• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Murat Alan
Murat Alan
TÜM YAZILARI

Sözleşme gitti, karanlık çağdan gelen sesleri kaldı..

02 Temmuz 2021
A


Murat Alan İletişim: [email protected]

Dünkü Birgün’ün manşeti: “Kazandık vermeyiz. Kadın düşmanı gerici kampanyalar sonucunda Cumhurbaşkanlığı kararıyla feshedilen İstanbul Sözleşmesi bugün resmen yürürlükten kalkıyor.”

Cümle cümle analiz edelim..

İlk cümle (başlık) “Kazandık vermeyiz”..

İyi de yerle yeksan oldu hayatım o sözleşme, haberiniz yok mu!?

Homoseksüelliği yaygınlaştırmak için araç olarak kullandığınız, “satır aralarına gizleyelim, zaten istediğimiz gibi yorumlarız” dediğiniz o sözleşme tarih oldu.

İkinci cümle, “gerici kampanyalar…”

O “gerici” dedikleri de biziz sanırım.

Savundukları sapkın zihniyetin tarihteki ilk örneği, Kur’an’da da bahsedilen Lut kavmi..

Tam 3 bin 900 yıl önce yaşamışlar..

İstanbul Sözleşmesinin ön ayak olduğu, bugünkü sapkınların arzuladıkları her şeyi hayatlarına tatbik etmişler.

Sonuç ne olmuş?

Helak…

Bu zihniyetin arzuladığı toplumla benzerlik gösteren ikinci örnek ise İtalya’da 1700’lerin sonunda yapılan bir kazıda gün yüzüne çıkarılmış.

Pompei halkı..

Hadi Pompei komünü diyeyim de, bizim solaklar sevinsin.

Onlar da bundan tam 1942 sene önce aynı kaderi paylaşmış Lut kavmi ile..

Derdimiz Lut kavmi ya da Pompei değil. Onlar Allah’a savaş açtılar ve savaşın galibi de belli çok şükür...

Bizim derdimiz, bize ve çocuklarımıza yönelik dayattıklarıyla..

Ve bu dayatmaya karşı çıktığımız için de bize yapıştırmaya çalıştıkları sıfatlarla..

Yerli sapkınların savunduğu idealleri, hayatlarına yansıtmış medeniyetler ve akıbetleri ortada.

Modern arkeoloji ve jeoloji bilimine göre, en yakını 2 bin sene önce yaşamış..

Hal böyleyken, şimdi kim gericilikten besleniyor?

Ankara Barosundaki efendiler işitsin, kimin sesi çağlar öncesinden geliyor?

Hoş, ne söylersek söyleyelim, bunların işittiği “bla bla bla”dan farksız..

Gelelim bu kafayı besleyip domino eden güce..

Bir anlamda tasmayı tutan ele..

O da kendini afişe etti..

Önceki gün ABD elçiliği İstanbul Sözleşmesiyle ilgili açıklama yaptı. 

Açıklama şu: “Toplumsal cinsiyete dayalı şiddetle mücadele çabalarının güçlenmesini ele aldık. İstanbul Sözleşmesi bu çabaların anahtarıdır. Türkiye’ye bir kez daha sözleşmeden çekilme kararını gözden geçirme çağrısında bulunduk.”

Soru şu: ABD İstanbul Sözleşmesine taraf mı?

Cevap: Elbette ki hayır.

Madem bu kadar iyi bir sözleşme, neden kendileri taraf değil?

Neden ABD’de uygulanmıyor?

Sesi karanlık çağlardan gelen bir aklı evvel, “Demek ki ABD’de uygulanmasına gerek yok” diyebilir..

Onun da cevabını rakamlarla verelim ki, kimin çağdaş, kimin çağdışı olduğu, kimin ölçümlenebilir bilimsel veriden, kimin kurgudan beslendiği anlaşılsın..

ABD’de kadınlara yönelik şiddet olaylarıyla mücadele eden Ulusal Aile İçi Şiddet Hattı kayıtlarının verilerine göre, ülke genelinde dakikada ortalama 24 kadın, eski eşi veya sevgilisi tarafından fiziksel şiddete maruz kalıyor. 

Kayıtlara göre, ABD’de her 4 kadından 1’i eşi veya sevgilisi tarafından dövülme, yakılma veya boğulma gibi ciddi yaralanmalara sebebiyet verecek fiziksel şiddete maruz kalırken, yaralanan kadınların sadece yüzde 34’ü hastane veya sağlık polikliniğine giderek tıbbi yardım alıyor.

Fiziksel şiddet gören kadınların en fazla 18-24 yaş grubunda oldukları dikkati çekerken, Ulusal Aile İçi Şiddet Hattı’na günde ortalama 20 bin fiziksel şiddet ihbarı geldiği belirtiliyor.

Ulusal Aile İçi Şiddet Hattı’nın 18 eyaleti baz alarak hazırladığı başka bir raporda ise, 2003-2014 döneminde 10 binin üzerinde kadının eş veya sevgilisi tarafından öldürüldüğü ifade ediliyor. 

Raporda, ülke genelindeki sonuçlar dikkate alındığında ABD’deki kadınların, diğer gelişmiş ekonomiye sahip ülkelerdeki kadınlardan 21 kat fazla ölüm riski taşıdığı vurgulanıyor.

Dünya genelinde kadınların en fazla maruz kaldığı şiddet türlerinden biri olan “cinsel saldırı” da Amerikan toplumunda en büyük sorunlardan biri olmaya devam ediyor. 

Colorado merkezli Aile İçi Şiddete Karşı Ulusal Koalisyon (NCADV) adlı kuruluşun hazırladığı raporda, ABD’deki her 5 kadından 1’inin hayatında en az bir kez tecavüze uğradığı, bu saldırıların yüzde 46.7’sinin tanıdık ve akrabalar, yüzde 45.4’ünün ise eski eş veya sevgili tarafından gerçekleştirildiği belirtiliyor.

Tecavüze uğrayanların yüzde 15’i ise 12-17 yaş aralığındaki çocuk kurbanlardan oluşuyor.

Hadi bakalım Amerika, tecavüzün de, kadına şiddetin de merkezi sensin..

Madem İstanbul Sözleşmesi kadına şiddetin, tecavüzün önüne geçmeyi sağlıyor..

Sözleşmeyi attığımız çöp tenekesi tam karşınızda, hemen alıp ülkenizde uygulayın da görelim..

Selâmetle..

 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Şeref

Geçmiş yıllarda yapılan bir ankette "necip" Türk toplumu en iyi erkek sanatçı olarak Zeki Müren'i! en iyi bayan sanatçı olarak Bülent Ersoy'u! seçmişti..Gel çık işin içinden....

cut

İstanbul Sözleşmesi yürürlükten kalktı da ne oldu..."Kadına şiddet" diye açılan sahte kategoriyi Cumhurbaşkanının ağzına bile sakız ettiler ya..İstenen zaten buydu.. "Kophenhag Kriterlerini Ankara kriterleri yapar yolumuza devam ederiz"...Şimdi de İstanbul Sözleşmesinin kadın ile ilgili kısımlarını alıp yolumuza devam edeceğiz.. İyi de o yol bize has bir yol değil ki..Yine Aynı kapıya çıkacak..Bir sahte kategoriyi diğerleri takip etmeye devam edecek..
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23