Gazetemiz okurlarından Nizamettin Bekar / Trabzon 'Ne mutlu zekâtlarını veren zenginlerimize' başlıklı yazısını bizimle paylaştı.
Ramazan ayı geldiğinde zenginlerimiz zekâtlarını verirler. Zekât; nisap miktarı bir mala ya da paraya sahip olan zengine nisap miktarı demek, seksen gram altını olup ya da bu oranda bir mala ya da paraya sahip olunduğunda borcu da yoksa ya da borcu var ama borcu çıktığında yine nisap miktarı bir paraya sahip olunuyorsa bu durumda kişi dinen zengin sayılır ve zekâtını vermesi farz olmaktadır. Zekât, fakir ve fukaralara, yolculara ve öğrencilere verilmelidir. Öğrencinin ailesi zengin bile olsa yine de zekât alabilir. Aynı durum yolcularda da geçmektedir. Yolcu kişi memleketinde zengin olsa bile yolda kalmışsa zekât alabilir. Zekâtta bir takım özellikler vardır. Zekât, fakirin hakkı olduğundan binalara yola ya da kurumlara zekât verilemez.
Mutlaka zekât fakir kişinin eline verilmelidir. Eğer binalara verilecekse bu durumda sadaka verilmelidir. Sadaka fakir fukaraya verilebildiği gibi kurumlara da ve binalara da verilebilir. Buraya gelmişken sadaka çok önemli bir ibadettir. Sadakayla ilgili olarak Peygamberimizden çok hadisler varit olmuştur. Bunlardan üç tanesini sizlerle paylaşmak isterim: “Sadaka ömrü uzatır.” “Sadaka ile hastalarınızı tedavi ediniz.” “Sadaka bela ve musibetlere kalkandır.”
Buradan anlıyoruz ki sadaka çok önemli bir ibadettir. Sadakayı fakir de zengin de vermelidirler. Fakirler imkanları oranında zenginler ise kuvvetleri oranında sadakanın koruma kalkanı altına girmek için verilmelidir. Sadakayı verirken kişi tüm aile fertlerine niyet edip vermelidir. Şöyle ki; onlar da sadakanın koruma kalkanı altına girsinler. Bakınız, sadakanın önemi yaşamış olduğumuz önemli olayların ardından Allah’ın izniyle sadaka vermiş deriz değil mi?! Bundan dolayı sadaka vermeyi ihmal etmemeliyiz. Zekâtta ikinci önemli durum zekât usul ve furua verilemez. Yani; anne, baba, dede ve nine yukarıya kadar kim varsa onlara zekât verilemez. Ya da oğul kız ve aşağıya doğru kim varsa torunlara onlara da zekât verilemez. Çünkü Allah onlara bakmayı farz kılmıştır. Buraya gelmişken sadaka usul ve furulara da verilebilir onu da hatırlatmak isterim. Zekât verirken malın en iyisini vermemiz lazım gelmektedir. Zekâttır diyerek malın kötüsünden vermek ya da başa kalkarak vermek haramdır. Bazı kardeşlerimiz malının zekâtını verirken ya malın kötüsünden ya da başa kalkarak vermekte olduğundan bunu yazmayı gerekli gördüm. Her iki durumda haramdır. Malın en iyisini vermeli ve sevinerek, yani ben Allah tarafından bana verilen maldan zekât verme nasip oldu diyerek malın zekâtını vermelidir. Hangi mallardan zekât vermeli diye sorduğumuzda Peygamberimiz bu konuda açıklama yapmışlardır. Zenginlerimiz zekâtlarını vermeye özen göstermelidirler. Zekât, fakirin hakkıdır...
