• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Hüseyin Öztürk
Hüseyin Öztürk
TÜM YAZILARI

Mehmed Akif ve şairliğinin ötesi

20 Aralık 2024
A


Hüseyin Öztürk İletişim: [email protected]

Mehmed Akif ve şairliğinin ötesi

HÜSEYİN ÖZTÜRK

Geçti mâzi denen o devr-i melâl,

Haydi fethet, senindir istikbal! Mehmed Akif.

İstiklal ve İstikbal şairimiz ve asrımızın büyük mütefekkiri Mehmed Akif Ersoy’un doğumunun (20 Aralık 1873) 151.yılı. Vefatı ise (26 Aralık 1936).

Mehmed Akif’i isteyerek veya istemeyerek İstiklal Marşı ile adeta dondurduk. Oysa merhum mütefekkirimiz şairliğinin ötesinde milli mücadelemizin kahramanı olmakla birlikte büyük bir düşünce üstadıdır.

Gerçi sadece şiirleri bile anlaşılmış olsaydı kâfi gelirdi ama şiirlerinin dışında vaazları, düz yazıları, dostlarıyla sohbetleri, şairliğinin ötesinde ayrı bir deryadır.

Akif, inandığı ve iman ettiği davasına dair düşüncelerini hayatı boyunca kimsenin hatırı için yahut dünyalık menfaatler için asla değiştirmiş değildir.

Örneğin ısrarla üzerinde durduğu bir mesele vardır. Yaşadıkça, gördükçe ve duydukça şu hususta azap çekmektedir ve şöyle demektedir:

-“Son zamanlarda Müslümanlığı ya büsbütün ortadan kaldırmak yahut ötesini berisini reddederek dinde bir teceddüt (yenileşme) husule getirmek isteyenler türedi. Her iki grup da dinden gafildir”.

Evet, o yıllardan bugüne pek bir şey değişmemiş. Hele hele bir kere alınları secdeye varmamış, bir kere bellerini bükerek rükûa gitmemiş dinden bihaber zındıkların din adına ahkâm kesmeleri, adeta genetik olarak sürüp gitmekte.

Burada sözü yine Akif’e bırakalım:

“İslam’ın hüviyet-i hakikisine dair azıcık malumat edinmiş olsalardı, dine yenilik sokmak şöyle dursun, onun en sahih şekline rücu ederlerdi”.

İslam’ı birilerine beğendirmek için eğip bükmeye, birtakım tavizler vererek beğendirmeye kalkmak, Akif’e göre değildir. Ona göre:

-“Dinin bir kitabı ve Peygamberi vardır. Söylenecek her şey söylenmiştir. Bunların dışında birtakım şeyler söyleyerek İslam’a hurafe sokmak, dini temelinden sarsmaktır, münafıklık alametidir. Alametlerin en berbatı da budur”.

Şimdi bu zaviyeden günümüze bakınca ne görülüyor? Cevabı Akif’ten alalım:

-Kur’an’ı bilmek ve anlamak faydasız bir iş gibi görülmeye başlanmıştır. Yani insanlar Kur’an’dan uzaklaşmışlardır.

-Kur’an’dan uzaklaşıldığı için onun hayata, dünyaya, ilme, kültüre yönelik hükümleri göz ardı edilmiştir. Dolayısıyla Kur’an ahiret kitabı, din de ahiret dini olarak anlaşılır olmuştur.

-İbadetlerin sosyal boyutları unutulmuş, ortalığı; Arapça bilen ama dinin aslından habersiz üç beş uydurma hadis ve hurafeyle yetinenler kaplamıştır. Kitab-ı kâinata ilgisiz kalınmıştır. Din cehalete kurban edilmiştir”.

Bu tespitlerden sonra yine derdimizin dermanını Mehmed Akif yüz yıl önce yazmış:

“Doğrudan doğruya Kur’an’dan alıp ilhamı,

Asrın idrakine söyletmeliyiz İslâm’ı”.

Ezcümle:

Şu garipliğe bakalım ki, Akif’in yukarıdaki iki mısraı henüz anlaşılmış değil. Ne demek istediği bir türlü kavranmış değil.

Mehmed Akif’i Çanakkale ve İstiklal Marşı şiirlerinin ötesindeki düşünce ve fikirleriyle de ayrıca tanımak ve bilmek elzemdir vesselam.

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Vay vay

Sayın yazar, Mehmet Akifin şairlik ötesine dair fazla bilgi vermemissiniz...Mesela Akif 2.Abdulhamit hakkında ne düşünüyordu, bu konuda neler yazmış, yazınızda yok...İSTİKLAL MARŞI ŞAİRİMİZE ALLAH RAHMET EYLESİN, RUHU ŞAD OLSUN...M. Akif bizim en büyük ortak değerimiz...

Şeref

Sayın yazar Akif'i tanıyalım tabii ama, "ulu hakan" Abdulhamit'e olan muhalifliğini ve önceleri cumhuriye olan tavrını ve Mısır'a gidip döndükten sonraki yeni rejim hakkındaki düşüncelerinide iyi analiz etmek gerekir.. .
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23