Ömür biter yol bitmez
Söze başlamadan Cumhurbaşkanımız Erdoğan ile Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu’na teşekkür etmeli.
Neredeyse yüz yıla yakın yol yüzü görmeyen ülkemiz; güneyden kuzeye, doğudan batıya karayolu, havayolu ve demiryoluyla taçlandırılmaya devam ediyor.
Bayram dönüşü İzmit Doğu çıkışından başlayan Kuzey Marmara otoyolundan İstanbul’a intikal ettim ve yol boyunca Cumhurbaşkanımıza, hükümete dua ede ede geldim.
Maşallah o ne muhteşem tüneller ve yollardı. Memleketimizin neresine giderseniz gidin, vicdanınızla aklınızı nifak tohumları perdelemiyor ve kendinizi bu topraklara ait hissediyorsanız, üzerinde seyahat ettiğiniz yolların kıymetini bilir ve teşekkür edersiniz.
Ülkemiz, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kaptanlığına geçene kadar varlık içerisinde yokluk çeken bir ülkeydi. Yakın geçmişi bilen namuslu insanlarımız bunu bilir.
•
Mesleğimin gereği hayatımın önemli kısmı içeride ve dışarıda yollarda geçti. İlk yolculuğum, yazının başlığındaki sözle başlamıştı.
Bu sözü yedi yaşımda Kalecik Ankara arasında çalışan otobüsün dikiz aynası üzerinde okumuştum.
Yaklaşık bir saat süren yolculuğum, TRT radyodan çalan türküler ve şarkılar eşliğinde bu sözü okuyarak geçmişti.
Etlik garajında otobüsten indiğimizde yol bitmişti ama ömür bitmemişti, ilk önce anlamsız gelmişti fakat sözü unutmamıştım.
Sonra anladım ki, hakikaten ömür bitiyor yol bitmiyormuş.
•
Devletimizin milletimiz hesabına yaptığı hizmetleri hazmedemeyen siyasi muhaliflerden tutun da farklı ideolojik sebeplerle sürekli takoz olanlara geçmişten bir yol vakıası anlatayım.
Sabahattin Ali, “Kağnı” isimli kitabında, CHP’nin halkın sırtından inmediği ve neredeyse aldıkları her nefeste, milletin gırtlağını sıktıkları dönemden bir hikâye anlatır.
CHP’nin siyaset anlayışında halk köledir, kendileri efendidir. Bu yüzden yolları devlet değil, halk yapmalıdır. Yapmayanlar cezalandırılmalıdır.
Tek parti döneminde yol parası diye bir vergi vardır. Yollarda köylüler çalıştırılır, çalışmayanlara para cezası verilir, cezasını ödemeyenler hapse atılır.
Sabahattin Ali yol parası ve çalışma gücü olmadığı için cezalandırılan 84 yaşındaki bir vatandaşla konuşur.
Adamcağızın kendisi dışında yolda çalışabilecek bir çocuğu yoktur. Oğullarını Çanakkale cephesinde kaybetmiş, bir çocuğu da devlet adına eşkıya takibindeyken eşkıyalarca vurulmuş ve sakat kalmıştır.
Kendisi de 84 yaşında olduğu için çalışamaz. Peki, nedir meselenin iç yüzü.
İhtiyarın kafa kâğıdı yoktur. Kafa kâğıdı lazım olduğunda yol bilmez, iz bilmez, devletin kapısına gitmeye korkar ve bu yüzden daha önce ölmüş bir çocuğuyla aynı ismi taşıdığı için onun kafa kâğıdını kendisine nüfus cüzdanı yapıverir.
İşte bu kafa kâğıdı yüzünden adamcağız yollarda çalıştırılmak istenir ve çalışamayınca yol parasını da ödeyemeyince diğer “yol parasızlarla” birlikte cezalandırır. Hikâye uzun.
•
Ezcümle:
Milletimiz bütün vatan sathında ilk defa böylesine coşkuyla hizmet görmektedir. Batı beslemeli muhaliflerin hazımsızlığı da bu yüzdendir.