• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Ali Karahasanoğlu
Ali Karahasanoğlu
TÜM YAZILARI

Ahmet Şık’ı vekil seçtiren HDP, şimdi yanlışını farketti mi?

18 Haziran 2021
A


Ali Karahasanoğlu İletişim: [email protected]

HDP İzmir İl Başkanlığı’na yönelik baskını kınayalım..

Eyvallah..

Bir siyasi partinin il başkanlığına silahlı saldırının kabul edilemez olduğunu belirtelim..

Eyvallah..

Kan dökmeyi mahkum edelim..

Eyvallah..

“Ama” diye bir ifade kullanmadan sanığın alması gereken cezanın takipçisi olalım.

Eyvallah..

Bu çerçevede, hepimiz, aynı çizgide duralım..

Silahlı eylemlerin birisine itiraz edip, diğerine sessiz kalmayalım..

AK Partili ilçe başkanları, köy temsilcileri, PKK’lı teröristler tarafından öldürüldüğünde de, hiç kimse “İşbirlikçilik yaptı” gibi ahlaksızca bahaneler üreterek cinayete sahip çıkmasın..

AK Partili bir köy temsilcisinin öldürülmesine bahane üretirseniz..

Birisi de, HDP İl Başkanlığı’ndaki cinayete bahane üretebilir..

HDP İl Başkanlığı’nda kan akıtana da “Katil” diyelim..

Askere kurşun sıkan PKK’lı teröristlere de “Katil” diyelim..

HDP İl Başkanlığı’na gelip, orda bir kişiyi öldüreni mazur gösterecek, onu gururlandıracak türden hiçbir ifade kullanmayacağımız gibi, dağdaki teröristleri şakşaklayacak tavırlardan da kaçınalım..

HDP İl Başkanlığı’ndaki cinayeti hafifletmek için, “HDP’li şu ismin yaptığı açıklamaya çok kızmıştı” türünden suça gerekçeler üretme yanlışına düşmeyeceğimiz gibi, geçmişte HDP’lilerin yaptıkları türden “Devlet görevlilerinin bölge halkına yaptığı haksız muamelelerin, dağa çıkan gençler üzerindeki etkisini görmemiz lazım” türünden suçlara gerekçe üretilmesine de karşı çıkalım..

Bu çerçevede..

HDP’lilerin bugüne kadar, öyle yanlışları var ki..

Say say bitmez..

Ama, HDP İl Başkanlığı içine silahlı olarak girebilecek kadar büyük bir güvenlik zafiyeti üzerinden, parti yöneticilerinin sanki bir kasıt varmış gibi yaptıkları açıklama üzerinden, olaya mercek tutacak olursak..

Dünkü cinayetten sonra, HDP eşbaşkanı Mithat Sancar, şu açıklamayı yaptı:

“İzmir il binamıza alçakça bir saldırı gerçekleştirildi ve Deniz Poyraz kardeşimiz katledildi. Bu alçakça bir saldırıdır ama göz göre göre gelen bir cinayettir. Yani burada plan açıktır, yapılmak istenen bir katliamdır. Biz bu katliam planlarını yakından tanıyoruz, zaten İzmir il binasına girip tabloyu gören arkadaşlarımız bir iki kurşunla hedef gözeterek öldürme ile sınırlı bir amaç olmadığını görüyorlar. Çünkü tam anlamıyla tarama yapmış katil, yani kim varsa öldürmek üzerine ateş açmış. Bu katliam aynı zamanda bir provokasyondur, bunun çok tehlikeli bir provokasyon olduğunu herkesin çok net görmesi gerekiyor.”

Ben bu açıklamayı..

PKK’lı teröristlerin askere, polise yönelik yaptığı her saldırı sonrasında HDP eşbaşkanı Mithat Sancar’dan beklerim..

Öğretmenlere, bebeklere yönelik PKK’lı terisötlerin her saldırısı sonrasında, HDP eşbaşkanı Mithat Sancar’ın, “Bu bir katliamdır” açıklamasını beklerim.

“PKK’lı teröristler, kim var ise öldürmek üzere ateş etmişlerdir. Bu bir katliamdır” açıklamasını beklerim..

PKK’lı teröristler sadece bir kişiyi de değil, onlarca kişiyi öldürecek şekilde, sivil yerleşim birimlerinden tutun, askerlerin geçtiği yolların asfaltının altına kadar döşediği bombalarla insanları öldürürken sessiz kalıp, şimdi parti binasındaki bir cinayet üzerinden bu konuşma yapıldığı zaman, samimiyetsizliğinizi ispatlamış olursunuz..

İlkesizliğinizi ispatlamış olursunuz..

Eğer AK Partili bir temsilci, PKK’lı teröristler tarafından, elektrik direğine bağlanarak işkence yapılıp öldürüldüğünde yapmadığınız çağrıyı, şimdi HDP İl Başkanlığı’ndaki cinayet sonrasında “Buradan çağrı yapıyorum; Meclis’te bulunan ve bulunmayan bütün siyasi parti başkanları en kısa zamanda bir araya gelelim. Ortak tutumu Türkiye halklarına hep birlikte gösterelim” ifadeleri ile yaparsanız..

Kimse size kulak kabartmayabilir..

Hele hele..

53 kişinin öldüğü Kobani olaylarından dolayı yapılan yargılamayı, sanki ortada hiçbir ölüm yokmuş da, siyasi iktidar durduk yerde HDP yöneticilerine dava açmış gibi gösterirseniz, “İktidar, HDP’yi her türlü yolu kullanarak susturmaya, sindirmeye çalışıyor. Kobani davası bu amaca yöneliktir, kapatma davası da aynı amaçla harekete geçirilmiştir” derseniz, inandırıcılığınız olmaz..

Kendiniz 53 kişinin ölümü ile sonuçlanan çağrıyı, hem de “Halkımızı sokaklara çağırıyoruz” diye yapmış olacaksınız..

Bunun sonrasındaki ölen 53 kişinin sorumluluğunu ise, üzerinize almayacaksınız.

Ama siyasi iktidarın, “HDP’ye karşı saldırıya çağrı yapıyoruz” diye bir açıklaması olmadığı halde..

Bir kişinin HDP İl Başkanlığı’ndaki cinayeti üzerine, “Hukukla ve siyaset yoluyla bizimle baş edemeyenler şimdi silahlı katillerini devreye sokmuşlardır” derseniz..

Kuru gürültü yapmış olursunuz..

“7 Haziran - 1 Kasım 2015 arasında neler yaşandığını şimdi ayrıntılı anlatmama gerek yok” derseniz..

Anlat Mithat, anlat..

Ne olduğunu anlat da öğrenelim..

Şırnak yoluna, Hakkari yoluna döşenen bombaları anlat.. Askeri araç geçerken patlatılan bombaları, patlatma sırasında çekilen videoları sosyal medya hesapları üzerinden paylaşan eli kanlı teröristleri anlat..

Anlat da, millet de bilsin kimlere destek verdiğinizi..

Hatta sadece 7 Haziran ile 1 Kasım 2015 arasını değil..

Nisan 2015’de şehit edilen Savcı Mehmet Selim Kiraz’ı da anlat..

O savcı adliye içinde silahlı saldırı ile şehit edildiğinde, teröristlerle sözde röportaj yapıp, “Bu mecbur bırakıldığımız eylemdi” sözlerini Cumhuiriyet’e manşet yaptıran Ahmet Şık’ı, nasıl milletvekili yaptığınızı da anlatın..

HDP’nin Ahmet Şık’ı milletvekili adayı gösterip seçtirmesi..

Bir başka partinin, HDP İl Başkanlığı’na saldırı düzenleyen kişiyi milletvekili adayı göstermesi ile eşdeğer bir yanlıştır..

Bu yanlışıyla yüzleşmeyen HDP yönetimi, şimdi kalkmış, “İl başkanlığımıza silahı ile o kişi nasıl girebildi” diyerek, sanki güvenlik görevlileri de suçluyu korumuş gibi algı üretiyorlar.

O zaman soralım..

Parti il başkanlığı da değil..

Bir adliyenin içine, teröristler, 2015’te silahlarını nasıl sokmuşlardı?

Haydi bir güvenlik zaafiyeti oldu..

O silahlı eylemi yapanların sözlerini, cumhuriyet gazetesi, cinayeti meşrulaştıracak şekilde nasıl manşetine taşıdı..

Her şeye rağmen, o cinayeti meşrulaştıracak röportajı yapan Ahmet Şık’ı, HDP nasıl oldu da, milletvekili adayı gösterdi?

Bunlarla yüzleşilmeli..

Ki..

Cinayetlere, kime karşı yapılmış olursa olsun, kim yapmış olursa olsun, itiraz ettiklerinde “samimiyet testi”ni geçebilsinler..

 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Şuayıp

Yetim kalan şehitlerin çocukların göz yaşini, Diyarbakır annelerin feryadını,memlekete bunca zarar veren vatan hainlerini görün.Biz bütün anarşistleri kınıyoruz diyin ki memlekette huzur olsun.

İgneyi, kendine çuvadız kaşkasına batır

saldırı kimden gelirse gelsin, sana kötü olan başkasına yapılanda kötüdür. bu saldırıyı mhp, yi hedef gösterirken, sayın Bahçeli saldırıyı kınıyor. sayın Ali bey, sıralamış bunca asker polis vatandaş öldürürken, hdp denmiyor, peki ya pkk deniyor, neden hdp tereörü pkk pyg kınmıyor. ülkemize her türlü oyun peşindeler devletiz aciz halkıa korku düşmanlık algısı oluşturmak o bana yaparsa, aynı saldırıyı dışmihraklar, ın oyunu demeden suçsuz kişileri hedef göstermek, bir o kadar yanlış. Biz hdp aynı saldırılara kınama bekliyok. Kendi insanımız oldugu halde darbe yaptıran güç, bir sag dan bir soldan astıran emir veren yine dış güçler milliyetci sandıgınız mafya liideri kendi ülkesine şantaj yatıran kim kim derdi fetö ülkeyi elegeçirme planı yapacak 40 yılı aşkın pkk belası devam ederken hdp rahatsız olmayışı kaç kere hdp ses, siz kaldıgı halde yine hedef gösteilmdi sadece kınama beklendi bende derimki bu bir hdp kapatma arefesinde cinnayeti hdp yapırmış olabilir. isterdim , demiyorum soruşrurmayı bekliyoruz bir zamanlar gece terör gündüz normmal vatadaş olanlarıda gördük tanımadıgı suçsuz insanları katledip topraga gömdük arkasında sevenlerinide düşünmeden.
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23