Şara’nın babasından İsrail severlere tokat gibi cevap: Filistin de Golan da bizimdir! Suspus oldu
Suriye lideri Ahmed el-Şara’nın babası Şara’dan kripto İsrail severlere tokat gibi cevap.. “İsrail Suriye’yi işgal etit, Şara da ses çıkarmıyor” diyenler, suspus oldu. Filistin ve Golan Tepeleri’ne ilişkin net ifadeler kullanan baba Şara “Bu dava bizim, geri adım yok” ifadelerini kullandı.
Suriye lideri Ahmed el-Şara’nın babası Hüseyin el-Şara, İsrail’le herhangi bir diplomatik yakınlaşmanın Suriye halkı nezdinde kabul edilemez olduğunu belirtti.
Hüseyin el-Şara, “Normalleşme Suriye halkının sözlüğünde yok. Bizim için bu, ihanettir” ifadelerini kullandı.
el-Şara'nın bu sözleri, Arap dünyasında son yıllarda bazı ülkelerin İsrail’le attığı normalleşme adımlarına karşı geleneksel direniş çizgisinin sürdüğünü gösteriyor.
el-Şara, İsrail’in işgali altındaki Filistin toprakları ve Suriye’ye ait olan Golan Tepeleri konusunda da kararlı bir tutum sergiledi.
el-Şara, “Filistin bizimdir, Golan bizimdir ve bu dava da bizimdir. Ne halkımız bu topraklardan vazgeçer, ne de biz” dedi.
Birleşik Arap Emirlikleri, Bahreyn, Sudan ve Fas gibi ülkeler son yıllarda İsrail ile diplomatik ilişkiler kurarken, Suriye yönetimi bu dalganın dışında kalmayı sürdürüyor.
HÜSEYİN EL-ŞARA KİMDİR?
el-Şara, Suriye’nin Golan Tepeleri'nde bulunan Fiq kasabasında doğdu. Babası Ali Muhammed el-Şara, bölgenin önde gelen toprak sahiplerinden biriydi. Aile, Fiq’in geniş arazilerine sahip olmasıyla tanınıyordu. Şara’nın dedesi Muhammed Halid el-Şara ve amcaları, Fransız manda yönetimine karşı silahlı direnişte yer aldı. Böylece ailesi, yalnızca mülk sahibi değil, aynı zamanda siyasi mücadele geleneğine de sahipti.
Şara ailesi, 1967’deki Altı Gün Savaşı sırasında İsrail’in Golan’ı işgaliyle evlerinden edildi. Bu, sadece fiziksel bir yer değiştirme değil, aynı zamanda Hüseyin el-Şara’nın politik kimliğini pekiştiren bir travmaydı.
Hüseyin el-Şara, gençlik yıllarında Arap milliyetçisi ve Nasırcı hareketin aktif bir üyesiydi. Ancak 1961’de Birleşik Arap Cumhuriyeti’nin dağılması ve 1963’te Baas Partisi’nin iktidarı ele geçirmesinden sonra, Suriye’deki Nasırcılara yönelik baskılar arttı.
Bu süreçte neo-Baasçı yönetim tarafından tutuklandı. Antinasyonalist tasfiyelerin en sert olduğu dönemde cezaevine gönderilen el-Şara, siyasi görüşleri nedeniyle defalarca hedef alındı. 1971 yılında cezaevinden kaçarak Irak’a giden el-Şara, yükseköğrenimini burada tamamladı. Bu dönemde Ürdün’e de geçerek, Filistin Kurtuluş Örgütü’nün silahlı kolları olan Filistinli fedailerle birlikte çalıştı.
SURİYE'YE DÖNÜŞ VE YENİDEN TUTUKLAMA
1970’lerde Suriye’ye geri dönen Hüseyin el-Şara, artık Hafız Esad yönetimindeydi. Ancak muhalif geçmişi nedeniyle bir kez daha hapsedildi. Cezaevinden serbest bırakıldıktan sonra bu kez Suudi Arabistan’a iltica etti. Sürgün hayatının ardından el-Şara, siyasal düşüncelerini kitaplaştırdı. Birden fazla politik içerikli eser kaleme aldı ve Arap milliyetçiliği, direniş ve Suriye’nin bağımsızlığı üzerine yazılar yazdı.
Bazı medya organlarında el-Şara’nın eski Dışişleri Bakanı Faruk el-Şara ile akraba olduğu iddia edilse de, bu bilgi MENA Araştırma Merkezi tarafından yalanlandı.
Bugün oğlunun cumhurbaşkanlığı döneminde kamuoyuna yaptığı açıklamalarla tekrar gündeme gelen Hüseyin el-Şara, Golan Tepeleri ve Filistin davasına bağlılığıyla Suriye’de direniş çizgisini temsil eden sembol isimlerden biri olarak görülüyor.