‘Erisin tüm dünya Gazze közünde’… FIFA, UEFA ve FIBA’dan skandal İsrail kararı
‘Erisin tüm dünya Gazze közünde’… FIFA, UEFA ve FIBA’dan skandal İsrail kararı
Ahmet Gülümseyen
Akademisyen, şair, yazar, mütefekkir Ömer Karaoğlu ‘Yaldızlı Yalanlar’ ezgisinde ‘Erisin tüm dünya Gazze közünde’ diyor.
Ve bestesinin sözlerine şöyle devam ediyor Üstad; “…Direnir dirilirler, Dünyadan iridirler. Bitsin bu derin uyku. Uyan dediler, Kıyam dediler. Yaldızlı yalanlar, her bir sözlerinde. Erisin tün dünya Gazze közünde.”
Bugün Filistin’i, İsrail’in siyonist ateşinin düştüğü Gazze, Batı Şeria ve diğer bölgeleri konuşulmaya devam ediliyor.
Ulusal hukuk, uluslararası sular diye, yaptırımdan öte sözlerle avunmaya, ‘yutturmacalarla’ vakit kaybetmeye devam ediyoruz.
Karşı koymak yerine, teslim olmak. Dün ne ise bugün aynı değil mi!
Her geçen gün ateşi körüklenen ve kanın aktığı İslam coğrafyasında, çoğunluğu çocuk ve yaşlı yüzbinlerce masum insan, acımasızca katlediliyor.
Biz ise, insanlıktan nasiplenmemişlerden ‘uslanırlar’ diye ‘uyuturcasına’ medet ummaya devam ediyoruz, maalesef. Öyle olmasa marketinden lokantasına kadar, ‘boykot’ ürünü olmasına rağmen, aldığımız her bir ürüne verdiğimiz sermeyenin masum insanlara sıkılan birer kurşun olduğunu hatırlamaz mıyız? Bu davranışın nedeni çok açık ama işimize, dahası menfaatimize öyle gelmiyor! Sonra diyoruz, Siyonistler niçin bu kadar zenginler ve dünyaya hükmediyorlar? Çıkış yolu mu ne? Yarının daha fazla geç olmaması için, herkesin üzerine düşeni yapmak gibi sorumluluğu var. Böyle davranmak için o kadar çok neden var ki. Son örneği ise Filistin’de devam eden vahşet….
TERÖRİSTLERİN ELİNDEN KURTARILAN VATANDAŞLAR
Bizler bu satırları yazarken, Sumud Filosu’na saldıran İsrailli teröristlerce gözaltına alınan, vicdanların sesi olan vatandaşlarımız, dışişleri bakanlığı aracılığıyla ülkemize getiriliyordu. İsrail’in insanlık dışı ablukasını kırmak için dünyanın dört bir yanından bir araya gelerek, Gazzeli kardeşlerine yiyecek ve sağlık gibi temel malzemelerini yanlarına alıp denizin şiddetli dalgalarını aşıp Gazze’ye yaklaşan gönül insanları, tam teçhizatlı İsrailli teröristlerin silahlarıyla karşılaştılar. Tüm dünyaya servis yapılan bu görüntüler, bugün Filistin’de yaşanan zulüm, işkence ve ölümden farksız değil. Dünya’nın büyük bir kesiminde karar alıcıların dışında, sürece duyarsız kalmayan vicdan sahibi insanların gösterileri, İsrailli katil sürülerinin geri adım atmasına neden oldu. Gösterilen duyarlılıktan dolayı Türk ve diğer ülke vatandaşları teröristlerin elinden kurtarıldı. Bu kurtuluşun ardından, insanlığın sesi ve vicdanı olan dünyanın dört bir yanındaki yürekleri merhamet ve yardımla yoğrulmuş Küresel Sumud Filosu insanlarından alacağımız/dinleyeceğimiz çok dersler var. O dersleri yazılı ve sözlü, film ve belgesel hâline getirip, bir başka siyonist saldırılarıyla karşılaşmamak için gelecek nesillere aktarmak gibi sorumluluk yüklüyor bizlere…
SUMUD FİLOSUNA TERÖR SALDIRISI
İlk günden bugüne İsrail’in Müslüman topraklarda yaşattığı saldırıları yakından takip eden ve sürece duyarlılıkla yaklaşan Türkiye, Küresel Sumud Filosu’na saldırıyı ‘terör eylemi’ olarak nitelendirdi. Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamada, İsrail güçleri tarafından uluslararası sularda masum insanlara karşı gerçekleşen ve onların hayatlarını tehlikeye atması, terör eylemlerinden başka bir manaya gelmiyor. Bakanlıkça yapılan açıklamada, şiddete başvurmadan barışçıl amaçlarla hareket etmekte olan sivilleri hedef alan bu saldırının, Gazze'yi kıtlığa mahkûm eden soykırımcı İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu hükümetinin uyguladığı “faşist ve militarist” politikaların Filistinlilerle sınırlı kalmadığının ve İsrail’in uyguladığı zulme karşı mücadele eden herkesi hedef aldığının ispatı olduğu vurgulandı. Siyonistler böyle bir süreci ırkçı-soykırımcı-katliamcı-batıl tarihinden aldılar. Düne kadar Şaron’dan bahsederken, bugün Netanyahu’dan bahsediliyor. Bosna’daki Sırp kasabı, bugün Doğu Türkistan’da yaşananlar. Anlayış aynı, sadece isimler değişik…
İŞGALE KARŞI HAMAS’IN DİK DURUŞU
Hamas, Filistin halkının sesi ve temsilcisi olduğu için, bölgede barış, huzur ve güvenin yolunun Hamas ile kurulacak ortak anlaşmadan geçtiğini herkes biliyor. Bu durum bir tek soykırımcı İsrail’in işine gelmiyor. Bölgedeki ateşin dinmesi ve huzura kavuşması için söylenilen sözlere değil, uygulamalara bakmak gerekiyor. İsrail ve Amerika başkanı Trump başta olmak üzere, bugüne kadar Filistin’deki gizli oyununun bozmadaki önemli rolü Hamas oynamıştır. Filistin halkının tek temsilcisi konumundaki Hamas’tan yapılan açıklama, Anadolu Ajansın’dan okuyoruz; “İsrail saldırılarının sona erdirilmesi ve Gazze Şeridi’nden tamamen çekilmesinin sağlanması amacıyla saha koşullarının sağlanması durumunda tüm İsrailli esirleri serbest bırakmayı kabul ettiğini duyuran Hamas, bu bağlamda ayrıntılar için arabulucularla derhal müzakerelere başlamaya hazır olduğunu bildirdi.” Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’nın NSosyal hesabından yaptığı paylaşımda ise “Hamas’ın Gazze’de ateşkesin tesisine yönelik plana verdiği yanıt, kalıcı barışın sağlanması noktasında yapıcı ve önemli bir adımdır…Gazze’ye insani yardımların ulaştırılması ve kalıcı barışın sağlanması adına tüm adımlar vakit kaybetmeden atılmalı, küresel vicdanı derinden yaralayan bu soykırım, bu utanç tablosu artık son bulmalıdır.” Nokta.
FİLİSTİNDE VAHŞET HIZ KESMİYOR
Siyonist anlayışın temsilcisi İsrail’in Amerika, Almanya, Fransa gibi ittifaklarını arkasına alarak Müslüman topraklarında yaptığı soykırımda, şiddetini artırdığı 7 Ekimden bugüne 66 bin 288’e, yaralıların 169 bin 165’e yükseldiği ifade ediliyor. İsrail-ABD güdümlü sözde yardım dağıtım noktalarında Filistinlilerin hedef alındığı sistematik saldırılarda 27 Mayıs’tan bu yana öldürülenlerin sayısının 2 bin 597’ye, yaralananların sayısının da 19 bin 54’e çıktığı aktarıldı. İsrail ablukası ve saldırıları altındaki Gazze’de son 24 saatte biri çocuk, 2 Filistinlinin daha açlık ve yetersiz beslenme nedeniyle hayatını kaybettiği aktarılan açıklamada, Ekim 2023’ten bu yana Gazze’de açlıktan ölenlerin sayısının 152’si çocuk, 457’ye yükseldiği belirtildi. Amerika Birleşik Devletlerinde (BM) Birleşmiş Milletler (BM) toplantısı üzerinden bir hafta geçmesine rağmen, İsrail vahşeti devam ediyor. Eylül ayında Filistinlilere yönelik gerçekleştirilen saldırı sayısının 1215’e ulaştığı belirtiliyor. Bu tablo bize bir kez daha, siyonistlere karşı sözün kifayetsiz kaldığını gösteriyor…
FIFA VE UEFA’DAN SKANDAL İSRAİL KARARI…
Teröristliğinin onaylanması/ispatlanması adına katliam ve soykırımlarını her geçen gün artırarak devam ettiren İsrail, spor müsabakalarında boy göstermeye devam ediyor. Sporun uluslararası kurum ve kuruluşları da bu soykırımın ortağı olmakla kalmıyor, yaptıkları açıklamalarla teröristlerin moral kaynağı oluyor. FIFA VE UEFA’nın İsrail kararının ‘İsrail ve kulüpleri müsabakalarına devam edecek’ şeklinde iddia edildi.. UEFA daha önce tepkisizliği nedeniyle eleştiri almış, sonrasında ise ‘Çocuklar ve sivilleri öldürmeyi durdurun’ pankartı açmıştı.
Pankartta İsrail ismi geçmediği için ikiyüzlülüğünü ortaya koyduğu için tepki almıştı. UEFA, FIFA, IOC, FIBA gibi spor yönetiminin üst çatısı olarak tanımlanan kuruluşların bugüne kadar İsrail’in soykırımına karşı başlarını ‘kuma’ gömmeleri, aynı tavrı sergilemeye devam etmeleri bizleri şaşırtmamaktadır.
Bu yaklaşımımızın ‘çünkü’sü, sporu yönetenlerin hangi anlayışın (Hristiyan/Yahudi) temsilcileri olduğundan daha net yansıması olabilir mi? Basketbol Liginde Anadolu Efes, İsrail ekibi Hapoel IBI Tel Aviv ile İstanbul’da yapması gereken maçı, güvenlik tedbirleri gerekçe gösterilerek, önceki gün (3 Ekim 2025) Karadağ’ın başkenti Podgorica’da oynadı ve mağlup oldu. Nasıl oluyor da adı soykırım ve katliamla anılan İsrail güvenli oluyor da, İstanbul güvensiz oluyor? Bu demek oluyor ki siyonist anlayış FIBA’yı da kıskaç/abluka altına almış durumda. İnsan düşünmüyor değil, böyle bir sürece Türkiye Basketbol Federasyonu (TBF) ve ona bağlı kulüpler neden itiraz etmez. Sözün özü olarak; Ülke, Türkiye olarak bizim üzerimize düşen görev, yaşananlardan ders alarak harekete geçmek ve spor yapan nesli bu ‘siyonist ve haçlı’ anlayıştan elinden/etkisinden kurtarmak, vesselam…