• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Hüseyin Öztürk
Hüseyin Öztürk
TÜM YAZILARI

Kevgire dönmüş hayatlar

30 Nisan 2025
A


Hüseyin Öztürk İletişim: [email protected]

Kevgire dönmüş hayatlar

HÜSEYİN ÖZTÜRK

Kevgirin ne olduğunu herkes bilir sanırım. Zemini deliklerle dolu bir mutfak kabıdır.

Günlük hayatımızla birlikte inanç dünyamız da delik deşik olmuş vaziyette.

Hangimiz neyden nasıl şikâyet ediyorsak, bir bakıyoruz ki, meğer aynısını kendimiz de yapmaktayız. Kendisini istisna kabul eden kimseler daha çok yapmakta!

Ehli irfanlarımız şöyle bir hadisi şerifi hatırlatırlar:

-“İnsanlar ne kadar ihtiyarlarsa ihtiyarlasın iki duygusu hep genç kalırmış. Birisi çok kazanma hırsı, öteki çok yaşama arzusu”.

Ölçülü olmak ve hayırda harcamak, çalışanların ücretini ödemek için çok kazanma duygusu gayet normaldir.

Dünyalığını kazandıktan sonra bu manada harcamak ahlaklı bir kazançtır. Aksi halde çok kazanma hırsının hırsızlık boyutu ise insanı kevgire döndürmektedir.

Yolsuzluklarla, hırsızlıklarla, rüşvetle, ihaleler ve nice karanlık işlerle devletin ve milletin hakkını gasp edenler, çaldıkları yetmiyormuş gibi bir de yine devleti ve milleti tehdit ederek yüzsüzlüklerini savunmaktadırlar. Bu anlayış kevgirden öte hastalıklı bir haldir.

Yeri geldi yine bilgelerimize müracaat edelim. Denilir ki:

-“Hırsızlıkla kazanç elde edenler, milletin ve devletin malını çalanlar, gasp edenler, Allah’ı unutan ve bu yüzden Allah’ın da onlara kendilerini unutturduğu kimselerdir. Onlar gibi olmayın. Onlar yoldan çıkan kimselerdir”.

İşin tuhafı şu ki; böyle kimselerin kimler olduğu belli olduğu halde, Allah’ını, Peygamberini bildiği sanılanların bu kişileri savunmaları, onların yanında yer almaları anlaşılır gibi değil. Haliyle böyle kimselerin neye inandıklarından şüphe edilmektedir.

Memleketin bir yerinde bir adam, çevresindekilere nasihatler ediyormuş. Ahiret gününde sorulacak sorulardan bahsediyormuş.

“Ömrünü nerede nasıl geçirdin, varsa ilmini nerede ve nasıl öğrendin, öğrendiklerinle neler yaptın, harama helale ne kadar dikkat ettin” diye soruları peş peşe sıralarken, dinleyenlerden biri sözünü keserek:

-“Efendi a! Pek güzel dersin, pek güzel konuşursun, lisanın iyi de söylediklerinden önce hepimize Allah şöyle derse ne yapacağız”?

-‘Ey kulum! Ben seninleydim, sana şah damarından daha yakındım, fakat sen dünyada kiminleydin’ derse ne diyeceğiz”?

Evet, bu soruyu her geçen gün yolsuzlukları ayyuka çıkan kimselere destek vererek onların hallerine ortak olduklarını göremeyecek kadar şirazesi bozulan sağdaki artıklara;

-“Siz kiminlesiniz ve kimlerle dostsunuz” diye sormak lazım.

Ezcümle:

Dost ve kardeş seçiminde, Cafer-i Sadık Hz.leri şu beş kişiden uzak durulmasını söyler:

Yalancılar: Onlarla birlikteysen sürekli aldanış halindesindir.

Ahmak: Sana faydalı olmak istediği zaman bile zarar verir, fark edemezsin.

Cimri: Senin en fazla muhtaç olduğun şeyi senden esirger.

Korkak: Seni başkasına teslim eder ve zor zamanda kaçıp gider.

Fâsık: Seni bir lokmaya ya da daha azına satar.

Kevgire dönmüş hayatlardan kurtulmak isteyenlere işte reçete.

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

okur

İyi güzel dersin de sen kendini anlatırsın bunca yıldır yolsuzlukların arkasında duran sen değilmisin yok canım onlar yapmaz diyorsan o da senin naifliğin
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23