Türkiye düşmanlarına geçit yok
Türkiye düşmanlarına geçit yok
SEFA SAYGILI
Çok şükür bereketli ve kaynakları zengin bir ülkede yaşıyoruz. Memleketimizin her bir yöresi değişik güzelliklere sahiptir. Tarihi eserler ve doğal harikalarla donatılmışız.
İklimi hoş; insanlarımız aslında sıcak, çalışkan ve inançlıdır.
Yer altı ve yer üstü bol zenginliklerimiz mevcut. 83 milyon nüfusumuzun hepsini doyuracak sebze ve meyveler topraklarımızdan fışkırıyor. Hayvancılığımızın durumu bazı problemlere rağmen fena değil.
Ülkemiz dünyanın belki de en kritik, en stratejik geçiş yerinde bulunuyor. Asya ile Avrupa, Güney ile Kuzey, Doğu ile Batı arasında köprüyüz. Ortadoğu ülkeleri ile Balkanlar arasındayız. Hıristiyan ve Müslüman devletlerin ortasındayız.
Değişik kadim medeniyetlere ev sahipliği yapmışız. Halen de değişik dinden, mezhepten, kavimden, dilden insanlarımız bir arada kardeşçe, sulh içinde yaşıyor.
Bu yüzden memleketimize kıskançlık gösteren, çekemeyen, düşmanlık yapan, potansiyelimizden korkanlar da var ve elbette olacak. Üstelik bu dış güçlerin maalesef içimizde de işbirlikçileri ve destekçileri var.
Gün geçmiyor ki gücümüzü düşürmek için yeni bir eylem şekli ile değişik bir hedefe saldırıyorlar. Şeytanın bile aklına gelmeyen yöntemleri devreye sokuyorlar.
Ancak hepsi temelde ve hedefte birleşiyor, ülkemize düşmanlıkta ve iplerinin başka hain güçlerin elinde olması yönünden benzerlikler sergiliyorlar.
Bir bakıyorsunuz ülkemizin ekonomik dengeleri ile uğraşıyor, kredi notumuzu hak etmediğimiz halde düşürüyorlar veya dövizi artırıyorlar. Her türlü manipülasyonu yapıyorlar.
Adeta bazı yazarlarımızın isabetle dediği gibi yeni bir Milli Mücadele Savaşı veriyoruz. Üstelik bu defa dört bir yandan geldikleri gibi, çok zaman da içimizden ve bizden görünüp maskeli olarak da saldırıyorlar.
İşte burada bizlere düşen görev, millet olarak kardeşliğimize sarılmaktır. Düşmanlıkları bitirmektir. Kötü niyetli şer güçlerin oyununa gelmemektir.
Bu şer eylemlerini ayırımcı değil birleştirici şekilde algılamak ve cevaplamak bakış açımız olmalı. Huzura, barışa, kardeşliğe, dayanışmaya ve yardımlaşmaya daha önem vermeyi gaye olarak ısrarla sürdürmemiz şart. O melun hainlerin yapmak istediklerinin aksine birbirimize sarılmalı, dostlukları kuvvetlendirmeliyiz.
Gerçekten sayısız nimet içinde yüzüyoruz. Karşılaştığımız olumsuzlukları büyütüp düşmanlıkların körüklenmesine engel olalım, oyuna gelmeyelim. Elimizdeki nimetlerin kıymetini bilmezsek onlar elimizden alınır, zor ve acınası durumlara düşeriz.
Bunları ne için mi yazıyorum? Şundan: Maalesef bazı vatandaşlarımız sırf ülkemizi idare edenleri kötülemek için her şeyi olumsuz ve karamsar yorumlama, daha doğrusu algılama saplantısı içindedirler. Sözgelimi yeni bir savunma silahı mı yaptık, hemen montaj olduğunu söylemektedirler. Veya Halep’i alan muhalif güçler Türk bayrağı mı dalgalandırdı, “İran ve Rusya ne der? Bunlara engel olunmalı” diye konuşurlar. Kısacası yüzümüzü güldüren her güzel gelişmeyi karalar ve Türkiye’yi küçük düşürme gayreti içine girerler. Örnekleri artırabiliriz. Bunlar sanki hiç mutlu olacağımız, gurur duyacağımız haber almaya layık değilmişiz gibi davranırlar.
İnşallah bu her şeye gereksizce karşı çıkan saplantılı muhaliflere inat bir ve beraber, huzur içinde bu ülkede yaşamaya devam edeceğiz. Kıyamete kadar…