İrade parada
İrade parada
Hüseyin Öztürk
Bu hafta kitap yerine dergi paylaşımı var. İslam’a inananların sadakatinin ve vefasının daimi olmasını kendisine vazife edinmiş bir dergi. Yüzakı Dergisi.
Hemen her yönüyle, İslam insanı nasıl tarif ediyor ve “nasıl olmalı” sorusuna verilecek cevaplar üzerine hazırlanan ve yayınlanan aylık bir dergi.
Bu sorulara Osman Nuri Topbaş Hocaefendi, oldukça geniş cevaplar vermiş. “Kazançta Ölçüler” ve “Harcamada Ölçüler” başlıklı yazılarıyla, helal ve harama dair yol haritası çizmiş.
Yüzakı’nın bu ayki konusu; “İrade Parada” ismini taşımakta. Evet, iradelerimiz paraya tahvil edilmiş vaziyette.
Kapak konusu sorularla desteklenmiş. “Para helalden mi haramdan mı” ve ardından; “Nereden kazandın” “Nereye harcadın” diye sorulmuş.
Muhammed Ali Eşmeli’nin kaleme aldığı başyazıda; “Hayırsız para hayra gitmez. Hayırlı para da şerre gitmez” denildikten sonra şu hakikatler dile getirilmiş.
•
-“Kazanç itibarıyla haram parada; daima haram yollara harcanmaya yönelik kuvvetli bir gidiş, adeta haramdan harama tufana dönüşen bir akış vardır”.
Hayatın en mühim meselesi kazançtır! Kazancın da değişmeyen iki şekli vardır: Helal ve Haram kavramları.
Bu iki kavram arasında bocalayan ve bocaladıkça da çıkmak yerine; “Herhalde doğrusu bu” diyerek batmayı kabullenip, kişinin kendisini aldatması bir tarafa, çevresini de aldatarak, başka hayatlar da karartılmaktadır.
Bu hususun izahı için yazıya dönelim:
-“Zayıf ve zaaf noktası olarak dünya sevgisinin devreye girdiği ve hâkim olduğu kimselerde, helaller ve haramlar arasında türlü türlü çarpıtmalar ve mantık oyunları sahneleri dolduruyor.
Maskeler çok. Biri helalleri haram gösteriyor, biri haramları helal gösteriyor. Bu mücadele ortasında; helallere ve haramlara gerçek riayet zorlaşıyor.
Bunun çaresi, ahiret günü bize sorulacak gerçek suali şimdi sormalı: “Nereden kazandın”? “Nereye harcadın”?
Hadis-i Şerif çok açık:
-“Hiçbir kul; kıyamet gününde, ‘ömrünü nerede tükettiğinden’, ‘ilmiyle ne gibi işler yaptığından’, ‘malını nereden kazanıp nereye harcadığından’, ‘vücudunu nerede yıprattığından’ sorulmadıkça, bulunduğu yerden kıpırdayamaz”.
•
İradenin paraya tahvil edilmesi bir yana, bir de neredeyse yediden yetmişe herkes fetva makamı gibi. Cehaletin zirvesindeyiz. Neyse yazıya devam edelim:
-“İşin mücadelesi ve bulanık kısmı: Haramların helal iddiasına yaslandırılması! Helal kelimesinin harama fetva için kullanılması.
Faizi Allah haram kılmışken; bir takım kılıflar ve maskeler ardında, güya helal olacağının fetvasının verilmesi vesaire.
Yani haramlar ve harama bulaşanlar, her daim sahtekâr bir anlayış harmanında top çeviriyorlar. Bu yüzden görüntüde helal, ancak aslında haram olan bir kazanç şekli ortaya çıkıyor.
Hâsılı paranın hayırlı bir şekilde ya da kötü bir şekilde kullanılması yönündeki irade; artık kişinin elinde değil, tamamen paranın elindedir”.
Dergi hakkında: : (0216) 532 44 44/