• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Yaşar Değirmenci
Yaşar Değirmenci
TÜM YAZILARI

Zalimlerin yanında, mazlumların karşısında olan bir yapının adı: MUHALEFET  

24 Ağustos 2022
A


Yaşar Değirmenci İletişim: [email protected]

Bölücülüğün terör örgütü PKK... Bölücülüğün siyasi örgütlerine her şey serbest. Siyasi örgütün bölücülük faaliyeti düşünce sayılacak. Böyle bir demokrasi olur mu? Terör demek, can demek; can demek, şehit demek; şehit demek iman demek. Siyasetin hep konuşulan basit meselelerine benzemez ki! Terör örgütlerinin siyasi ayağı olan HDP ile aynı safta birleşenleri görünce; ‘bu insanlar bu hallere de mi düşeceklerdi?’ diyorsunuz. Bir de utanmadan Kürt vatandaşlarımızla uzaktan yakından ilgisi olmayan Selahattin Demirtaş ve âvanesiyle görüşmeler, konuşmalar, bu canilere serbestlik istemelere varıncaya kadar. HDP’nin elitlerinin çocukları dağa değil koleje gönderildi. Yaşayış tarzları, bindikleri arabalar, maddi imkanları vs. hep zengin ve nüfuzları olanlar gibi. Araştırın Ermeni veya Yahudi uşakları olup olmadıklarını. Kürt kardeşlerimizle hiçbir ortak değerleri yok. Diyarbakır’daki annelere HDP milletvekilleri parti binasına girerken annelere dönüp zafer işareti yapıyor. Bu acılı, evlatlarını isteyen annelere karşı neyin zaferi? 

Her millî meselede dış güçlerin ağzıyla konuşmalarını da görünce onların hükümet sözcüsü zannedersiniz. Bilge lider dedikleri köşesine çekilmesi gerekenden, Başbakanlık ve Bakanlık yapmış olup parti kuranlardan, Batı’nın uşaklığına soyunan muhalefet partisinin başına kadar. (Lider diyemiyorum. Uşaklık yapana lider denmez.) Milli meselelerde bile bir uzlaşma oluşturamazsak, hiçbir meseleyi hal yoluna koyamayız, ‘kültürel-ekonomik-siyasî-sosyal-ilmî-fikrî’ hiçbir şeyi gerçekleştiremeyiz. Mazlumun yanında olup zalime karşı çıkmayı dahi doğru bulmayanların siyasette yapabilecekleri hiçbir şey yok. Sadece demokratik hakları dile getiriyor, bölücülüğün, terörün yanlışlığından çirkinliğinden hiç söz edilmiyor ise; ortada sağlıksız bir durum ve çözümü mümkün olmayan bir kısır döngü var demektir. Milletin seçip işbaşına getirdiği iktidarların her icraatını en ağır bir dille eleştirebilirsin. Ekonomi, dış politika, eğitim, güvenlik, bürokrasi, her alanda ve her meselede ülkeyi kötü yönettiklerini, bunlardan kurtulmak gerektiğini millete anlatabilirsin. ‘Bana oy verin, ben ülkeyi iyi yöneterek sizi mutlu edeyim’ diyebilirsin. Ama sen askeriyeden medet umar, ABD’nin uşaklığını yapar, Türkiye’nin lider ülke olmasından rahatsız olur. ‘Recep Tayyip gitsin de ne olursa olsun’ dersen; ne kadar devlet/millet/vatan düşmanı varsa onlarla aynı çizgide hareket edersen, ismin cismin ne olursa olsun bize sana: ‘Yazıklar olsun!’ demek düşer. Bu millet artık zihninin, gönlü ve inancının işgal edilmesi girişimlerine müsaade etmeyecektir. Bunu en son 15 Temmuz darbe girişiminde gördük ve gösterdik. Darbecilere, 28 Şubatçılara ve başörtüsü yasaklarına hangi zihniyet sahiplerinin destek olduklarını biliyoruz. Bu millet; pişman olduklarını söyleyip milletle helalleşmek isteyenlerin ‘başörtülü konu mankenleri’ bularak medyatik şovmenliklerinden bıktı. Kesinleşmiş mahkûmiyet kararı ile cezaevine konulan ve bütün rütbeleri sökülmüş komutan bile değil, er bile olmayan zalimlere sahip çıkıp, ‘hukuka aykırı tutuklandılar’ diyenlerle nasıl birlikte olabilirler? Haksızlığa uğramış komutanlarmış gibi algı oluşturanlara yaptıklarını belgesel olarak göstermenin de faydası olmaz. İnsanlığını kaybedenlere insanlıktan bahsedilmez. Fitne ve fesat insanlığın ruhunu ve dünyanın dengesini bozuyor. İnsan olma gereğinin en başında utanma duygusu geliyor. Bu duyguyu kaybedenler “Esfeli Safilindir.” İnsan olma vasfını kaybetmiş, hayvandan daha aşağıdadırlar. Bu sınıftakiler ahlakın, iyiliğin, güzelin katilidirler. Kur’an-ı Kerim’deki ifadesiyle “Gözleri var, görmezler, kulakları var, duymazlar, kalpleri var, hissetmezler.” Bir LGBT’liye, bir ateiste, bir teröriste gösterdiği hoşgörü ve kurduğu empatiyi bir dindara göstermeyenlerden ne beklenir? Yalan, iftira ve sahtekârlıktan başka. Utanmazlara, hâyâsızlara ne anlatabilirsiniz? İşleri güçleri ‘Recep Tayyip Erdoğan’ı devirmek’ olanlara neyi anlatabilirsiniz? Darbelerle olmayınca uşaklığını yaptıkları devletlerin başında gelen ABD’nin başındaki Biden’ın ‘darbeyle değil de demokratik yollarla devireceğiz. Bunun için de Türkiye’de muhalefete destek vereceğiz’ dediği için de gözleri, kulakları hep emir bekler hale geldiler. Memleket, millet için ne bir çalışma, ne plan, ne program ne de kullandıkları ‘millet ittifakı’ ile alakaları var. Millet ne demek, onun değerleri, kültürü, inancı, millî ve manevi değerleri neyi gerektiriyor? Milli meselelerde, Türkiye düşmanlarıyla ‘siyasi ortaklık’ aynı safta buluşma; başlı başına bir felaket! Zalimlerin yanında mazlumların karşısında olan bir yapının adı ‘muhalefet’ olmuş. Dışarıdan gelen emir, talimat ve tavsiyelerle hareket eden milletvekillerine varıncaya kadar. Attıkları yalan ve iftiraları ispat edilmelerine rağmen yüzleri kızarmayanlara ne anlatabilirsiniz ki. Muhalefet; hiç hak ve hakikatin yanında durmuş mudur? Milletin/ümmetin/insanlığın ümidi bir devletimizin olduğu duygusunu yaşayan ve yaşatanlara sahip çıkılmaz mı? Milletin değerlerine bağlılık ve taleplerini gerçekleştirmede gayret gösterenlere, milletin taleplerini güçleri nispetinde gerçekleştirenlere yardımcı olunmaz mı? Hatalarını söylersin, ikaz edersin, tavsiyede bulunursun. Hepsine Eyvallah! Ama samimiyeti olmayanlar; bu milletin ümmetin, insanlığın derdini dert edinmeyen, üzüntüsünü de sevincini de paylaşmayan, yavrularını terör örgütlerinden kurtarma mücadelesini veren annelerin semtine bile uğramayan ama ‘siyasi menfaat’ için çalmadıkları kapı bırakmayanlara bu millet her şeye rağmen özünü-sözünü kaybetmediği için gereken cevabı vereceklerdir. Muhafazakâr muhalefetle din düşmanı muhalefetin ‘Recep Tayyip Erdoğan düşmanlığı’nın ortak payda olması affedilemez. Bizim kendi medeniyet bakışımız, insanlığın ümidi oluşumuz, diriliş ve direniş gerçekleştirip Türkiye’siz insanlığın kurtuluşunun olmayacağını göstermemiz iftihar vesilemiz. Muhalefet kesimi şunu da iyi bilmelidir ki milletin değerlerine karşı bu muhalefetlerini sürdürdükleri müddetçe bu millet, onları iktidar kapısına yaklaştırmayacaktır! Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yaptığı birçok önemli hizmetlerin yanında bizlerin unutmayacağı; başörtü yasağının, katsayı zulmünü kaldırtılması, onları askeri okullara aldırtması, askeri asli görevine döndürmesi, Ayasofya’yı camiye çevirtmesi, Allah’ın yardımıdır. Onu indirmek için başka bir şey düşünemez durumunuz, CHP ile anlaşarak, yardımlaşmanız insanımızı tiksinir hale getirdi.  

 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Bu yorumu korkma yayınla:

Zalim süresiz nafakacıların yanında,mazlum nafakazadelerin(üstelik defalarca söz verip çözeceğim demesine rağmen)karşısında olan bir yapının adı ne plabilir?

Huseyin

Asil bes para etmez olan sensin.gercekleri yazsana akp ulkeyi nasil siydu satti .yazamazsin cunku sende stilmissin.ahurette hesabini vereceksin .
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23