• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Hüseyin Öztürk
Hüseyin Öztürk
TÜM YAZILARI

İp Koptuğu Yerden Bağlanır

07 Ağustos 2019
A


Hüseyin Öztürk İletişim: [email protected]

Ak Parti’nin kuruluş tarihi 14 Ağustos 2001 yılıdır. Türkiye’nin karanlık dönemlerinin aydınlatılmak üzere meşalenin yakıldığı senedir.

Ak Parti’nin kuruluşuyla öyle karanlık dönemler aydınlandı ki, içeriden ve dışarıdan ne kadar Türkiye düşmanı varsa hepsi (tabiri caizse) hortladı.

Bugün bu hortlakların ihanetlerini yaşıyoruz ve büyük şeytan ABD başta olmak üzere Haçlı Batı, içimizdeki ve dışımızdaki figüranlarıyla elinden geleni ardına koymamaktadır.

Biz Müslümanlara göre; yer ve gök Allah’ındır. İkisinin arasında olan her varlık Allah’a aittir ve günü geldiğinde her canlının Rabbimize döneceğine inanır, iman ederiz.

Burada önemli bir ayrıntıyı derç etmeliyim. İnanmakla iman etme arasında dağlar kadar fark vardır.

İnanmak iman etmek değildir. İnanmak, iman etmenin birinci şartıdır ama bu şartı, “inanıyorum” diyen her insan yerine getiremez.

R. Tayyip Erdoğan, inanmaktan iman etme tarafına geçmiş birisidir ve bugüne kadar da bu inançla yaşamaktadır.

Ne demek istediğimin daha iyi anlaşılması için Erdoğan’ın öğrencilik ve gençlik yıllarından itibaren bugüne kadar ki siyasi hayatının ana çizgilerle okunmasını hatırlatalım.

Yazının başlığındaki söze gelmeden az biraz hafızadaki bilgileri tazeleyelim.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2002 yılında yapılan seçimlere siyasi yasaklı olduğu için katılamamıştı.

Seçimden sonra Ak Partili milletvekillerinin gayretleriyle, TBMM’de kabul edilen bir yasa ile Erdoğan’ın siyasi yasağı kalkmıştı.

İyi, doğru ve güzel olan her şeye engel olmasıyla tanınan Ahmet Necdet Sezer adlı kimse, birincisinde yasayı veto etmişti.

Ancak yasanın TBMM’de yeniden büyük çoğunlukla kabulü ile siyasi yasağı kalkan Erdoğan, Siirt seçimlerinin iptal edilmesi ve yenilenmesi kararı sonrası, Siirt’ten aday olmuş ve 9 Mart 2003 tarihinde Siirt milletvekili olarak TBMM’ye girmişti.

15 Mart 2003 günü de Başbakanlık görevini üstlenen Erdoğan, aydınlık ve sürekli kalkınan bir Türkiye idealini gerçekleştirmek üzere vazifesine başlamıştı.

Şimdi milletvekili olduğu ilk güne ve yazının başlığına varalım.

Hüseyin Besli’nin hazırladığı “Bir Liderin Doğuşu R. Tayyip Erdoğan” kitapta, o gün şöyle anlatılıyor:

“Tayyip Erdoğan’ın, Ankara’dan yapacağı teşekkür konuşmasının, Siirt’te miting meydanında kurulan dev bir LED ekrandan halka ulaştırılması için yapılan hazırlıklar bitmek üzeredir. Test çalışmaları sürerken İbrahim Bayram’ın yanına gelen yaşlı bir amca;

- ‘Biliyor musun delikanlı’ der, ‘Tayyip Erdoğan, mahkûmiyetine sebep olan şiiri, tam da bu ekranı kurduğunuz yerde okumuştu’.

İbrahim’in sadece gülümsemekle yetindiğini gören ihtiyar;

- ‘Ne demek istediğimi pek anlayamadın galiba evladım, atalarımız -İp koptuğu yerden bağlanır- der onu söylemeye çalışıyorum”.

Ezcümle:

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın güttüğü siyaset, istiklal ve beka siyasetidir. Buradan kopanların, milletin bağrına değil ama Batı’nın kucağına oturacakları meydandadır. 

Görünen dağın ırağı olmazmış.

 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23