Erzincan Kış Kampı ve düşündürdükleri
Erzincan Kış Kampı ve düşündürdükleri
YAŞAR DEĞİRMENCİ
31 Ocak- 2 Şubat tarihleri arasında üç gün süren MTO 2025 Erzincan Akademik Kış Kampı’ndaydım. Erzincan Kış Kampı’mızı, “Öğretmenler ve Eğitimin Sorunları Kampı” başlığı altında üç gün boyunca, eğitimimizin meseleleri; oturumlar, komisyonlar ve değerlendirme paneliyle bütün yönleriyle ele alındı. Millî Eğitim’de çeşitli görevlerde bulunmuş, idarecilik ve öğretmenlik yapmış, emekli olan, bu meselelerle yatıp kalkan bir kardeşiniz olarak; çok faydalı, şimdiye kadar pek görülmemiş kardeşlik dolu muazzam bir kamptı. Erzincan’da böylesine kaliteli, seviyeli, geleceğimizi inşa edecek fikirlerin geliştirildiği, tekliflerin ve çarelerin sunulduğu, kardeşliklerin inşa edildiği bir eğitim kampına katılma nimetini bahşeden Rabbime hamdü senalar olsun.
Bu kampta yaşadıklarım; bildiğim, yaşamaya çalıştığım ayet ve hadislerin tecellisini, hayata yansımasını gördüm. Gerek ev sahipliği yapanlarda gerekse bu faaliyete katılanlarda…
Münevverimizi (aydınımızı/entelektüelimizi) yetiştirememenin ızdırabını hep çekmişizdir. Medeniyetimiz bilinmeden hiçbir şey yapamayız. Okumayan, düşünmeyen, milletinin derdiyle dertlenmeyen, münevveri (aydını, entelijansiyası) bulunmayan bir eğitim sisteminin alması, görmesi, takip etmesi gereken bir kamptı. Milletin, ümmetin, insanlığın ümidi biziz. Biz millet olarak insanın haysiyetini, şerefini korumakla mes’ul ve mükellefiz.
Böyle bir kampı Millî Eğitim Meseleleri’ne tahsis eden, rehberlik eden, böyle bir projenin tahakkuku için gayret gösteren bizim münevverimiz/aydınımız Yusuf Kaplan Hoca’mıza minnettarım, müteşekkirim. Bu kampın hizmetlerini gerçekleştiren MTO’nun organizesindeki kardeşlerimize de ayrıca teşekkür ediyorum.
Muazzam sunumlar, okul öncesinden ilkokul, ortaokul, lise ve üniversiteye kadar her seviyede eğitimimizin meselelerine çare olacak makaleler, tartışmalar, tenkitler ve teklifleri takdim eden hazırladıkları istifade ettiğimiz sunumları yapan öğretmen ve akademisyen MTO talebelerini de tebrik ediyorum. (Bu vesileyle de ihmal edilen, tenkit ederken cömertlik yapıp 5 T’de cimrilik yapanlara da 5 T’yi hatırlatıyorum. Tebrik-Takdir-Taltif-Teşvik-Teşekkür)
Bürokratlar olarak görev yapanlar da yapamadıkları hizmetlerde ‘bürokrasi’yi gösterenler de örnek bürokrat görmek istediklerinde bilhassa Erzincan Valimiz Hamza Aydoğdu Bey’i, Erzincan Millî Eğitim Müdürü Hacı Ömer Kartal hocamızı incelesinler. Bu milletin hep yaptığı “Allah bu devlete, bu millete zeval vermesin” dualarını gönülden yaptırtan bürokratlar. Rabbim muvaffak kılsın, hizmetlerindeki başarılarının da devamını nasip eylesin. Valimiz, yarının valileri kaymakamlara mutlaka ders, seminer vermeli.
Böyle bir hizmetin Erzincan’da yapılmasını sağlayan zarafet, nezaket, letafet timsali Erzincan Valimiz Hamza Aydoğdu Bey’e, bu kampı muazzam bir şekilde organize eden, kibarlığın ve hassasiyetin örneği Erzincan Millî Eğitim Müdürü Hacı Ömer Kartal hocamıza, maiyetindeki kusursuz hizmet veren ekibine teşekkür ediyorum.
Siyasi şovdan, menfaat düşkünlüğünden kurtulmak isteyen Belediye Başkanları da mütevazı, devletine, milletine hizmet eden Erzincan Belediye Başkanı Bekir Aksun Bey’e baksın. Belediye Başkanı Bekir Aksun Bey’e de çok teşekkür ediyorum.
Cemaat liderlerini bayramlarda bile birlik beraberlik içinde göremediğimiz için ülkemizin farklı illerinden yurt dışından Erzincan’a gelen kardeşlerimiz; yaşanan yaşatılan, hayat tarzı olan dinimizi gösterdiler. “Üsveyi Hasene” oldular. STK, cemaatler, vakıflar, dernekler, gönüllü kuruluşların en önemli meselesi; Ülkenin en parlak entelektüel ve akademik öncüleri olacakları yetiştirmekti. Ama yapmadılar/yapamadılar. Bu güzel Müslüman çocukları, adam yetiştirecek adamları yetiştirmek MTO’ya nasip oldu. Erzincan’da bunu görünce şükür secdesine kapandım. “Eğer şükrederseniz elbette size nimetimi artıracağım…” ayeti ışığında. Şimdi tecellisini gördüğüm üç ayeti ve hadis-i şerifleri zikredeyim.
“DOĞRUSU Allah Resulü sizler için, Allah’ın ve âhiret gününün ödülünü uman ve Allah’ı sürekli hatırda tutan herkes için güzel bir örnek teşkil eder.
Andolsun sizin sıkıntılarınızın, problemlerinizin en güzel çözümü, çaresi, kurtuluşunuzun şifalı reçetesi, ilâhî hükümleri icraya, ülkeyi imara, dünya düzenini kurmaya, sağlamaya memur Allah’ın tek yetkili Resulünde, onun yiğitliklerle, fedakârlıklarla, sabırla mücadelelerle dolu örnek hayatındadır. Allah’ın rızasını, âhiret hayatındaki mutluluğu umanlar, Allah’ı çok zikredenler, devamlı Allah’ın dininin tebliği ile uğraşanlar için onda örnekler vardır.” (33 Ahzab 21) (Elçiler örnek alınsın diye insanlar arasından seçilmişlerdir. Yerde yürürler, iz bırakırlar ve izlenirler. Allah Resulü en kritik insanî durumlarda bile duruşunu bozmuyordu. Âlemlere rahmet olmak, bütün bir insanlığa model olmak demekti.)
“Bütün mü’minler kesinlikle kardeştirler. Öyleyse kardeşleriniz arasında sulhu, barışı sağlayın, din ve dünya işlerini, sosyal ilişkilerini düzeltin, geliştirin. Allah’a sığının, emirlerine yapışın, günahlardan arınıp, azaptan korunun. Ola ki, ilâhî merhamete mazhar olursunuz.” (49 Hucurat 10) (Bu kardeşliğin tek çimentosu vardır: İman. Şu hâlde iman çözülmeden bu kardeşlik çözülemez. Bu kardeşliğe sadece hayatta olanlar değil, âhirete göçenler de girer: Derler ki: “Rabbimiz! Bizi ve bizden önce imanla göçüp gitmiş olanları bağışla!” (59:10) Zedelenen kardeşlik ilişkilerini düzeltmek her mü’minin imanî görevidir.)
“Siz de Allah’ın ortaya koyduğu tabiî renklere boyanın, insan yaratılışına uygun, İslâmî ilkeleri ve değerler manzumesini hayata geçirin. Allah’tan başka kim, insan fıtratına uygun en güzel boyayı, insan tabiatına en uygun değerleri ortaya koyabilir. Biz daima, yalnız O’nu ilâh tanıyor, candan Müslümanlar olarak O›na bağlanıyor, saygıyla O›na kulluk ve ibadet ediyoruz.” (2 Bakara 138) (İnsan annesinden sorumluluğuyla birlikte doğar. Allah’ın boyası “fıtrat”, yani insanın doğasıdır. Allah’ın döşediği muhteşem altyapıdır. İnsanın tek doğal boyası budur. Müslüman olmak bir başka boyayla boyanmak değil, sentetik boyaları atıp kendi öz boyasına dönmektir.) (İnşallah seçtiğim hadis-i şeriflerle bitireceğim.)