• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Abdullah Şanlıdağ
Abdullah Şanlıdağ
TÜM YAZILARI

Sıra piyasaları rahatlatmada

27 Aralık 2021
A


Abdullah Şanlıdağ İletişim: [email protected]

Büyük bir krizin eşiğinden döndük. Aylardır bu köşede Ak Parti’ye yönelik dostane eleştirilerde bulunduk. Ak Parti 20 yılda Türkiye’ye dev projeler kazandırdı. Enflasyon ve kurdaki oynaklık sebebiyle sınanırken, düşük faiz, yüksek kurla üretim, ihracat ve cari açığı kapatmaya yönelik yeni bir ekonomi modeli ortaya koydu. 

Ne var ki, kurdaki dalgalanma durmadığı gibi vatandaşın cebini yakan gıda fiyatlarındaki fahiş artış; Ak Parti’yi, kur baskısını ortadan kaldıracak adım atmaya yöneltti. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan tarafından açıklanan ‘yeni model’ hakkında düşüncelerimi sona bırakıyorum. 

İktidar şimdi vatandaşın bankalardaki birikimini kademeli olarak ekonomiye dahil etmeye çalışıyor. Bu atılıma yastık altı sermaye de dahil edilirse, 6 ay gibi bir sürede enflasyonun nabzı düşer, oynak kur da dizginlenmiş olur. Şimdilik ele güne avuç açmaktan, muhalefetin diline düşmekten kurtulduk. Muhalefetin değirmenine su taşıyan medya, kurun düşmesinden ve Türk parasının değerlenmesinden rahatsız. Zira dövizin yükselişi, piyasayı kasıp kavuran pahalılığın kendilerine yarayışından hareketle iktidarı erken seçime çekme tuzağı kozu ellerinden alınmış oldu. 

Vatandaşın iktidara güven duymasından rahatsız olan çevreler için, kur balonunun sönmüş olması çok kötü, bizim içinse olumlu bir adım.

Şimdi sual şu: 

Ak Parti, yüksek kur ve pahalılık nedeniyle seçmen kitlesinin bir kısmını ‘kararsız’ olarak tanımlanan limana kaptırdı. Erdoğan’ın yeni hamlesiyle ‘kararsızlar’ evine, yani Ak Parti’ye dönerler mi?” Kur garantili koruma hesabının olumlu yansımalarıyla birlikte, kalabalık seçmen kitlesinin Ak Parti’ye geri dönüşü kaçınılmazdır. 

Vatandaş güven ortamı arıyor. Muhalefet, hiçbir söylemiyle (eylemi zaten yok) güven vaat etmiyor. Asgari ücrete yapılan zam, emekliler ve memurları da kapsayacak şekilde yaygınlaştırılırsa, seçim ve kazanmayı çantada keklik olarak gören muhalefetin işi zor. Ak Parti, şu durumda bile seçime gitse Millet İttifakı’nı perişan eder. 

Konuşmamız gereken asıl mesele, döviz yükselirken yükselen fiyatların neden düşmediğidir. Benzin ve motorin neden düşmez? Devletimiz bu yönde bir adım atmalı ve gerekeni yapmalıdır. Öncelikle piyasalar rahatlatılmalı, dar gelirlileri, ücretlileri memnun edecek kararlar hayata geçirilmelidir. 

Dolar 10 lirayı aştığında üzülürken, 18 liradan 11 liraya düştü diye sevinmenin bir anlamı yok. Döviz trendinin oynaklığı engellenir, piyasa ve vatandaş rahatlatılırsa güven ortamı oluşur. 

Gelelim yeni modele. Üretim ve kalkınmanın temel düşmanı faizdir. Bir Müslüman olarak şahsen ben, bankalardan uzağım. Faizin her türüne karşıyım. Haksız, alın terine dayanmayan kazancın hiç kimseye hayrı olmaz. Benim nazarımda, faiz yuvası banka ile bireysel olarak faizle borç verip tefecilikle geçinen kişi arasında fark yoktur. İkisi de vatandaşı sömürüyor. 

Bireysel tefeciliği ahlaksızlık olarak görüp de modern binalardaki tefeciliği normal karşılayanların aklına ve değer yargısına şaşarım. Bir garibanın, elindeki üç-beş kuruşun değerini korumak için dolara, altına yatırım yapmasını anlarım. 

Lakin bu ülkenin ekmeğini yiyip, sırf iktidara olan düşmanlıklarından dolayı Türk Lirasına güvensizliğe davetiye çıkaran, ortalığı karıştıran ve Ak Parti iktidarını ekonomik olarak çökertmek için dolara yatırım yapan zenginleri anlamam. 

Bunlar Türk parasının değerini düşürmekle kalmamış, toplum için de maliyet oluşturmuşlardır.

Hayatta bir kredi kartım bile olmadı. Dolarım, eurom, altınım da yok. Cebimde param varsa harcar, yoksa da ayağımı yorganıma göre uzatıp halime şükrederim. 

O yüzden Reisin “nas var nas!” uyarısını, artı ve eksilerini hesap etmek kaydıyla önemsiyorum. 

Kur garantili koruma hesabından endişem şudur: Rekor üstüne rekor kıran dolar kuru Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın kabine toplantısı sonrası yaptığı açıklamalarla geri çekildi. Elbette hepimiz sevindik. Atılan yeni adımla vatandaşa finansal alternatif sunuldu. Bankalar kapitalizmin temel direği. İslam dini faizin her türüne karşıdır. İşadamları, lobiler ve zenginler için banka kaçınılmazdır. İktidar, oynak kur krizini önlemek için mevduat hesaplarının getirisinin döviz getirisi altında kalması durumunda aradaki farkın hazine tarafından vatandaşlara ödeneceğini duyurdu. Mevduat hesabı kura yenik düşer mi, bu yönde operasyon olur mu, bunlara hazırlık yapıldı mı? 

Alın terine dayalı üretim, ihracat, istihdam gibi adımlar atılmalı, hayvancılık ve tarımın önündeki engeller kaldırılmalıdır. 

Uzun vadeli ekonomik çözümün yolu buradan geçiyor.

 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Okur

Döviz garantili projeleri de yazsanız. Onlar TL'ye çevrilirse devletin dövize ihtiyacı kalmaz.

Zafer Keceli

Mevduat hesaplarıyla vatandaş bankalara yöneltilmiş oldu. Bir yandan Tayyip bey nas var derken,diğer yandan vatandaş faize bulastirilmis oluyor. Allah sonumuzu hayreylesin. İslam dininin emirleri cignendikce biz,millet olarak çok çekeriz. Sayın yazarın bazı tespitleri yerindedir. Selamlar
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23