Fransa, LGBT üzerinden dinimiz İslam'ı hedef alıyor!
Fransa'da bir yandan İslam karşıtı söylem ve eylemler dozunu arttırarak devam ederken, diğer yandan da yoğun bir LGBTİ propogandası sürdürülüyor.
Fransa'da İslam'a yönelik saldırılara imza atan Macron yönetimi, Müslümanların kutsallarına ve değerlerine yönelik çirkin söylemlerini sürdürüyor. Ülkenin Vatandaşlıktan Sorumlu Devlet Bakanı Marlene Schiappa, camilerde eşcinselliği teşvik edici vaazlar verilmesini önerdi.
İslam'a yönelik çirkin saldırıları artarak sürüyor
Fransa'da Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron hükümetinin ülkedeki İslami kurumlara ve Müslüman nüfusa yönelik baskıları, uygulamaları ve söylemleri her geçen gün artarak devam ediyor. İslam karşıti tüm oluşumlara ve eylemlere olduğu gibi Charlie Hebdo adlı karlkatür dergisinin Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed'e (SAV) ve kutsal kitabımız Kuran-ı Kerim'e yönelik çirkin saldırılarına destek veren Macron yönetiminin, Vatandaşlıktan Sorumlu Devlet Bakanı Marlene Schiappa, bir kez daha Müslümanların manevi değerlerine saldırarak çirkin bir teklifte bulundu. Fransız Bakan önceki gün katılldığı bir TV programında "Laiklik sözleşmesini imzalayanlar, Fransa cumhuriyeti yasalarında olduğu gibi, camilerde iki erkeğin ve kadının birbirlerini sevmelerine ve evlenmelerine (eşcinselliği) teşvik edici vaazlar vermeli" önerisinde bulunarak Fransa'da yaşayan Müslümanlar'ın tepkisini çekti.
LGBT'ye sınırsız destek
Eşcinsel evliliğin 2013 yılından beri serbest olduğu Fransa'da 2012 yılında 'ilerici cami' olarak tanımlanan sözde ibadethane 'Fransa Eşcinsel Müslümanları Derneği' (HM2F) tarafından açılmış, dünyada yankı uyandırmıştı. Avrupa'nın en yüksek Müslüman nüfusunu barındıran ülkesi olan Fransa'daki Müslüman dernekleri, HM2F derneğinin LGBT camisi açmasına sert tepki göstermiş, Fransa İslam Konseyi, eşcinsel Müslümanların 'varlığını' kabul etmekle birlikte, 'onlar için özel bir cami' fikrini 'saçmalık' olarak tanımlamıştı. Paris Büyük Camii Başkanı Dalil Boubakeur ise Fransız medyasına yaptığı açıklamada, 'İslam'da eşcinselliğin olmadığını' ve açılan ibadethanenin 'cami olarak tanınamayacağını' savunmuştu.