Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, HDP'nin askeri müdahale tutumunun çelişkili ve tutarsız olduğunu belirterek "Böyle bir tenakuz olur mu?" dedi.
Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, 24 TV'de yayınlanan Ankara Masası'nda 24 TV Ankara Temsilcisi Yaşar Taşkın Koç'un konuğu oldu.
Koalisyon arayışlarıyla ilgili açıklamalar yapan Akdoğan, "Sayın Başbakanımız gerçekten samimi bir şekilde elini uzattı. Bütün partilerle görüşmeye gidecek, üç partiyi de ziyaret edece. Tabii önce ilk görüşmede genel bir Türkiye tablosu çizilecektir, ilkelerimiz genel hassasiyetler ortaya konulacaktır. Ondan sonraki aşamalarda daha somut konular muhteva ve koalisyon protokolü vesaire, onlar üzerinde bir takım müzakereler yapılacaktır" diye konuştu.
"TÜRKİYE UZUN ZAMANDIR BU TABLOYA ALIŞKIN DEĞİL"
Türkiye'nin uzun zamandır koalisyona alışkın olmadığını ifade eden Akdoğan, "Bu da ayrı bir kültür ayrı bir alışkanlık gerektiriyor" dedi. "Şu anda herkeste bir sağduyu var, bunu da bir şekilde aşmalıyız çabası var" diyen Akdoğan, "AK Parti iktidarı samimi bir şekilde bu görüşmeleri yapacak ve elinden gelen her türlü özveriyi göstererek Türkiye'nin kazanması açısından sorumlu bir şekilde bu görüşmelere başlayacak. Türkiye'nin buradaki gerçekleri menfaatleri bizim önceliklerimizdir. Türkiye kendi ulusal güvenliğini tabii ki düşünmek durumundadır. Yani başınızda bir sürü terör örgütü cirit atıyor. Bir iç savaş var. Biz burada tedbir almayacak mıyız, ulusal çıkarlarımızı düşünmeyecek miyiz?" ifadelerini kullandı.
HDP'YE ELEŞTİRİ: BÖYLE BİR TENAKUZ¹ OLUR MU?
HDP'nin askeri müdahaleye yönelik tutumunun çelişkili olduğunu belirten Yalçın Akdoğan, HDP'lilerin bir taraftan Türkiye'nin askeri müdahale olasılığına karşı çıktığını, bir taraftan da "Türkiye neden Kobani'ye müdahale etmiyor?" dediğini belirterek eleştiride bulundu. Akdoğan şu ifadeleri kullandı:
"HDP'liler konuşuyorlar. İşte 'kendi çocuklarını göndersinler, oraya savaşmaya mı gidecekler, bu kirli bir oyundur falan', bir taraftan böyle diyorlar. 'Türkiye askeri olarak oraya müdahale ederse aman bu kıyamettir, biz engelleriz' diyorlar. Bir taraftan da diyorlar ki 'neden DEAŞ'la mücadele etmiyorlar? tanklar orada durdu, niye Kobani'ye girmediler, niye DEAŞ'ın üzerine gitmiyorlar?' Böyle bir tenakuz olur mu?"
Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, seçimden çıkalı bir ay olduğunu, taşların daha yerine oturmadığını belirterek, "Bir an önce belirsizliğin aşılması, Türkiye'nin düzlüğe çıkması önemli. Hükümet de burada gerçekten sorumlu bir yaklaşım içerisinde. Hükümet, Türkiye'yi türbülansa sokmadan, Türkiye bir zarar görmesin sorumluluğuyla hareket ediyor" dedi.
Yunanistan'daki referanduma ilişkin görüşünün sorulması üzerine Akdoğan, "Yunanistan'ın bu hali bizi üzüyor. Bu hem Avrupa Birliği'nin gidişatını etkileyecek bir durum, hem de tüm bölge ülkelerini etkileyecek bir tablodur. Yunanistan'da dramatik bir çöküş yaşanırsa bu bütün bölgeyi etkiler, bizi de Avrupa Birliğini de etkiler" yanıtını verdi.
Akdoğan, Yunanistan'ın bu durumunun yanlış politikaların neticesi olduğunu, fon ve kaynakları çok fazla kullandığını söyledi. Yunanistan'a önceki yönetimler zamanında "şımarık çocuk" muamelesi yapıldığını hatırlatan Akdoğan, "IMF'ye teslim olması halinde şu anki hükümetin siyaseten krize gireceği söylenebilir. Eğer referandumdan 'hayır' çıkarsa ekonomik olarak büyük bir krize sürükleneceği söylenebilir. İki zorluk arasında sıkışmış durumda. Eğer IMF reçeteleri kabul edilirse o zaman durum halk açısından çok da kolay olmayacak" diye konuştu.
Referandumla vatandaşın kararını vereceğine işaret eden Akdoğan, Yunanistan için sonucun hayırlı olmasını diledi. Akdoğan, benzer bir çöküşün geçmişte Türkiye'de de yaşandığının hatırlatılması üzerine, "Aslında AK Parti'nin zaferi diye nitelendirilen 3 Kasım'dan sonraki süreç, AK Parti'nin kendi iradesiyle çıkış yolu bulması bütün bu dengeleri yeniden düzeltmesi. O zaman IMF ile ilişki vardı ama Türkiye kendi milli yol haritasıyla ülkeyi büyütmeyi bildi" dedi. Halkın liderine güvenmesinin önemli olduğunu ifade eden Akdoğan, kısa vadeli günübirlik politikalarla bu tür derinleşmiş krizlerden çıkılamayacağını söyledi.
BELİRSİZLİĞİN GİDERİLMESİ LAZIM
Akdoğan, seçim sonuçlarını da değerlendirerek, "Belirsizliğin giderilmesi lazım. Seçimler her zaman bir belirsizlik ortamıdır. Herkes bir frene basar, uluslararası yatırımcılar da ülke de. Para hareketliliği de durur seçim dönemlerinde. Seçimden çıkalı bir ay oldu, taşlar daha yerine oturmadı. Bir an önce belirsizliğin aşılması, Türkiye'nin düzlüğe çıkması önemli. Hükümet de burada gerçekten sorumlu bir yaklaşım içerisinde. Hükümet, Türkiye'yi türbülansa sokmadan, Türkiye bir zarar görmesin sorumluluğuyla hareket ediyor" ifadesini kullandı.
Hükümetin bir an önce kurulmasının, herkesin önünü görmesinin önem taşıdığına dikkati çeken Akdoğan, tüm partilerin bu mantıkla hareket etmesi gerektiğini bildirdi. Akdoğan, seçim sonuçlarına ilişkin anketlerin farklı tablolar ortaya koyduğunu belirterek, AK Parti'nin seçim konusunda tecrübeli olduğunu vurguladı. Toplumun nabzını en iyi tutan partinin AK Parti olduğunu, o yüzden bu tablonun çok sürpriz olmadığını dile getiren Akdoğan, şöyle devam etti:
"Bu tabloyu şöyle okumak lazım, AK Parti'nin 40-45 bandında olduğu görülüyordu zaten anketlere göre. Hatırlarsanız yayınınızda söyledim, biz yüksek oy alabiliriz. Yüzde 41 yüksek bir oydur, 40'ı geçmiş çok fazla parti yok Türk siyasetinde. Yüzde 43-44 alsak hükümet olamayabiliriz, böyle bir sıkıntı var. Dört parti olunca, bir iki puanla hükümet kurmak mümkün olabilir veya olmayabilir yorumunu yapmıştım. Sadece HDP açısından barajı geçecek mi geçmeyecek mi değil."
SEÇİM GÜNÜNDEN BERİ ÇALIŞMALAR YAPIYORUZ
Akdoğan, hükümet kurmak açısından 1-2 puanın çok önemli olduğunu, bunu daha önce vurguladığını belirterek, şunları söyledi:
"Bazıları tedirgin oldu. Nasıl yüksek oy alıp da 276 bulunamıyor. Bu sistemde böyle bir sıkıntı var. Aslında sistemin, yapının iflasıdır. Bir parti yüzde 40-45 bandında oy alıyor ama iktidar olamıyor tek başına, bu bir sıkıntıdır aslında. Diyelim MHP üç puan fazla alıyor, milletvekili sayısı aynı HDP'yle. Burada bir terslik yok mu? Üç puan az bir puan değil. Üç puan fazla alıyorsunuz aynı vekili çıkarıyorsunuz veya biz 40'ın üzerinde oy alıyoruz tek başına iktidar olamıyoruz. Burada bir terslik var.
Bunu yaptığımız projeksiyonlarla görüyorum, gündeme getirdim. Bu yüzden 'HDP'nin barajı geçmemesi süper olur' derken bu mantıkla söyledim. AK Parti'nin tek başına iktidar olabilmesi için üç partili bir yapı gerekiyor. Dört parti olduğunda ince hesaplara iş kalıyor çok zorlaşıyor. Yoksa her hangi bir partiye düşmanlıkla alakalı bir şey değil. Dördüncü partiye geçtiği andan itibaren birinci olan partinin çok yüksek alması gerekiyor. Bu ne kadar mümkün olabilir. Bu yüzden böyle bir eleştiriydi bu."
Başbakan Yardımcısı Akdoğan, seçim gününden beri çalışmalar, analizler yaptıklarını, vatandaşın nasıl bir mesaj verdiğini doğru anlamanın önemli olduğuna değindi. İçinden geçilen sürecin önemine işaret eden Akdoğan, partiler arası temasların olacağını, belki erken seçime gidileceğini, vatandaşın nabzının doğru tutulması gerektiğini kaydetti.