• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Hüseyin Öztürk
Hüseyin Öztürk
TÜM YAZILARI

Makamda

21 Kasım 2022
A


Hüseyin Öztürk İletişim: [email protected]

Bu hafta tanıtacağımız eserin adı “Makamda” ismini taşıyor.

Okumayı seven her insanımızın yanında yöresinde bulunması gereken ve hatta bir değil, birkaç defa mütalaa edilmesi gereken eserin yazarı Sezai Karakoç.

Sezai ağabey, geçtiğimiz 2021 yılının 16 Kasım günü Rahmet-i Rahman’a kavuşmuştu. Kabri şerifi çok sevdiği Şehzadebaşı Camii’nde. Ruhu için el-Fatiha.

Sezai ağabeyin kitapları bir kere okunacak ve kenara konulacak eserlerden değildir. Her okunduğunda insanın önce ruhunda, sonra aklında farklı pencereler açar. Ve her pencere, kendimizi tartmak için dünyevi ve uhrevi çabalarımızın terazisidir.

Sezai Karakoç, kendisini veya eserlerini tanıyan herkesin zihninde bir “Diriliş Eridir”, “Dirilişin Mütefekkiridir”.

Sezai Karakoç’u “anlayanlardan” değil de “anlatanlardan/anlatacaklardan” bir istirhamda bulunmak isterim.

Sezai Karakoç’u Monna Rosa şiiriyle özdeşleştirerek, bir aşk şairi imiş gibi tanıtmak yahut söz etmek, bunu belgesellere koymak, Sezai ağabeye karşı yapılmış büyük ayıptır.

Ehli vicdan birisi, Sezai Bey’i Monna Rosa’ya mahkûm ederek ondan söz etmez. İnsan en azından eserlerine ve eserlerindeki mevzulara bakar ve çekinir. Geçelim.

Sezai Karakoç, “Makamda” kitabında, en çok ruhun dirilişinden söz eder. Ruhun dirilişi gerçekleşmeden taşınan cesedin insana yük olduğunu söyler ve şöyle der:

“Senin ruhun Allah’ın gizli kalesidir. Gece gündüz gözünü kırpmadan onun bekçiliğini yapmalısın.

Aklın bir kılıç olsun, duygun bir kalkan, bilgin de bir zırh. Göze görünmez şer çerisine karşı bunlarla donanmış olarak, ruhuna yaban kişilerin ellerini değdirmemeleri için savaş”.

Dirilişin şairini anlamak ayrı, anlatmak ayrıdır. Anlayan önce kendisine seslenir, anlatacaklar da başkalarına.

Sezai Karakoç, “anlatılmak için” değil “anlaşılmak için” yazmış ve konuşmuştur. Anlayanlar onun dostudur, arkadaşıdır ve hayatlarına belli bir yön vermiştir.

Anlayanlara şöyle seslenir Sezai Bey:

“Nereye akıp gittiği bilinmeden milyarlarca akıp gelen insan yığınlarının maddi güç ve görüntüsü seni ürkütmemeli.

Bu korkunç hacimde senin incecik ruhunun mumunu üfleyecek rüzgâr etkisinden eser yoktur. Yeter ki, ruhun, kendi paniğiyle kendi mumunu söndürmüş olmasın”.

Sözü, “Makamda” kitabından bazı pasajlarla Sezai ağabeye bırakalım:

“Çağımızda çılgın batı insanı, şer yolunda koşmaktan yoruldu. İslam insanının (hayr) yolunda koşusuna başlamasının tam zamanı.

…. Ruhun kahramanlığıyla, vücudun korkaklığını yenilgiden yenilgiye uğratalım. İçimizin cehennemini, hep ruhun yüksek fırınında eritilen madenler gibi düşünelim.

…. Sevgi, merhamet, fedakârlık, feragat, sabır gibi ruhumuza ait kuvvetlerle; bedenden gelen, dünyayı darlaştırıcı, küçültücü şeytan çerisini kıralım. Ruhun büyük savaşında, ölünceye kadar sulh yoktur.

…. Her insanda bir ürperiş vardır. Ürküş değil, ürperiş. İnsan bu ürperişle, Allah’a teslim olur. O zaman ona Müslüman deriz”.

…………………

Eserler hakkında: www.dirilisyayinlari.gen.tr

 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23