“Gençleri Kınamak Yetmez: Ahlaki Çöküşün Kaynağına Bakmak Lazım”

ŞABAN DOĞAN Mirat Haber'de yazdı: Birçok kez sosyal medyaya yansıdı… Deniz sahillerinde, asfalt kenarlarında hayvanları dahi utandıracak şekilde herkesin gözü önünde çiftleşen insanlar var mı?-Evet var! O zaman şunu demek de bize düşüyor. Ahlak sükut edince, arsızlık insanlara meydan okur…

“Biz Allah’ın huzurunda evlendik”

“Ne yaptınız? Ne yaptınız? ”

“Biz Allah’ın huzurunda evli sayılırız…”

Bir dizi de duydum bu cümleyi…

Aralarında nikah yok… Sizin anlayacağınız, yaptıkları zinaya kılıf bulmuş bu zâniler…

Vicdanlarını rahatlatma çabasında bu reziller…

Sadece dizilerde mi?

Birçok insandan da duymaya başladık bu haram kokan ve harama zemin hazırlayan absürt cümleyi…

Allah’la kendini ve toplumu aldatmaya çalışmak bunun adı…

Oysa rabbimiz, bakın ne buyuruyor bu konuda:

“Ve ister evli ister bekâr olun, evlilik dışı cinsel ilişkilerden uzak durun! Değil zina etmek, zinaya yaklaşmayın bile!Toplumu eğiterek ve gerekirse caydırıcı cezalar vererek gayrimeşru ilişkileri önleyin. Zinaya yol açan müstehcen yayınları, çıplaklığı, hayâsızlığı engelleyin. Evliliği kolaylaştırarak ve yuva kurmak isteyen gençlere yardımcı olarak evliliği özendirin. Böylece, zinaya götüren bütün yoları kapayın. Çünkü zina, sağlıklı bir toplumun temel yapıtaşı olan aile kurumunu yıkarak onu içten içe çökerten çok çirkin bir davranış ve toplumun çözülüp dağılmasına yol açarak onu uçuruma sürükleyen pek çirkin bir yoldur.” (İsra 32)

***

Konya’da, aşırı açık giyindiği için hastayı muayene etmeyen doktor sosyal medyada gündem oldu…

Bir kısım insanlar doktoru desteklerken, bir kısım insanlarda “özgürlük teraneleri” İle doktora saldırdı…

Herkes aklınca bir şeyler söyledi…

Aklı olan da söyledi aklını şeytana kiraya verenler de konuştu bu konuda…

Hülasa herkes konuştu da konuştu…

Bu konuşmalar ve atışmaların hepsi, topu taca atmaktan ibaretti…

Bu konuda biz de konuşalım ve soralım o zaman:

SORU 1-Toplumda aşırı derecede ve hatta tiksinti oluşturacak kadar vücüdunu teşhir edenler var mı?

-Evet var!

SORU-2:Özellikle büyük şehirlerde, Metrolarda, otobüslerde, giydikleri açık saçık kıyafetler ile birlikte, arsızca herkesin gözü önünde öpüşen ve tabirimi caiz görün yiyişen gençler var mı?

-Evet maalesef var…

SORU 3-Birçok kez sosyal medyaya yansıdı… Deniz sahillerinde, asfalt kenarlarında hayvanları dahi utandıracak şekilde herkesin gözü önünde çiftleşen insanlar var mı?

-Evet var!

O zaman şunu demek de bize düşüyor.

Ahlak sükut edince, arsızlık insanlara meydan okur…

Peygamberimizin ifadesiyle “utanmaz isen dilediğini yap”

Şimdi burada duralım ve bu hayasızlık ve terbiyesizliklere biz de birkaç kelam edelim.,

Bu gençler bizim ve bu çocukları, aile olarak, toplum olarak ve eğitim sistemi olarak maalesef biz yetiştirdik…

Bu sebepledir ki, tüm suçu gençlerimizin üzerine sıvamak basitlikten öteye geçmeyecek lakırdılardır…

Üzerimize düşen sorumluluk ve görevlerimizi toptan bir anlayışla bu gençlerin üzerine atmak, gençlerimizin bizim üzerimizde ki hakkını görmezden gelmek demektir ki, bunun vebalinden kurtulamayız….

Ortada yukarıda zikrettiğimiz gibi büyük bir ahlaki sorunlar yumağı varsa şu tespiti yapalım:

Demek ki, aile yapımızda sorun var…

Demek ki, toplumsal hayatımızda sorun var..

Demek ki, okullarımızda ve eğitim sisteminde sorun var…

Hal böyle olunca da diyoruz ki;

Aile yapımızda ki, toplumsal hayatımızdan kaynaklı sorunları ve en önemlisi de Eğitim Sisteminden kaynaklı sorunları çözmemiz gerekiyor…

Üçlü saç ayağını oluşturan bu sorunlarımızı çözerken de tek bir şeye ihtiyacımı var…

Manevi eğitim…
Ailede, toplumda ve okullarda manevi eğitim projeleri geliştirerek çözülebilir bu sorunlar yumağı…

Ama manevi eğitimden önce de yapılması gereken önemli şeyler var…

Aileyi, toplumu ve eğitim sistemini, sekülerizmin, dolayısıyla da “jakoben laik eğitim sistemi” saçmalıklarından ve girdabından koparmamız, soyutlamamız gerekiyor…

Unutmayalım ki, bizlere düşen görev, yalnızca gençleri uyarmak ya da kınamak değildir.

Asıl sorumluluk, onları yetiştiren aileyi, onları etkileyen toplumu ve onları şekillendiren eğitim sistemini yeniden gözden geçirmek ve düzeltmektir.

Ailede sevgi ve sorumluluk bilinciyle, toplumsal hayatta saygı ve sorumluluk anlayışıyla, okullarda ise manevi ve ahlaki değerlerle donatılmış bir nesil yetiştirmek zorundayız.

Kısacası, utanmazlık ve arsızlık karşısında sessiz kalmak bir çözüm değildir; çözüm, toplumu, aileyi ve eğitim sistemini sağlam temellere oturtmaktır.

Çünkü sağlam bir toplum, ancak manevi değerler üzerine inşa edilmiş bir eğitim ve aile yapısıyla mümkün olabilir.

ŞABAN DOĞAN

İSLAMİ HABER “MİRAT”