Peygamber Efendimiz (sav), "Allah Teâlâ, kulunun, arkadaşları arasında imtiyazlı durumda olmasını sevmez" buyurdu.
Rasûlullah (sav), hiç kimsenin kendisini arkadaşlarından farklı görmesini sevmezdi. Bir sefer esnasında, ashabından koyun kesip pişirmelerini istemişti. Sahabeden biri:
“-Yâ Rasûlallâh, onu ben keseyim” dedi.
Başka biri:
“-Yâ Rasûlallâh, yüzmesi de benim vazifem olsun” dedi.
Bir başkası da:
ÖNE ÇIKAN VİDEO
“-Yâ Rasûlallâh, pişirmesi de bana ait olsun” dedi.
Fahr-i Kâinât Efendimiz de:
“-O hâlde odun toplamak da bana ait olsun” buyurdu.
Sahabiler:
“-Yâ Rasûlallâh! Biz onu da yaparız, Siz’in yorulmanıza gerek yok” dedilerse de Peygamber Efendimiz:
“-Sizin, benim işimi de yapabileceğinizi biliyorum. Fakat ben, size göre imtiyazlı bir durumda bulunmaktan hoşlanmam. Çünkü Allah Teâlâ, kulunun, arkadaşları arasında imtiyazlı durumda olmasını sevmez” buyurdu.
Tevâzû; alçak gönüllü olmak, Hakk karşısında hiçliğin idrakine erebilmektir. İnsan, kendisinde bulunan ilim, mevkî ve mal gibi her hangi bir nimet sebebiyle, bunlardan mahrum olanlara karşı üstünlük iddia ederek maddî-mânevî haksızlık yapmamalıdır.