• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Zekeriya Say
Zekeriya Say
TÜM YAZILARI

CHP’de küfür, gaf değil parti politikasıdır!..

12 Mart 2020
A


Zekeriya Say İletişim: [email protected]

Kemal Kılıçdaroğlu’nun, “Esad’ın askerleri bizim askerleri koruyor” iftirasından daha çirkini yine bir CHP’liden geldi.

“Esad bizi teröre destek verdiğimiz için vuruyor” diyen CHP’li Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan, “iftira” atmada liderini resmen gölgede bıraktı.

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank’ın “alçaklık, edepsizlik” diye nitelediği bu iftiraya en isabetli tepki ise Ülgür Gökhan’ı kastederek;

“Adeta Esad’ın belediye başkanı gibi konuşuyor” diyen AK Parti Grup Başkanvekili Bülent Turan’dan geldi.

İşin trajik yanı ise;

Bugünlerde Suriye Arap Cumhuriyeti devlet başkanı Beşşar Esad’ın “belediye başkanı gibi konuşan” Ülgür Gökhan’ın atalarının, geçmişte, “Cezayirlioğlu” olan soyadlarını, sırf “Bizi Arap sanmasınlar, alay konusu olmayalım” kompleksiyle “Gökhan” olarak değiştirmiş olmalarıydı.

Gördüğünüz gibi;

Osmanlı’nın Cezayir’de görevlendirdiği bir “uç beyi”nin soyundan gelen Ülgür Gökhan’ın ataları “Arap sanılmamak” için soyadlarını değiştirirken, torun Gökhan ise Türk halkının ve ordusunun incinebileceğini umursamadan, “Esad’ın belediye başkanı gibi” konuşmaktan çekinmiyor.

*

Esasında bu Ülgür Gökhan’ın ilk skandalı değil.

3 Kasım 2002 seçimlerinde milletvekili adaylığı için görevinden ayrılan İsmail Özay’ın yerine, meclis üyeleri tarafından “başkan” seçilen Gökhan’ın ilk icraatlarından biri, Çanakkale’de yatmakta olan şehitler için “Mehmet” adının kullanılmasından “üzüntü” duymak olmuştu.

Bununla da yetinmeyen CHP’li başkan, eşi Hale Gökhan tarafından örülen dantelleri, Çanakkale Savaş’ında kullanılan bir topun üzerine kendi elleriyle koyduktan sonra; “Çanakkale’nin ayıbını örttük” diyerek, yedi düvele karşı verdiğimiz o destansı mücadeleyi de “ayıp” sayarak, büyük bir skandala daha imza atmıştı.

İdeolojik saiklerle kemikleşen oylar ve hizmetin kalitesini ve yeterliliğini sorgulamayan CHP’li seçmenler yüzünden 18 yıldır başkanlık makamını işgal eden Ülgür Gökhan’a, CHP yalakası gazeteciler tarafından her seçimden sonra, “Evden makamına gelirken yürümeye ya da toplu taşıma araçlarını kullanmaya başladı” ve “maaşının tamamını hayır kurumlarına dağıtıyor” şeklinde yıkama yağlama çekilse de Gökhan’ın 18 yılda yaptığı hizmet neredeyse yok denecek kadar az. 

Tabii onlara da “hizmet” denirse eğer.

Neler mi yapmış?

Kent çöplüğü yapmak için canım orman talan  etmiş…

Yandaş şarkıcıları beslemek için “Uluslararası Troia Festivali” düzenlemiş.

Ne zaman geleceği belli olmayan, gelenlerin ise ağzına kadar dolu olduğu toplu taşıma araçlarına henüz bir çözüm bulamamış…

“Çanakkale’nin altyapı sorununu çözdük” dediği gün; yağmur yağıp, kent sular altında kalmış…

Eski Müftü Cevat Altun’un “cami inşa edilmesini” önerdiği İskele Meydanı’na, 

“Protestan kilisesi yaptıracağım” diye tutturmuş…

Bekir Coşkun’un ölen köpeği “Pako”nun adını yaşattığı bir çocuk kitaplığı açmış.

Hepsi bu kadar mı?

Değil tabii.

CHP yalakalarının yere göğe sığdıramadıkları CHP’li Gökhan, “başka ne yapmış?” derseniz.

Mesela, hakkında “imar”la alakalı davalar açılmış.

Belediye denetimli halk otobüslerinin bağlı olduğu Çanakkale S.S. 18 No’lu Şehir İçi Minibüsçüleri Motorlu Taşıyıcılar Kooperatifi ile ilgili açılan 39 sanıklı davada, “örgüt yöneticiliği”nden yargılanmış. 

Öyle ki;

Kendi petrol istasyonlarından yakıt almayan üyeleri tehdit ettiği yetmezmiş gibi bir tane bile benzinli arabası olmayan kooperatife tam 8 bin 64 litrelik benzin faturası kesmiş…

*

CHP’li Ülgür Gökhan’ın icraatları bununla sınırlı kalsa iyi…

HDP barajı aştığı için şükür pilavı dağıtmakla tanınanCHP’li Gökhan, düzenli olarak “Newroz” kutlamayı da ihmal etmiyormuş.

CHP’li Gökhan’ın, HDP’ye muhabbeti bununla sınırlı kalsa, iyi…

2011’de, HDP’li Sur Belediyesi ile bir “Kardeşlik Protokolü” imzalayan CHP’li başkan, Sur Belediyesine PKK ile iltisakından dolayı “kayyım” atandığında o kadar içerlenmiş ki “Kayyım muhatabımız değildir” diyerek devletin görevlendirdiği memuru bile yok saymış.

*

Tabii Esad’a, HDP’ye sevgi besleyen CHP’li Gökhan’ın “nefretinden” payına düşeni alanlar da olmuş.

Kimler mi?

Mesela!

Belediye Meclisi toplantısında söz alan AK Parti Grubu Başkanvekili Tülay Ömercioğlu…

Ya da “meczup” dediği Türk Edebiyatı’nın önemli isimlerinden biri olan şair Abdurrahman Cahit Zarifoğlu...

*

Evet!

Ülgür Gökhan örneğinde gördüğünüz gibi CHP’de yükselmenin veya koltuğu korumanın sırrı, partililerin karıştığı skandalların adedinde gizli. 

Ne kadar çok skandala imza atar, ne kadar çok küfrederseniz, CHP’de o kadar yükseliyor, o kadar “makbul” sayılıyorsunuz. 

Bunun son örneğini önceki gün, Kemal Kılıçdaroğlu’nun; CHP Grup Toplantısı’nda yapacağı konuşma öncesinde, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a alenen küfreden Engin Özkoç’u yanında oturtmasında gördük.

Bu da bizlere gösteriyor ki; CHP’de “küfür” ve “hakaret,” gaf değil, parti politikasıdır!..

 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

polat

Ben bu gafil gerici yobbazın önde giden vede çagdışı kalmış ortaçagı temsil eden c.h.p zihyinetinin nasil hala yüzse 25 oy ve belediye başkanlıklarını kazandıgının sırrını çözemedim.kendi nesline geçmisine milletin degerlerine yabancı hatta düşman fakat yönetici sınıfında olmaları vahim bir durum Edirne ve çanakkale halkına sormak lazım.Neden ve niçin...

S.A

Chp ve hdp kapatilmalidir.Mecliste temsil edilmemelidir.
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23