Sivas’ın Kangal İlçesine bağlı Pınargözü köylülerini zehirlediği ortaya çıkan Koç Holding’e bağlı Demir Export +şirketine köylülerden büyük tepki var. Seslerini gazetemiz aracılığıyla duyurabilen Pınargözü köylüleri, Demir Export’un kendilerine verdiği zararları anlattılar. Köylüler ar senikli suyu hayvanlarına bile içiremediklerini söylediler.
Sivas’ın Kangal İlçesine bağlı Pınargözü köylülerini zehirlediği ortaya çıkan Koç Holding’e bağlı Demir Export şirketine köylülerden büyük tepki var. Bölgede 60 yıldır demir rezervi çıkaran Koç’ların köye küçük bir yatırımlarının bile olmadığı söyleyen köylüler, üstüne üstlük bir de su kaynaklarının kurutulmasına isyan ediyorlar. Akit’e konuşarak seslerini duyurmaya çalışan vatandaşlar, arsenikli suyu hayvanlarına bile içiremediklerini söylediler. Bilinçsiz kazılarla su kaynakları kurutan ve zehirleyen şirketin son 5 aydır köylüye ayda bir defa damacana su dağıttığı öğrenildi.
“KOÇ’UN GERÇEK YÜZÜNÜ BİZ BİLİRİZ”
Akit’in dünkü Koç Holding haberi bölgede büyük yankı buldu. Seslerini gazetemiz aracılığıyla duyurabilen Pınargözü köylüleri, Demir Export’un kendilerine verdiği zararları anlattılar. Köyün eski muhtarı Hüsnü Engin, Koç Holding’in medya aracılığıyla kendini kamuoyuna, insana ve çevreye duyarlı olduğunu gösterdiğini, ancak gerçeğin tam tersi olduğunu söyledi. Demir Export’un gerçek yüzünü kendilerinin bildiğini anlatan Engin, “Bu şirket diğer şirketlerin yaptığı her şeyi aynen onlar gibi yapar. Biz bu şirketin diğer şirketlerden farklı bir yanını görmedik. Eğer bu şirketin diğer şantiyeleri de bizim gibi ise bu şirketi tebrik etmek lazım. O zaman demek ki bu ülkede algı yönetimi dedikleri şeyi en iyi beceren şirket bu şirkettir. Şu anda Kangal Cumhuriyet Savcılığı’nda incelemesi devam eden dosyamızda, şirketin gerçek yüzü, hiçbir soruya yer bırakmayacak kadar açıktır” dedi.
“HAYVANLARIMIZI SULAYACAK SU YOK”
Hayvancılıkla uğraşan Hüsnü Özcan ise, Demir Export için şu ifadeleri kullandı: “Son 3 yıla kadar köye dönüp bakmayan bir şirketti. Sularımız kesilinceye kadar köye hiçbir yatırımı olmadı. Ne zaman suyumuz kesildi, biz şikâyet ettik, o zaman bizim sorunumuzu dinlemeye başladı, ancak verdiği sözleri yine tutmadı.” Kendisinin çoban olduğunu ve 3 yıl önce 500-600 kadar koyunun olduğunu söyleyen Özcan, “Şuan 30 tane koyunum kaldı. Çünkü koyunumu sulayacak su bulamıyorum. Hayvancılığı bitirdiler. Sularımızda çok büyük oranda arsenik bulunuyor. Hem hayvanlara içerecek yeterince su bulamıyorum hem de içirdiğim sular arsenikli. Koyunlarım arsenikli suyu içince çeşitli hastalıklar baş gösterdi. Maden şirketi bütün kaynak sularını kuruttu. Meradaki sular da kesildi” diye konuştu. Madende kontrolsüzce patlatılan dinamitler ve kamyonlar nedeniyle de her yerin toz içerisinde kaldığını ve otlakların kirlendiğini ifade eden Özcan, bir an önce bu soruna çare bulunmasını istedi. Özcan ayrıca susuzluk nedeniyle 100 civarında olan hane sayısının 30’a kadar düştüğünü de sözlerine ekledi.
“KÖYE BİR ÇİVİ BİLE ÇAKMADILAR”
Köydeki su sorununun dayanılmaz boyutlara geldiğini anlatan Güzel Atmaca da, Demir Export’un köye verdiği suyla sadece mecburi olarak banyo yapabildiklerini söyledi. “Maden bizi mahvetti” diyen Atmaca, köydeki susuzluğun yaz aylarında daha da vahim boyutlara ulaştığını kaydetti. Çeşmelerinin akmadığını aktığında da gelen suyun arsenikli olduğunu belirten Atmaca, içme suyunu elleriyle evlerine taşıdıklarını aktardı. Atmaca, bahçelerine ağaç, sebze, meyve dikemediklerini söyleyerek, “Şirketin köye bir faydası yok. 60 yıldır köye bir çivi çakmadılar. İlk defa Ramazan Bayramı’nda erzak kolisi dağıtıldı, bir de Kurban Bayramı’nda çikolata dağıtıldı. Bu da ‘sus payı’ olsun diye yapıldı. Fakirlik olduğu için insanlar haklarını aramasınlar diye yapıyorlar” dedi. Atmaca, şirketin köyün su şebekesine verdiği arıtma suyun içilemediğini belirtirken, gelen suyla bile bulaşık ve çamaşırlarını yıkayamadıklarından yakındı.
“ŞİRKET AYDA BİR DEFA DAMACANA SU DAĞITIYOR”
Köyün Taşgeçit mezrasında çiftçilikle uğraşan Ali Koçyıldız ise şirketin susuz kalan köylüye damacana su dağıttığını söyledi. Şirketin su kaynaklarını kurutması ve suları da zehirlemesinden sonra susuz kalan köylüye ayda bir kere 19 litrelik 5’er tane damacana su verdiğini söyleyen Koçyıldız, “Bu su kime yeter? Su kaynağımızı kuruttu, sen ilk önce onu onar. Göz boyamak için damacana su dağıtıyor. Türkiye’de hangi köy damacana su tüketiyor? Biz kuruyan su kaynaklarımızı geri istiyoruz” dedi.