Atatürk’e, İnönü’ye helâl de Tayyip Erdoğan’a haram mı?
“Doksan yıllık ikiyüzlülük”e örnekleriyle dikkat çeken Engin Ardıç, Atatürk ve İnönü’ye hak olarak görünenin onlarla aynı dönemin insanı olan Bayar’a bile reva görülmediğini anlattı ve 90 yıldır adı konulmamış sistemin artık Erdoğan’la birlikte adının konulacağının altını çizdi...
İŞTE O YAZI;
(..) Bu memlekette Atatürk'ün valileri ataması, büyükelçileri tayin etmesi, seçime girecek milletvekili adayı listelerini yapması da doğal karşılanır.
Bu memlekette cumhurbaşkanı İsmet İnönü'nün kendini CHP'nin "değişmez genel başkanı seçtirmesi" bir yana, meclis içinden "keyfine göre" başbakan ataması da doğal karşılanır. / Paralara kendi resmini koydurmasının da bir kesim şaklaban tarafından "devletin sürekliliğini gösteriyor" diye savunulması gibi. (..) Partili cumhurbaşkanı, bürokrasinin ve ona uşaklık eden basının işine geliyorsa iyi, gelmiyorsa kötüdür. Bu basın, düpedüz partiliyi, hem de başkanını, herşeyi nalıncı keseri gibi kendine yonttuğu için "tarafsız" göstermekte de mahirdir.
Selahattin Demirtaş "tarafsız" bir başkan adayı mıdır yani şimdi?
Demirel ve Özal hayatlarında parti yüzü görmemişler miydi?
Denilmek istenen aslında şudur: Cumhurbaşkanı ya asker olsun ya da sivil yüksek yargıç.
Yani, vesayet sürsün.
Ya bürokrat, ya onun bir kolu olan jüristokrat... (Öte yandan, Cemal Gürsel'i ve hele Fahri Korutürk'ü de "pasiflikle" suçluyorlar dı. Cevdet Sunay'ı ve Kenan Evren'i bununla suçlayamadılar, onlar fazla aktifti!) O devir geçmiştir.
Vesayet can çekişiyordu, 10 Ağustos gecesi ölecektir.
Çok kişi de Eski Türkiye'nin enkazı altında kalacaktır.
Amerikan ajanları, eh belki Langley bordrosundan emekli maaşlarını alarak kendilerini kurtarabilirler. /Aileden zengin paşa torunları, üniversiteden maaşı işleyen haybeci allame aç kalmaz, ama "esamileri" okunmayacaktır artık.
Artık hiçbir genelkurmay başkanı Çankaya'yı "bir sonraki terfi rütbesi" olarak görmeyecek, hiçbir yüksek yargıç "paçaları sıkışsa da bana gelseler" diye umut içinde beklemeyecektir.
Türkiye artık adı konulmamış başkanlık sisteminin adını koyacak ve doksan yıllık "ikiyüzlülük dönemi" sona erecektir. Doksan yıllık riyakârlık...
Hani, kılları ağarmış kart zibidilerin Gezi Parkı'nda okur gibi yaptıkları "Yüzyıllık Yalnızlık" gibi bir şey. (..)
Engin Ardıç, SABAH
Akit Arşiv sayfasından alıntıdır.