MHP eski Milletvekili ve Genel Sekreteri Mustafa Cihan Paçacı:
Mayıs 2009’da Ankara 11’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nden Yavuz Selim Aydoğan sahte ismi üzerinden alınan mahkeme kararı ile İBDA-C örgütü üyesi olduğu gerekçesiyle dinlemeye alınan eski MHP eski Milletvekili ve Genel Sekreteri Mustafa Cihan Paçacı tepkisini Akit aracılığıyla dile getirdi. Paçacı, “Benim geçmişim ve çizgim bellidir. Beni İBDA-C gibi bir örgüt adına sahte isimle dinleyen kişi veya kişilerin akıl sağlığından şüphe ederim” dedi. Yetkililere çağrıda bulunan Paçacı, şöyle devam etti; “Bu bir iki kişinin operasyonu değil. En az 30 kişinin katıldığı operasyondur. Yapılan yasadışı dinlemeler, özel hayatın gizliliği maddesini ihlal eden anayasal suçtur. Bu dinlemeleri yapan faillerin mutlaka ortaya çıkartılması lazım. Aradan 4 yıl geçti, hâlâ bu faillerin ortaya çıkartılmaması da ayrı bir konu. Sadece ben değil, ülkenin Cumhurbaşkanını, Başbakanını gizli olarak dinlemenin izahı olamadığı gibi haklı bir gerekçesi de olamaz. Dolayısıyla bu tür yasadışı dinlemeleri yapan her kimse bir an önce ortaya çıkarılmalı ve haklarında gereken yasal işlemler yapılmalı. Ayrıca hakkımda çıkan dinlemelerle ilgili bana resmi bir belge ulaşır ulaşmaz gerekli yasal işlemlere başlayacağım” ifadelerini kullandı.
KİMSE KENDİSİNİ ÜLKEYİ YÖNETENLERDEN ÜSTÜN GÖREMEZ
Bu tür yasadışı dinlemelerin demokrasiye ve rejime büyük zarar verdiğinin altını çizen Paçacı, “Bir ülkenin Cumhurbaşkanı’nı, Başbakan’ını, parti liderlerini, partilerin üst düzey yöneticilerini dinlemenin mantığı yoktur ve olamaz. Hiç kimse kendisini bu ülkeyi yöneten kişiden daha üstün ve vatansever göremez. Ortada bir suç ve suçlu varsa üstüne gidilmeli. Suçu işleyen her kimse adalet önüne çıkarılmalı ve hakkında gereken ceza verilmeli. Çünkü bugün bana bunu yapan yarın aynısını başkasına yapar. Onun için demokrasi adına bir an önce suçlular bulunsun ve bunların kimlerle bağlantılı olduğu ortaya çıkarılsın” dedi.
ANAYASAL TEMİNAT ALTINDA
Paçacı, kasetlere konu olan ilişkilerinden dolayı pişmanlık duyup duymadığına ilişkin soruya ise, “Burada önemli olan anayasal teminat altına alınan konularda suç işlenmiş midir, işlenmemiş midir? Buna bakmak lazım” karşılığını verdi.
