• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Abdullah Şanlıdağ
Abdullah Şanlıdağ
TÜM YAZILARI

CHP’deki değişimin yansıması nasıl olacak?

13 Haziran 2022
A


Abdullah Şanlıdağ İletişim: [email protected]

Türkiye’nin en eski partisi CHP’dir. CHP, resmi ideoloji partisidir. Tek parti hegemonyasından bu yana varlığını sürdürmekte olan CHP’nin sicili çok temiz değil. 

Geçmiş dönemlerde “Allah” demekten bile imtina eden bir genleri bünyesinde taşıyor. Yeni kuşak CHP üst aklında ve sosyolojik tabanda bu paradoks, yerini hoşgörü ve sözde kucaklayıcı bir dile bıraktıysa da toplum bilincinde hâlâ CHP’nin “din  düşmanı” olarak hafızalarda yerini koruduğu bir gerçektir. 

CHP’nin, genel başkan Deniz Baykal’a varıncaya kadar, katı bir laik-seküler söylem çeperine kendisini hapsettiğini söyleyebiliriz. 

Türkiye’nin doğusunda CHP’nin seçmen kitlesinin olmaması, laik seküler bir çizgiye kendisini mahkum eden CHP’nin, söz konusu bölgeyi gözden çıkarmasından kaynaklanmaktadır. Bugüne kadar CHP’nin seçimlerden mağlup çıkmasının arkasında bu sosyolojik sebep yatmaktadır. “Az olsun benden olsun” denilerek yürütülen siyasetle “kemikleşmiş seçmen” kitlesinin ötesine ulaşamayan CHP, Ak Parti’nin dönüştürdüğü Türkiye ile kendisi de dönüşmeye başlamıştır. 

Karşımızda, dedemin devrindeki ezanı Türkçe okutan, Elif Ba okuyanı dipçikleyen, Allah diyeni hapse atan bir CHP yok artık. 

Bu kafanın sittin sene iktidara gelemeyeceğini idrak eden CHP, işte bu yüzden büyük bir değişim ve dönüşüm yaşıyor. Eski kasketli “din karşıtı seçmen” ve yöneticilerin azaldığı günümüzde, modern Türkiye’ye, inançlara ayak uydurmaya çalışan bir CHP profili var karşımızda. 

Bahsettiğim dönemlerde Türkiye’nin birçok bölgesinde CHP, sadece bir tabela partisi konumundaydı. İsmi vardı ama cismi yoktu. 

Ak Parti öncesindeki CHP’nin kimliğine yönelik konuşmak istemiyorum. Bilinen klasik şeyleri tekrarlamanın kimseye bir faydası yok. 

Bugünü değerlendirmenin daha sağlıklı olacağı kanaatindeyim. Çünkü Ak Parti’nin, sözünü ettiğim bölgelerde demokratik reformları karşısında CHP’nin varlık göstermesi imkansızdı. Bu yüzden Güneydoğu’da Ak Parti ve HDP güçlüydü. Kürt sorununun çözümü noktasında demokratik adımlar atan Ak Parti’nin hamlesini boşa çıkaranlar ve çözüm sürecini çökertenler, dikkat buyurun aynı mihraklardır. HDP, ne yapıp ediyor, sonuçta CHP ile bir damarda buluşuyor. Çözüm sürecini çökertmek CHP ve HDP’nin işine yaramıştır. Kürt tabanlı HDP siyasetine karşı iktidarın asayiş politikasına yönelmesinden de yine HDP ve CHP sorumludur. Sıkı asayiş politikası, Ak Parti’nin bölgedeki gücünü zayıflatmıştır. 

Merhum Erbakan’dan sonra bu bölgeden en fazla oyu alan Ak Parti olmuştur. HDP ve CHP birlikteliği ile işler değişebilir. 6’lı masada her ne kadar HDP görünmüyor olsa da, Tayyip Erdoğan’ı yenebilmek için, muhalefet kanadının HDP ile birlikte hareket edeceği bir gerçektir. Dolayısıyla HDP, 6’lı masanın stepnesidir. Büyükşehirleri CHP’nin almasında da HDP’nin katkısı büyüktür. Şunu söylemeye çalışıyorum. Daralmış, dışlayıcı çeperden hızla uzaklaşan CHP, daha geniş kitleleri safına katabilmek için “helalleşme” kavramı üzerinden yürüyor. Kemikleşmiş tabanın dışındaki seçmenlerle bağ kurmaya çalışan CHP, eski Türkiye alışkanlıklarının çoğundan feragat edebilir. 

Mesela Kahramanmaraş’a gelen CHP’li bir üst düzey yönetici, kentin en büyük camiinde namaz kılıp, halkla dini sohbet yapabilir. 

Doğu Masası’nı kurdular bile. Bu vesileyle Kürdistan Bölgesel Yönetimi’ni sık sık ziyaret edebilirler. Şimdi gelelim asıl sorumuza: CHP’deki bu değişimin toplumda bir karşılığı var mı, olacak mı? 

Yüksek enflasyon kozu, 2023 seçimlerinde muhaliflerin en büyük kozu. 

Bunca olumsuzluğa ve CHP’deki bahsettiğim değişikliğe rağmen büyük bir oy kazanımını bir tarafa bırakın, kemikleşmiş yüzde 25’lik dilim, henüz 26 bile değil. Ama bu, yükselmeyeceği anlamına gelmiyor. Seçmen izliyor, ölçüp tartıyor. CHP’deki ve peşine kattığı diğer partilerdeki samimiyeti analiz etmeye çalışıyor. 

Ak Parti’ye düşen, nasıl olsa bu millet CHP’ye oy vermez deyip rehavete kapılmak değil, rasyonel adımlar atarak, siyasete yeni bir soluk kazandırmak olmalıdır

CHP ve beraberindekilere olan ilgiyi desteğe dönüştürmek veya dönüştürmemek Ak Parti’nin elinde. Şu anda CHP ile birlikte hareket eden tüm partilerin amacı (DEVA, GELECEK, SAADET), CHP’li (Alevi) birine asla oy verilmez algısını kırmaktır. Dikkat edin, o kabuğu kırmaya henüz muvaffak olamadılar. Kabuğu çatlatmaya uğraşıyorlar. Çatlamaz demeyin, yerel seçimlerdeki başarılarını unutmayın. 

O yüzden bu seçim, çok önemli. Ak Parti’nin yenilebileceğini test etmeye çalışıyorlar. 

Vefasızdır siyaset.. 

Dün Reisin en büyük makamlara taşıdığı kişiler,  bugün onu devirebilmek için Ak Parti karşıtı oluşumlarda saf tutabiliyorlar. 

Köklü bir muhasebeye ihtiyacımız var. Ak Parti’nin güçlü bir hikayesi ve sağlam bir sosyolojik tabanı vardır. Muhalefetin özgül ağırlığı yok. Seçime kadar günü kurtarmanın derdindeler. 

Çok başlılıktan hayır gelmez. Sosyal hayatta iki ortak bile birbiriyle geçinemezken, dünya görüşleri farklı 7 ortağın anlaşabilmesi imkansızdır. Bir de şu gerçeği unutmayalım: CHP’nin helalleşme jargonunun arkasında “hesaplaşma” kaygısı var. O yüzden seçmen bunlara yönelmiyor. Ak Parti’ye küsse de bunlara gitmiyor. Varsın onlar “Erdoğan kaçacak” temalı siyasetlerine devam etsinler. O tarz bir siyasetin kimi tahkim edeceğini hep birlikte göreceğiz.

 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

bir düşünûr

kalemine kuvvet

Celaleddin Kumru

CHP ve avanelerini bu kadar sağlıklı analiz eden makaleye şapka çıkartıp saygı duyulur. Ne güzel tespitler. Vallahi içimizi ısıttı. Ellerine,yüreğine saglik
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23