• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Zekeriya Say
Zekeriya Say
TÜM YAZILARI

Cumhurbaşkanı Erdoğan ile vatandaş Bekir!

22 Ekim 2020
A


Zekeriya Say İletişim: [email protected]

“Sürü, inek, ahmak, maymun, ampul kafa, sahibinin soytarısı, balık kadar aklın yok, göbeğini kaşıyan adam, yüzsüz(o kendini biliyor) uyanmıyor zaten kazık soksan...”

“Kaval dinler gibi” (Haşa, Kur’an-ı Kerim dinleyenlere)

“Selamünaleyküm, bir selam şekli değil paroladır.”

“Eşek olduğunu özgürce haykırman, dahi Atatürk sayesinde...”

“Ört o zaman... Allah’ı kandırıyorsan, kanmaz...” (Örtünen kadınlara)

Yukarıdaki küfürlerin tamamı, öldükten sonra “yalakalar”ı tarafından;

“Katıksız Atatürkçü, Cumhuriyet’e sevdalı, yurtsever, yiğit, cesur, mizah ustası, kalemini kiraya vermeyen, gücün önünde eğilmeyen” şeklinde yoğun bir iltifata tabi tutulan Sözcü yazarı Bekir Coşkun tarafından, yurdumun güzel insanlarına edildi…

Dahası! “Paşa” adlı hayali bir köpeği konuşturup, kuvvet komutanlarına saygısızca “köpek” hakareti yapan…

“Tanrı fikir değiştirdi mi?..” diyerek “densizlik” eden.

“Kur’an’da kurban kesmek, baş örtmek yok” diye fetva veren.

 “Adam” diyeceğim ama dilim varmıyor” diyerek, cumhurbaşkanına hakaret eden.

“Müsamere” diyerek, 15 Temmuz FETÖ’nün alçak darbe kalkışmasını sulandıran.

 “SİT’imizi vermeyiz” diyerek bu bel altı küfrü köşesinde “espri” diye yazan da Coşkun’un ta kendisiydi.

“Kim ki ağaç keserse, o ağaç onun ...... girsin!” diye sövdükten kısa bir süre sonra, CHP’li Yalova Belediyesi tam 158 ağacı kesince, iş kazası yaptığı da olmuştu.

Anayasa değişikliği gündeme geldiğinde;

“Sonuçta komisyona çıktı pantolon... İndirsinler... Anayasalarını göreceğiz” demiş..

Değişiklik kabul edilince de “G..kılları oldukça bu böyle gider..” diyerek, yine millete küfretmişti.

“Halkı kin ve düşmanlığa tahrik ve aşağılama” suçlamasıyla soruşturma açıldığında ise kuyruğuna basılmış dört ayaklılar gibi “Linç ediliyorum” diyerek ciyaklamıştı.

Evet!..

Yıllarca köpeği “Pako”nun arkasına gizlenip, “köpek”miş gibi yazılar yazan… Köpeği öldükten sonra bu kez ruhunu “müstear” yapan Coşkun, yazılarının neredeyse yarısını inançlı insanlara küfretmek için yazdı. Diğer yarısını ise “İki karışlık bir bez parçası” diye aklınca aşağıladığı “başörtüsü”yle savaşa ayırdı…

ABD’nın 16. Başkanı Abraham Lincoln, Bekir gibi ikiyüzlüleri; “İkiyüzlü; anne ve babasını öldürüp, sonra ‘ben öksüz ve yetimim’ diye affedilmek ister” diye tarif eder.

Küçük yaşta annesini kaybettiği için “öksüz” kalan Bekir Coşkun da kız kardeşi ile birlikte Urfa’ya yakın Tülmen köyüne, dedesinin, tehcir sırasında bulup eve getirdiği ve gerçek anneannesi öldükten sonra onunla evlendiği bir Ermeni kadın tarafından büyütülmesine rağmen, her başı sıkıştığında “ikiyüzlülük” edip; “Benim ablamın ve annemin başı örtülü. Benim ailemde bir sürü türbanlı var” diyerek kıvırmanın yollarını aradı.

Urfa’dan Ankara’ya gelen, gündüz gazetecilik okurken, geceleri pavyonda kanun çalan… Kötü yola düşmekten Zeki Müren tarafından kurtarılan Bekir Coşkun..

Bir dönem Hür Anadolu adlı gazetede rahmetli Hasan Karakaya Ağabey ile de birlikte çalışmış. Karakaya Ağabey onun;

“Politika muhabiri” sıfatıyla Meclis’e gidip, “Bakanlar Kurulu Toplantısı”nın ardından çöp kutularını karıştırdığını, çöpe atılan kâğıtları toplayarak, onlardan haberler yazarak “gazeteci(!)”liğe adım attığını anlatmıştı.

Haliyle, mesleğe böyle “ilkesizce” başlayan birinden de ancak yukarıdaki küfürleri etmesi beklenirdi.

Abdullah Gül için “Benim cumhurbaşkanım değil” diyerek açıkça tavır koyan Bekir Coşkun, Tayyip Erdoğan için ise; “Tam kafama göre bir adam keşke bir de Cumhuriyeti sevseydi” derdi. “Laik” olmadığı için de Erdoğan’ın yaptığı tüm icraatları eleştirirdi.

“343 kişiye bir cami, 61.000 kişiye bir hastane düşen memlekette, hastanelere imam kadrosu verdiler…” diyerek, Ak Parti iktidarının en başarılı icraatlarından biri olan “Sağlık Sistemi”ni yerden yere vururdu.

Amerikan Hastanesi’nin altıncı katındaki odasının camının önündeki divana oturup, arka sokakları seyrederken de;

“Benim her şeyim var, istedim ki onların da olsun…” diyerek, yoksul insanların da kendisiyle eşit şartlarda tedavi olmasını isterdi.

Tevafuk bu ya!

İslam’la ve mukaddesatımızla kavgalı olan..

Evindeki Kur’an-ı Kerim’in Türkçe’sini sırf içindeki (haşa) “çelişkileri bulmak için” okuyan…

Fakat eşi Andree’nin dinine karşı çok saygılı olan, onunla Paskalya yumurtaları boyayan, hatta evdeki Meryem Ana heykeli düşüp kırıldığında onu kendi elleriyle yapıştıran Coşkun’un bu dileği kabul olmadı ama…

“Yaptıkları büyük hastanelerin parası da sanki ameliyat olmuş gibi sağlıklı insanlardan çıkıyor, alicengizlerin cebine giriyor” diyerek eleştirdiği ve Erdoğan’ın “hayalim” dediği “Ankara Şehir Hastanesi”nde can verdi. 

Böylece!  Bekir Coşkun, hem vermekten yakındığı vergilerin karşılığında sağlık hizmeti almış, hem de yıllarca “Göbeğini Kaşıyan” diye aşağıladığı Türk milletiyle eşit şartlarda tedavi görmüş oldu.

Haliyle, Cumhurbaşkanı Erdoğan da “vatandaş Bekir”e karşı “cumhurbaşkanlığı” vazifesini ifa ederek, ona borçlu kalmamış oldu!

 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

yörükoğlu

Besle yetimlerin gürbüzlerini bellesin milletin dinini diyanetini gibi bir netice çıkmış ortaya

Emre

Bunların atatürk sevgisi 1989 yılında rusya dağıldıktan sonra küresel toplum mühendisleri lenin mao stalini tedavülden kaldırıldıktan sonra depreşti
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23