Seçim için Kandil’le görüşen CHP, terörsüz Türkiye için İmralı’ya gitmiyor! İttifak sürsün terör bitmesin
Terör örgütü PKK silahlı terör eylemlerine devam ederken, örgütün siyasi uzantısı olan partiyle el ele kol kola hareket eden, seçimlerde, “Kent Uzlaşısı” kuran ana muhalefet partisi CHP, Terörsüz Türkiye sürecinin mutlu sona yaklaştığı kritik kavşakta yan çizdi.
Terör örgütü PKK silahlı terör eylemlerine devam ederken örgütün siyasi uzantısı olan partiyle el ele kol kola hareket eden, seçimlerde “Kent uzlaşısı” kuran ana muhalefet partisi CHP, Terörsüz Türkiye sürecinin mutlu sona yaklaştığı kritik kavşakta yan çizdi. Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu, dün 18’inci toplantısını TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’un başkanlığında İmralı gündemiyle toplandı. Komisyona katılan CHP, İmralı’ya gitmeme kararı aldığını açıkladı. Ana muhalefet partisinin kararını açıklayan CHP Grup Başkanvekili Murat Emir, “CHP olarak Komisyon heyetine üye vermeyi doğru bulmuyoruz. Terörsüz Türkiye sürecine desteğimiz devam edecek” dedi. CHP’nin Kent Uzlaşısı ortağı DEM Parti’den CHP’ye tepki gelmekte gecikmedi. DEM Parti Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit yaptığı açıklamada, “Sorumluluk alanları da almayanları da tarih yazacak. Yüz yıllık bir meselenin çözümüne hiç olmadığımız kadar yaklaşmışken bu fırsatı heba etmenin telafisi olmaz” ifadelerini kullandı.
“KOMİSYONA KATILIP SORUMLULUKTAN KAÇINMAK ÇÖZÜMDEN YANA OLMAK DEĞİLDİR”
Eski HDP Grup Başkanvekili Ayhan Bilgen, CHP’nin İmralı heyetine katılmama kararına ilişkin Akit’e yaptığı değerlendirmede; “2014 yıllarına kadar CHP bu konunun çözümünün tek yolunun, kabul edilebilir tek yolunun Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde bir komisyon kurmak olduğunu, kendilerinin de bu durumda destek olacağını beyan ettiler. Şimdi bu komisyon Türkiye tarihinde ilk defa kuruldu. Ve gayet tabii böyle bir komisyonun iki tane önemli işlevi olur: Birisi konuyla ilgili kişileri dinlemek, diğeri de yasal düzenlemelere hazırlık sürecini işletmek. Şimdi ‘bu komisyon olursa biz bu sorunun çözümünde taşın altına elimizi koyarız, sorumluluk alırız’ deyip ama bugün itibariyle bu tavrı ortaya koymak, aslında bu konuya yaklaşımın ne kadar tutarlı olduğu konusunda somut bir göstergedir. Özellikle son iki seçimdir Kürt sorununun çözümünün de ancak CHP sayesinde olabileceği, CHP ile birlikte olabileceği algısı artık Kürt siyasetinde masaya yatırılmalıdır. Gayet tabii komisyona katılmamak da bir tercihtir. Nitekim bazı partiler daha baştan bu komisyona katılmama yönünde tutum ortaya koymuştur. Komisyona katılıp, inisiyatif almaya çalışıp, bilgi sahibi olup sorumluluk almamak, sorumluluktan kaçınmak, riski başkasının üzerine atmak çözümden yana olmak değildir. Siyasi kaygılarla, oy kaygısıyla hareket etmektir. Bu yaklaşım, sanıldığı gibi Cumhur İttifakı’ndan kaçacak oyları CHP’ye taşımaz. CHP eğer bu tercihiyle İYİ Parti, Zafer Partisi gibi partilerle seçim ittifakı yapmanın planını yapıyorsa, bu da Türkiye açısından çok gerçekçi ve faydalı bir yaklaşım olmayacaktır” ifadelerini kullandı.
“UZLAŞMAZ İTTİHATÇI KAFA HÂLÂ CANLILIĞINI KORUYOR”
Merhum Necmettin Erbakan’ın Başbakanlığı döneminde terör sorununun çözümü için başlattığı inisiyatifte önemli rol alan Araştırmacı Yazar İsmail Nacar da Akit’e şu dikkat çekici açıklamayı yaptı: “CHP İmralı’ya gitmiyor. CHP’nin bu kararında başta bir eski Genelkurmay Başkanı olmak üzere 28 Şubat davasından yargılanmış bazı subaylar ile medyada sık sık boy gösteren bilindik emekli generallerin önemli katkıları oldu. Türkiye’nin geçmişindeki darbe ve inkâr politikalarını savunan bu pili bitmiş askerlerin CHP yönetimine söyledikleri özetle şu olmuş: ‘Atatürk’ün kurduğu CHP, Atatürk’ün kurduğu rejime başkaldırmış bir terör örgütünün örgüt liderinin ayağına gidemez’ Bu kafaya sahip olan çevreler, 1993 yılının Aralık ayında merhum Esref Bitlis Paşa’nın teşvikiyle bu sorunun çözümü için ‘Barış, Kardeşlik ve Dayanışma Komitesi’ni kurduğumda bana da benzer şeyler söylüyorlardı. Ben de kendilerine bugün Sayın Bahçeli’nin söylediklerine benzer ifadeler kullanarak Atatürk için de şu tarihi hatırlatmayı yapıyordum. Bakınız bu konuda Atatürk Söylev ve Demeçlerinin birinci cildinde 1921 yılında şunları söylüyor: ‘Efendiler, meselenin bir daha tekerrür etmemesi ricasıyla bir noktayı arz etmek isterim. Burada maksut olan ve Meclis-İ Âlinizi teşkil eden zevat yalnız Türk değildir, yalnız Çerkez değildir, yalnız Kürt değildir, yalnız Laz değildir. Fakat hepsinden mürekkep Anasır-ı İslâmiye’dir…’ O günkü laik ve Kemalist odaklar bizi dinlemedikleri gibi başlattığımız barış sürecini sabote etmek için gladyoyu devreye sokarak 1993’teki faili meçhul olayları başlattılar. Belli ki hâlâ bu uzlaşmaz ittihatçı kafa canlılığını koruyor. Umarım Cumhuriyet İttifakı, provokasyonlara fırsat vermeden yoluna devam eder”
Kaynak: Yeniakit