Demirel’in olaya göre değişen “Dün dündür, bugün bugündür” mantığı, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nda yaşıyor... İlkesizlikte Demirel’i bile sollayan Kılıçdaroğlu; dün “yasakçılık”ta yargıya saygılıydı ancak bugün “darbecilik”te mahkemeleri yok sayıyor.
KORAY TAŞDEMİR
Ergenekon Terör Örgütü davasına bakan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin darbeye teşebbüste bulunan sanıklar hakkında verdiği kararı ‘yok’ sayan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, yasakçılık konusunda yargıya sonsuz saygısı bulunuyor.
YASAKÇILIKTA YARGIYA TAM DESTEK
Kılıçdaroğlu, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nın AK Parti hakkında kapatma davası açmasını desteklemiş, başörtüsü yasağının uygulanmasında yargı bağımsızlığını savunmuştu. Kılıçdaroğlu’nun, SSK Genel Müdürü olduğu dönemde, peruklu duruşmaya giren başörtülü avukatlar hakkında soruşturma başlatılmış ve “Mahkemelerin belirli kuralları var. SSK avukatları da bu kurallara uymak zorunda” demişti.
Kılıçdaroğlu, Merve Kavakçı’nın yemin edemeyeceğini savunmuş, 19 Mayıs genelgesinin iptal edilmesi ve Danıştay 8. Dairesi’nin başörtü yasağını savunan kararını desteklemişti. Aynı CHP; 28 Şubat döneminde Batı Çalışma Grubu’nun (BÇG) talimatıyla Genelkurmay Karargahı’nda yüksek yargı üyelerine verilen brifinglere destek vermişti.
İŞTE O ÖRNEKLER
Kemal Kılıçdaroğlu’nun, Ergenekon davasında yargıya saygısı bulunmuyor. Kılıçdaroğlu, Silivri’de hukuk ve adaletin olmadığını iddia ederek, “Silivri’de o yargılamalar neden yapılıyor? Orda hukuk mu var? Hayır. Adalet mi var? Hayır. Böyle bir şey olamaz. 21’inci yüzyılın Türkiyesi’ne yakışmıyor” dedi.
Kılıçdaroğlu, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin sanıklar hakkında verdiği kararları eleştirdi ve “Kararlar hukuken, siyaseten ve ahlaken meşru değildir. (…) Bu dava adaletin katledildiği bir davadır” dedi.
Kılıçdaroğlu; “Buna nasıl biz mahkeme diyeceğiz. Onlar mahkeme değil. Orada oturan kişiler de kimse kusura bakmasın ben yargıç olarak görmüyorum. (…) Silivri yargıçlarının ben vicdanı ile karar verenler olarak görmüyorum. 10 yıl sonra o yargıçların çocukları, benim babam Silivri’de hakimdi diyemeyecek. Çünkü utanacaktır” iddiasında bulundu.
KAPATMA DÂVÂSINA DESTEK OLMUŞTU
Kemal Kılıçdaroğlu, AK Parti hakkında Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya tarafından açılan kapatma davasının kabulüne karar vermesini desteklemişti.
Kılıçdaroğlu, partisinin grup başkanvekili olduğu dönemde Anayasa Mahkemesi’nin kararını değerlendirmiş ve “Bu karara göre, cumhurbaşkanları cumhurbaşkanı seçilmeden önceki fiilleri nedeniyle yargılanabilirler. Bu gerçek ortaya çıkmıştır, bu çok önemlidir. Bu konuda gerek akademik çevrelerde, gerek siyasi çevrelerde tartışmalar vardı, bu tartışmalar mahkemenin verdiği kararla noktalanmıştır. Anayasa Mahkemesi’nin oybirliğiyle aldığı karar normal, sıradan bir karar” demişti.
Kılıçdaroğlu, 31 Temmuz 2008 tarihinde, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın “Biz hiçbir zaman laiklik karşıtı eylemlerin odağı olmadık” dediğini hatırlatarak, “Bu ifade, Anayasa Mahkemesi kararından ders alınmadığı yönünde bir düşünceyi akla getiriyor. Çünkü ortada Anayasa Mahkemesi kararı var” demişti.
“YARGIYI YIPRATMAKTAN
ÖZENLE KAÇINILMALI”
Kemal Kılıçdaroğlu, başörtüsü yasağının uygulanmasında da yargı bağımsızlığını savunmuştu. Başörtülü bir sanığın duruşma salonundan çıkartılması TBMM gündemine gelmişti. Kılıçdaroğlu, Adalet Bakanlığı, Anayasa Mahkemesi, Yargıtay ve Danıştay bütçelerinin ele alındığı 8 Kasım 2003 tarihli Plan ve Bütçe Komisyonu toplantısında konuşmuş ve “yargıyı eleştirirken onu yıpratmaktan özenle kaçınılması gerektiği”ni savunmuştu.
“MAHKEMELERİN
BELİRLİ KURALLARI VAR”
Kemal Kılıçdaroğlu’nun SGK Genel Müdürü olduğu dönemde, Kılıçdaroğlu’nun talimatıyla peruklu olarak duruşmaya giren Öznur Toptaş, başörtüsü ile duruşmaya giren Nadire Zengin, Şengül Kara, Zeynep Ümit Altınsay ve Züheyde Boncukoğlu hakkında soruşturma başlatılmıştı.
Kılıçdaroğlu, konuyla ilgili olarak 17 Şubat 1998’de şunları söylemişti: “Başbakanlık’ça yayınlanan genelgeler doğrultusunda personelimizden kılık kıyafet yönetmeliğine uymasını istiyoruz. Türban takan personelin birçoğu türbanını çıkarırken, bir kısmı da türban üzerine peruk takmaya başladı. Mahkemelerin belirli kuralları var. SSK avukatları da bu kurallara uymak zorunda. Türbanla duruşmalara girme konusunda ısrar etmeleri ve mahkemeye girememeleri üzerine, görevlendirildikleri davalar tehlikeye giriyor.”
“MECLİS’İN KURALLARI VAR,
HERKES ONA UYACAK”
Kılıçdaroğlu, milletin iradesiyle seçilen ancak yemin etmesi engellenen Merve Kavakçı olayınında da Meclis’in kurallarını öne sürmüştü. Kılıçdaroğlu, “Bugün Merve Kavakçı Meclis’e gelse ne yapardınız?” sorusuna, “Meclis’in kuralları var, herkes ona uyacak” diye karşılık vermişti.
“YARGI KARARLARINA
HERKES SAYGI DUYMALI”
Kılıçdaroğlu, Danıştay 8. Dairesi’nin ALES sınavına başörtüsü ile girilemeyeceği kararına destek vererek, “Yargı kararlarına herkes saygı duymalıdır. Biz de saygı duyacağız” demişti.
“HERKES YARGI KARARINA
SAYGI GÖSTERECEK”
Kılıçdaroğlu, Danıştay’ın “19 Mayıs Genelgesi”nin yürütmesini durdurması kararına ilişkin, “Yargı kararlarını herkes uygulamakla yükümlüdür. Herkes yargı kararına saygı gösterecek” demişti.