• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Hüseyin Öztürk
Hüseyin Öztürk
TÜM YAZILARI

Kudüs’e sessiz kalmak kendi kuyumuzu kazmaktır

18 Mayıs 2018
A


Hüseyin Öztürk İletişim: [email protected]

Kudüs’e sessiz kalmak kendi kuyumuzu kazmaktır. Bu sadece bizim devletimiz ve milletimiz için geçerli değildir. Bütün bir İslam âlemini kapsar.

Bugün Kudüs’e karşı eylemsiz ve sessiz kalan Mısır gibi ülkeler, dünya toplumları ve devletleri nezdinde; “kimliksiz, kişiliksiz, şamarı oğlanı ülke konumundadır.

Bir avuç İsrail’in İslam’a ve Müslümanlara olan kinine direnemeyen Müslüman ülkeler ve halkların sonu, İsrail ve ABD’ye el açmak ve temenna durmakla neticelenir.

………………

Hamdolsun bugün, Filistin’de İsrail zulmüne karşı dimdik duran bir millet ve devlete sahibiz. Elbet bu sahipliğimiz, dini ve tarihi sorumluluğumuzdan gelmektedir.

Bu sorumluluğumuza dair bir hatırlama:

Mescidü’l Aksa biri altta, diğeri üstte olmak üzere iki avlu ile nefes alır. Yavuz Sultan Selim, Kudüs’e girdiği vakit yatsı namazı vaktidir.

Şamdanlar ve kandiller alevlerle donanmıştır. Ordu ve cemaat, birinci avluya sığmaz, dışarıya taşar.

Kandiller ve şamdanlar, o Kudüs akşamını güneş sathına döndürür. Olup bitenleri dışarıdan gözleyen Papaz Renato Goriacelli o geceyi şöyle anlatır:

“Tam 12 bin çerağ ortalığı güpegündüze kalbedivermişti. O günkü bu şehrayin (kutlama) mührü, o avluda hâlâ anılır ve “12 bin şamdanlı fetih namazı bu avluda kılındı” denilir.

…………………….

Hatırlamak ve hatırlatmak var olmanın temel taşlarındandır. Kudüs’ün en huzurlu devresi, 401 yıl, 3 ay ve 6 gündür Osmanlı dönemidir.

İlhan Bardakçı bu huzur dönemini, İsrail Dışişleri Bakanı Abba Ebban’ın kitabından şu satırlarla nakleder:

-“Türkler gelinceye kadar Sasani, Roma ve Arap hâkimiyeti altında geçen süre içinde, Kudüs birçok defa el değiştirmiştir. Yavuz Sultan Selim ile adalet gelmiştir.

Museviler insan hakkının, adaletin, eşitlik ve şövalyelik ruhunun ne olduğunu, Türklerin Kudüs hâkimiyetleri sırasında yaşamışlardır”.

……………..

Her ne kadar Kudüs ve Filistin üzerine böyle tarihi itiraflar olsa da damarlarında ihanet kanı dolaşan Yahudilerin emellerinden vazgeçecekleri beklenmemeli.

Kudüs ve Filistin halkı üzerine Haçlı Batılıların taarruzları bitecek gibi değil. Ayrıca ne ABD’nin ne İsrail’in ne de her iki şeytanı destekleyen diğer ülkelerin, elbet niyetleri Kudüs’te hâkimiyet sağlamak da değildir.

Esas gaye ve hedefleri, kursaklarında kalan Haçlı yenilgilerini zafere dönüştürmek ve bütün bir İslam dünyasını kendilerine mecbur etmektir.

……………..

Amentüsü sağlam ve amentüsünü Allah’tan başkasına ikram etmeyen her Müslüman; “İslam kardeşliği” ve “Müminler kardeştir” düsturuyla kaynaşmadan, Müslüman toplulukların başındaki musibetler devam edecektir.

Bugün İstanbul/Yenikapı’da bütün bir dünyaya, İslam kardeşliğinin ve Kudüs’e sahip çıkmanın cumhur şûrası vardır.

Bu şûraya halel getirenler ve arkasından konuşanlar; terör devleti ABD, İsrail ve diğerlerinin hınç ve öfkesine destek vermiş olacaklardır.

Mesele, Kelime-i Şehadetin istiklali ve istikbalidir. 

 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23