandığımız halde proje güzergâhında kamulaştırma yapılmadığı için vatandaşla karşı karşıya geliyorduk. Bizi tehdit edenler vardı, şantiyelerimiz basıldı, hatta silahlar bile çekildi. Devletimiz o sırada deprem bölgesinde olağanüstü hal ilan etti. Biz OHAL ilan edildikten sonra rahatladık, işlerimizi sürdürdük ve bitirip teslim ettik. Ondan sonra OHAL kalktı ve vatandaşlar ev sahibi oldu. Çünkü her kafadan bir ses çıkıyordu ve vatandaşlar kendi aralarında hiçbir şeyi çözemiyordu. Burada devletin iradesi çok önemlidir. Yoksa vatandaş 130 metrekare evde oturuyorsa aynı şekilde 130 metrekare ev istiyor. Hâlbuki depreme dayanıklı 100 metrekare evde otursa bir şey kaybetmez. Depreme dayanıklı olmayan 130 metrekare evini satsa 3 milyon TL eder. Ama depreme dayanıklı 100 metrekare olan yepyeni evini istediği kişiye 6 milyon TL’ye satabilir. Kentsel dönüşümün faydalarının vatandaşlara sürekli anlatılması gerekiyor. Genelleme yapmak istemiyoruz ama bazı vatandaşlarımız kentsel dönüşümü anlamıyor. Zaten anlasa beton bir tabutun içinde yaşadığını idrak edebilir. Allah korusun, ufak bir sarsıntı olsa enkazın altında kalacak. Bir insanın ailesi depremde öldükten sonra İstanbul’un tamamı onun olsa da ölenler geri gelmiyor. Devlet babadır, vatandaş da devletin çocuklarıdır. Devlet baba çocuğuna kızacak, çocuğu da babasının dediğini yapacak. Yine bu işi çözerse devletimiz çözer. Yoksa İstanbul böyle giderse 50 senede bile dönüştürülemez. Ancak devlet eliyle yapılabilir. Evimiz barkımız yıkıldıktan sonra dövünmenin faydası yok. Gerekirse İstanbul’da OHAL kapsamında kentsel dönüşüm olsun. Gerekirse her ilçedeki kaymakamlıklarda kentsel dönüşüm ofisleri kurulsun” diyerek sözlerini tamamladı.

Toki bilinçli kentleşmenin öncüsü oldu

Devletin depreme yönelik inşa ettiği konutların büyük önem teşkil ettiğini vurgulayan Coşar, “Devletin maksadı vatandaşın depreme karşı dayanıklı evlerde oturmasını sağlamaktır. Bunun için ilk önce güvenilir yapılar inşa etmek gerekiyor. Mesela ihale yapıldıktan sonra hemen inşaata başlanmıyor. Önce zemin etüdü yapılıyor. Zemin etüdü yapıldıktan sonra eğer zemin iyi değilse zeminde fore kazıklarla iyileştirme yapılıyor. Zemin iyileştirildikten sonra konutların inşaatı başlıyor. TOKİ, 6 Şubat’taki depremden önce deprem bölgesindeki 11 ilde binlerce konut inşa etmişti. O konutların hiçbiri yıkılmadı, o konutlarda yaşayan insanların depremde burnu bile kanamadı. Buna rağmen deprem bölgesinde önceden yapılan konutlara nazaran daha da sağlam olsun diye demir ve beton oranı yüzde 20 artırıldı. Dayanıklı ve güvenli konutlar inşa ettikten sonra konfora da gereken özen gösteriliyor. Altyapısıyla, çevre düzenlemesiyle, peyzajıyla, sosyal donatılarıyla gerçekten dört dörtlük konutlar inşa ediliyor. TOKİ bilinçli kentleşmenin öncüsü oldu. Dünyanın hiçbir yerinde bugüne kadar 2 yıl içerisinde 500 bin konut inşa eden bir devlet çıkmamıştır. Hiçbir ülke bunu başaramamıştır. Bizim devletimiz bunu başardı. Tamamen kendi imkânlarıyla ve yerli müteahhitleri ile bunu başarmıştır” dedi.