• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0

Doğu Akdeniz’de yeni enerji hamlesi: Türkiye ve o ülkeden stratejik ortaklık!

Yeniakit Publisher
Amine Karahasanoğlu Giriş Tarihi: Güncelleme Tarihi:
Doğu Akdeniz’de yeni enerji hamlesi: Türkiye ve o ülkeden stratejik ortaklık!

Türkiye ile Libya arasında imzalanan enerji anlaşması, yalnızca iki ülke için değil, Doğu Akdeniz ve Afrika’nın enerji geleceği açısından da kritik bir dönüm noktası olabilir.

Türkiye ile Libya arasında imzalanan enerji anlaşması, yalnızca iki ülke için değil, Doğu Akdeniz ve Afrika’nın enerji geleceği açısından da kritik bir dönüm noktası olabilir.

Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO) ile Libya Ulusal Petrol Kurumu (NOC) arasında varılan mutabakat, dört deniz sahasında jeolojik araştırmaları kapsıyor. Ancak bu işbirliği, teknik bir keşiften çok daha fazlasını vaat ediyor: Enerji güvenliği, jeopolitik etki ve ekonomik yeniden yapılanma.

Libya’nın 2024 yılı itibarıyla ilan ettiği günlük 2 milyon varil petrol üretim hedefi, savaş sonrası yeniden inşa sürecinin omurgasını oluşturuyor.

Şu anda yaklaşık 1,2 milyon varil seviyesinde olan üretimin artırılması için yalnızca mevcut sahaların yenilenmesi yeterli değil; yeni rezervlerin keşfi şart. Özellikle deniz (offshore) alanlarda yapılacak çalışmaların bu hedefe ulaşmada kilit rol oynaması bekleniyor.

ORSAM Kuzey ve Doğu Afrika Koordinatörü Dr. Kaan Devecioğlu’nun değerlendirmesine göre, TPAO ile yapılan anlaşma, Libya’nın bu ihtiyacına tam anlamıyla cevap verebilecek teknik ve stratejik bir ortaklık modeli sunuyor. Türkiye ise bu adımıyla yalnızca enerji ithalatını azaltma stratejisini pekiştirmiyor; aynı zamanda Doğu Akdeniz’deki jeopolitik varlığını enerji diplomasisiyle güçlendiriyor.

2019 yılında Libya ile imzalanan Deniz Yetki Alanları Mutabakatı çerçevesinde Doğu Akdeniz’deki konumunu sağlamlaştıran Türkiye, bu yeni anlaşmayla bölgedeki etkinliğini daha da ileri taşıyor. Libya kıyılarında yapılacak sismik araştırmalar ve potansiyel sondaj faaliyetleri, Türkiye’nin enerji vizyonunu Afrika’ya taşıma stratejisinin önemli bir adımı olarak görülüyor.

Yatırım Maliyeti Yüksek, Getirisi Büyük

Offshore enerji üretimi, karasal üretime kıyasla daha karmaşık ve maliyetli. Derin deniz sondajlarının her biri için 60 ila 120 milyon dolar arası bütçe gerekebilirken, üretim aşamasına geçilmesiyle birlikte bu rakamın 3 ila 5 milyar doları bulabileceği öngörülüyor. Libya’nın bu denli yüksek yatırımları tek başına üstlenmesi zor; dolayısıyla TPAO gibi kamu destekli ve teknik gücü yüksek bir aktörle ortaklık, bu süreçte hayati önem taşıyor.

Bu tür anlaşmalar aynı zamanda yabancı yatırımcılar için de pozitif bir sinyal niteliğinde. Libya’nın güvenilir bir üretici olarak yeniden küresel piyasada yer edinmesi, enerji sektöründeki uluslararası yatırımların önünü açabilir.

Zorluklar Büyük, Strateji Gerekli

Ancak tüm bu potansiyele rağmen Libya’nın enerji sektörü ciddi yapısal sorunlarla karşı karşıya. Siyasi bölünmeler, milis grupların enerji altyapılarına müdahalesi, güvenlik riskleri ve yetersiz altyapı, dış yatırımcıların tereddütle yaklaşmasına neden oluyor.

Bu noktada Türkiye’nin sadece enerji işbirliği değil; aynı zamanda kurumsal kapasite geliştirme, güvenlik reformu ve altyapı modernizasyonu gibi alanlarda da Libya’ya destek vermesi kritik önem taşıyor. Türkiye’nin “Tek Libya” politikası çerçevesinde tüm taraflarla kurduğu dengeli ilişkiler, bu sürecin sürdürülebilirliğinde kilit rol oynayabilir.

Enerjide Jeopolitik Dönüşüm

TPAO–NOC işbirliği, yalnızca bir anlaşmadan ibaret değil; Libya’nın yeniden doğuş sürecine ekonomik bir temel, Türkiye’nin ise enerji diplomasisinde yeni bir hamlesi. Doğu Akdeniz’deki enerji denklemi giderek karmaşıklaşırken, Türkiye’nin bu anlaşmayla attığı adım, sadece ekonomik değil, aynı zamanda stratejik bir derinlik taşıyor.

Ancak bu kazanımların kalıcı olması, teknik ilerlemenin ötesinde siyasi istikrar, hukuki çerçeve ve güvenlik yapısının güçlendirilmesi gibi çok boyutlu bir yaklaşımı zorunlu kılıyor. Aksi takdirde denizden gelen stratejik fırsatlar, karadaki yapısal zorluklara takılabilir.

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

hasel

TÜRKİYE olmasa,LİBYAYI yutarlar.
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23