• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Hüseyin Öztürk
Hüseyin Öztürk
TÜM YAZILARI

Bulgaristan’da İslam

10 Haziran 2019
A


Hüseyin Öztürk İletişim: [email protected]

“Dil yasak, din yasak, töreler yasak…

Bir iniltidir her ağız, her destan,

Derde derman yok, gözler kan çanağı,

Azınlıklara bir mezardır Bulgaristan”. Mehmet Çavuş, Eskicuma, 1982.

Bu haftaki eserimiz İnkılab Yayınları’ndan. “Bulgaristan’da İslam” ismini taşıyor. Yazarı ise kendisi de Bulgaristan doğumlu olan Basri Zilabid Çalışkan.

Kitap, Bulgaristan’ın 140 yıllık geçmişini araştırmış, incelemiş ve Bulgaristan’da Müslümanların yaşadığı devri, derli toplu bir şekilde kaleme almış.

Eseri okurken, satırlarla birlikte dört ülkenin geçmişi de zihninizde mekik dokuyor ve “sanki birbirlerini takip etmişler” diyorsunuz. Çin, Rusya, Türkiye ve Bulgaristan!

Malum Rusya, Türkiye, Bulgaristan ve Çin’de İslam’a ve Müslümanlara karşı asimilasyonun en şiddetli dönemleri, 1940’lardan başlar. Kısaca ülkemizi hatırlayalım.

………………….

Milletimizin dişiyle, tırnağıyla, yokluklar ve yoksulluklar içerisinde, dini ve milli inancıyla elde ettiği bağımsızlığımızı cezalandırırcasına daha İstiklal gazilerinin terleri kurumadan, şehitlerimizin kabirlerine bile taşları dikilmeden, halkın dini ve milli değerlerine karşı açılan ve 1950 yılında kadar süren mücadele, Rusya, Bulgaristan ve Çin’deki uygulamaları aratmayacak derecede gerçekleşmiştir.

Yine dört ülkenin Müslüman halkı, (Doğu Türkistan) bu acı ve karanlık yılları unutmuş değildir unutmaz da. Çin halen Doğu Türkistan’daki zalimliğini sürdürmektedir.

Geçmişe göre, Bulgaristan bugün için daha iyidir ve Müslüman Türkler eğitimleriyle birlikte ibadetlerini özgürce yapabilmektedirler.

Rusya’da ise kısıtlı bir dini hayata rağmen, Stalin dönemindeki zalimlikler kalmamıştır. Her geçen gün Müslümanlar daha çok dini özgürlüklerini elde etmektedirler.

………………..

Bulgaristan’daki o zor yılların bir kısmını kitaptan takip edelim:

“Ölüm, sürgün, göç, zorla Hıristiyanlaştırma, baskı ve türlü asimilasyonlara karşı göğüs gere gere varlığını bugünlere taşıyan Müslümanlar, özellikle 1944-1989 yılları arasında yönetimde olan komünist rejim politikaları neticesinde İslam inanç ve ibadetlerinden peyderpey uzaklaştırıldılar.

Öyle ki, din namına icra edilen şeyler Müslüman adı taşıma, çocukları sünnet ettirme ve mevlid okutmaktan ibaret kaldı.

Namaz, oruç, zekât ancak çok ihtiyarlar tarafından gizlice ifa edilen ibadetlerdi. Hacca gitmek ise yasaktı.

1989 yılı 10 Kasım’ında zalim Todor Jivkov devrilince demokratik rejime geçildi ve ibadet hürriyetine bilfiil imkân sağlandı. O günden bugüne gitgide dini inanç ve ibadetlere bağlılıkta bir artış gözlemlendiğini söyleyebiliriz”.

………………….

Tarih şöyle diyor:

1363’te Eski Zağra, 1372’de Köstendil, 1382’de Sofya, 1388’de Bulgaristan Krallığının merkezi Tırnova fethedilmiş ve 1389 Kosova zaferi ile Bulgaristan’ın tümü Osmanlı topraklarına katılmıştır.

İşte bu tarihten itibaren, Bulgaristan coğrafyasında İslam’ın ve Müslümanların varlığına dair dini yapılar başta olmak üzere, tarih ve insan penceresinden tüm belgeler ve bilgiler ortaya konulmuş ve ortaya “belgeli tarih” kitabı çıkmış.

Eser hakkında: İnkılab Yayınları; 

0212-524 44 99

 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23