• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Prof. Dr. Yusuf Özertürk
Prof. Dr. Yusuf Özertürk
TÜM YAZILARI

Allah’ın Nizamı İslâm (12)

28 Aralık 2025
A


Prof. Dr. Yusuf Özertürk İletişim:

Allah’ın Nizamı İslâm (12)

Prof. Dr. Yusuf Özertürk

İSLÂM’IN KAYNAKLARI

A-KUR’ÂN 

Kur’ân’ın Muhtevası

3- Hak -Adalet-Devlet 

HAK


HAK KAVRAMI

*Hak, anlam olarak; gerçek, sabit, doğru ve varlığı kesin olan demektir. Hakkın zıddı ‘Bâtıl’dır. Hak; Arapça hukuk kelimesinin tekil halidir. İslâm’da Hukuk, genelde ‘hükümler(ahkâm)anlamında kullanılır. Hukuk, temelde ‘Din’in, adaletin ve ortak aklın tanıdığı güç, yetki ve imtiyazlar’ olarak da anlaşılabilir. Hak, kişinin hukuken korunan ve sahibine bu korumadan yararlanma yetkisi veren bir menfeattir. Hak, kişilerin lehlerine olan bir durumun kanunlar tarafından korunmasıdır. Hakların oluşturduğu düzene de Hukuk adı verilmiştir. Hak, ancak kişilere ait olabilir ve kişinin iradesi ile kullanılabilir (kişiler gerçek insan veya tüzel olabilir). Kişilere ait olan hakkın esası kişinin menfaatidir. Kişinin menfaati hukuk düzeni tarafından koruma altına alınmalıdır (1). Tasavvuf anlayışına göre ‘Hak, Allah’ın El Hakk’ ismine dayanır. Ezelî ve ebedî olan Allah, tek ve yegâne haktır. O’nun dışındakiler, Allah’ın yarattıklarıdır(mâsivâ). Bu şekilde, ‘Allah hakkı ve kul hakkı’ vardır. Allah, Rabb’dır. Allah, Rubûbiyyet(malik, idare eden, efendi) hakkına sahiptir. Allah, âlemlerin Rabb’ı olmasından, bütün âlemleri idare eder ve mahlukatının ihtiyaçlarını karşılar. Yaratılanlar Allah’ın kuludurlar. Canlılar, özellikle de akıl sahibi olan insanlar, Allah’a kulluk etmekle(ubûdiyyet) yükümlüdürler(2).

HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜ

*Hukukun üstünlüğü, bir ülkede hukukun kabul edilmesi ve etkili olmasını ifade eden bir terimdir. Ayrıca her insan hukukun muhatabıdır. Yani hiçbir kimse ve kurum imtiyazlı olamaz. Özellikle de devleti yöneten/yönetenler imtiyazlı olamazlar ve hukukun üstünlüğünü kabul etmek zorundadırlar. Hukukta, uygulama kanunları ve kuralları önemli olmakla beraber, daha önemlisi kuralcılık ve şekilcilikten ziyade asıl önemli olan Adalettir. Tarihsel süreçte, ‘Hukukun üstünlüğü’ kavramı antik Yunan filozofu Aristo’ya kadar götürülebilir. Aristo, Politika isimli eserinde ‘Hukuk yönetmelidir’ (Hukuk hakim olmalıdır) demektedir. Hukukun üstünlüğü tarihsel süreçte, monarşi, Katolik kilisesinin dokunulmazlığı ve feodal sistemlere karşı önem kazanmıştır(3).


İSLÂM’DA HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜ

*İslâm da hak, temel bir kavram olarak görülür ve Allah’ın ‘Hakk’ (El Hakk; Her hakkın sahibi olan) ismine dayanır. Allah, hakka riayeti önemle belirtmiştir. Hakka riayet etmek mü’minlerin önemli bir vasfıdır. Allah, hakka riayet etmemeyi, münâfıklık ve zalimlik olarak vasıflandırmıştır. Bir dava konusunda hüküm verilirken, hakkın kendi lehine hükmedilmesi halinde bundan memnun olan, fakat aleyhine hükmedilmesi durumunda bu hükmü tanımayan insanlar için ‘işte bunlar zalimlerdir’ denilmiştir. İslâm’ın esası Tevhid ile beraber Hak ve Adalettir. Hak ve adalet kavramı hem Kur’ân da, hem de Sünnet’de geçmektedir(4). Hz. Resûlullah (sav) veda hutbesinde ‘size iki şey bırakıyorum. Bunlara bağlı kaldığınız müddetçe asla sapıtmaz, zelil ve hâkir olmazsınız. Bunlar Allah’ın Kitabı Kur’ân ile Sünnetim’ demiştir(5). İslâm’da hak/hukuk bütün otoritelerden üstün olarak görülmüştür. Halife(Devlet başkanı) de hukuka uymak zorundadır.

*İslâm’da fert, ihkak-ı hak (Mahkeme kararı olmadan, şahısların kendilerinin haklarını almaları.) yapamaz. Çünkü, o zaman kaos-fitneye sebep olunur(şahıs kendi menfaatine göre davranır). ihkak-ı hak, devletin görevidir.

MODERN ÇAĞDA HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜ ANLAYIŞI

*Zamanımızda hukukun üstünlüğü kavramı, bir ülkenin iyi yönetilip, yönetilmediğini gösteren bir kriter olarak kabul edilmektedir. ‘Hukukun üstünlüğü, toplumun kurallarının bir uzantısıdır ve kolluk kuvvetlerinin ve mahkemelerin güç kullanımı için toplumda yapılmış bir sözleşmedir’ denilmektedir. Hukukun üstünlüğü Anayasada yer almalıdır. Anayasaya da devletin bütün kurumları uymak zorunda olmalıdır. Anayasa hiçbir zaman delinmeli ve ihlal edilmemelidir.

*Hak ve adâlet aslında büyük bir kuvvettir. Çünkü kuvvet bile varlığını hak ve adâlete dayandırmak suretiyle devam ettirebilir. Adâleti tahrip eden kuvvet, farkında olmadan kendi kendini tahrip etmektedir. Çünkü kuvvet de nisbidir. Daha kuvvetli olan, zayıfı ezer.


*Hukuk devletinde, Kuvvet hakta (Hukukta) olmalıdır. Yani kim haklıysa, o kuvvetli olmalıdır (ona itibar edilmelidir). Hak, kuvvette olmamalıdır. Yani kim kuvvetliyse, o haklı görülmemelidir (ona itibar edilmemelidir). Böyle olursa, kuvvetli olan, haksızda olsa, haklı görülür.

*Bir toplumda; ‘Üstünlerin hukuku’ değil de, hakka dayanan hukukun üstünlüğü kabul görür ve hakim olursa, o toplumda yolsuzluk, yoksulluk, yasaklar ve adaletsizlik azalır. Etkili hukukun üstünlüğü, temel insan haklarının, kalkınmanın, icraatların şeffaf ve hükümetin hesap verebilir olmasının teminatıdır.

Kaynaklar

(1): Hukuk sözcüğü

(2):Mehmet Demirci, Hak. TDV İslâm Ansikl. c. 15, sy;151.

(3): Tamanaha, Brian, On the Rule of Law. Cambridge University press.

(4): “Bizim yarattıklarımızdan bir ümmet de (ilim erbabı) vardır ki, hakka rehberlik ederler (hakkı açığa çıkarırlar) ve onunla adâlet ederler” (A’raf-181). “Bir de (münâfıklar), ‘Allah’a ve Resulü’ne inandık ve itâat ettik’ diyorlar da, sonra bunun arkasından birtakımı yan çiziyorlar. Bunlar mü’min değillerdir.” “Aralarında hüküm vermesi için, Allah’a ve Resûlü’ne çağırıldıkları vakit bir de bakarsın onlardan bir fırka yüz çevirmiştir”.

“Eğer hak kendi lehlerinde olursa koşarak Peygamber’e gelirler”.

“Bunların kalplerinde bir hastalık mı var? Yoksa Allah ile Peygamber’inin kendilerine haksızlık edeceğinden mi endişelenip, korktular? Hayır! Onlar zalimlerin tâ kendileridir” (Nur, 47-50).

(5): Tirmizi, Menakıb-31, Müsned-3:14, 17, 26.

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23