Başbakan Erdoğan, Suriye’de eli kanlı Esed rejiminin çocuk ve kadınları katletmesine kayıtsız kalamayacaklarını belirterek, “Çocuklar katledilirken, susacaksak, o zaman AK Parti’ye ne gerek var? Bunu CHP, MHP, BDP yapabilir, ama AK Parti asla yapamaz... G
HASAN ÖNAL / TBMM BÜROSU
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Reyhanlı’daki patlamalarda ihmal olup olmadığının araştırılması için Başbakanlık Teftiş Kurulu’nu görevlendirdiğini belirtti. AK Parti Grubu’nda konuşan Erdoğan, zamanı geldiğinde Reyhanlı’daki patlamaların bedelini misliyle ödeteceklerine vurgulayarak, Türkiye’yi Suriye bataklığına çekmek için kurulan bu tuzağa da düşmeyeceklerine dikkat çekti. Suriye’deki eli kanlı Esed rejiminin çocuk ve kadın katline kayıtsız kalamayacaklarını dile getiren Erdoğan, katliamı görmezden geleceklerine siyaseti bırakacaklarının altını çizdi. Anamuhalefet partisi CHP’nin sokak sokak direniş çağrısı yapıp ateşle oynadığını söyleyen Erdoğan, milletin bu tuzaklara düşmeyeceğini kaydetti.
“SALDIRIYI GERÇEKLEŞTİRENLER
SURİYE REJİMİ İLE İRTİBATLI”
Başbakan Erdoğan, grup konuşmasına Osmaniye yakınlarında F-16 uçağının düşmesi sonucu şehit olan pilot Üsteğmen Hamza Gümüşsoy’a Allah’tan rahmet, acılı ailesine, yakınlarına başsağlığı dileyerek başladı. Birlik, dayanışma, kardeşlik adına çok önemli bir süreçten geçtikleri bir dönemde Hatay’ın Reyhanlı İlçesi’nde menfur saldırıların yapıldığını söyleyen Erdoğan, patlamalarda 51 kişinin hayatını kaybettiğini, hastanelerde ise 48 yaralının bulunduğunu bildirdi. Saldırı anından itibaren devletin tüm imkânlarının seferber edildiğini vurgulayan Erdoğan, saldırıyı Suriye rejimiyle irtibatlı, Türkiye içinde bir örgüt olduğunun tespit edildiğini kaydetti. Güvenlik güçlerinin olayı bütün boyutlarıyla aydınlatmak, tüm failleri ortaya çıkarmak için çalışmalarını sürdürdüğünü aktaran Erdoğan, Başbakanlık Teftiş Kurulu’nun da olayda ihmal olup olmadığını araştıracağını dile getirdi.
“ER YA DA GEÇ BEDELİNİ ÖDETECEĞİZ”
Olayın üzerine soğukkanlılığı yitirmeden, aklıselim dışına çıkmadan, infiale yol açmadan gideceklerini söyleyen Erdoğan, “Bu saldırıyı çok dikkati okumak, saldırının arkasındaki niyetleri çok hassas şekilde analiz etmek, tavrımızı da ona göre belirlemek zorundayız. Daha önce de ifade ettiğim gibi büyük devletler, böyle büyük provokatif hadiseler karşısında soğukkanlılığını muhafaza edebilen, aklıselimle hareket edebilen devletlerdir. Biz bu saldırının altında kalmayız, er ya da geç bu alçakça saldırının faillerine bedelini misliyle ödetiriz. Allah’a hamdolsun bunu yapacak gücümüz de var, irademiz de var, tecrübemiz de var. Ancak soğukkanlı davranacak, büyük devlet refleksiyle hareket edecek, bizi çekmek istedikleri tuzaklara da asla düşmeyeceğiz” diye konuştu.
“ESED’İ REFORMLARI YAPMASI İÇİN
DEFALARCA UYARDIK”
Türkiye’nin Suriye politikasını, olaylara bakışını net şekilde, defalarca ifade ettiğini dile getiren Erdoğan, Suriye halkıyla zerre kadar meseleleri olmadığını, Suriye’deki alçak, gaddar, zalim, diktatör rejim ile meseleleri olduğunu bildirdi. Suriye’de kanlı halk hareketlerinin olmaması için reformlar yapılması gerektiğini defalarca Esed rejimine söylediklerinin altını çizen Erdoğan, “Hep sabırla, umutla hareket ettik. Bizim Şam yönetimiyle irtibatımızı kesmemiz, Suriye’de halk hareketlerinin yayılması, Suriye ordusunun da halka acımasızca saldırması aşamasında olmuştur. Geçmişte ne yaşanırsa yaşansın, kendi halkına silah doğrultan, kendi halkına zulmeden, kendi ülkesiyle birlikte tüm bölgeyi yangına sürüklemek isteyen bir rejimle bizim hiç işimiz olmaz. Biz zalimlerin yanında değil, her zaman mazlumların yanında yer alan bir ülkeyiz” dedi.
“TÜRKİYE FİLİSTİN’E KAYITSIZ
KALMANIN BEDELİNİ ÖDEDİ”
Suriye’deki olayların sona ermesi, halkın taleplerinin karşılanması, halkına zulmeden rejimin çekilmesi için girişimlerini sürdürdüklerini hatırlatan Erdoğan, “Biz, Anamuhalefet partisi gibi çok farklı saiklerle zalimin, diktatörün, eli kanlı canilerin yanında duranlardan değil, sadece ve sadece hakkın, mağdurun, mazlumun yanında duranlardan olduk. ‘Bize ne Suriye’den’ diyenlere, ‘Bizim Suriye ile ne işimiz var’ diyenlere, ‘Mültecilere neden kucak açıyoruz, yabancıları neden topraklarımıza alıyoruz’ diyenlere, seslenmek istiyorum: Bizim Suriye politikamızın iki ana ekseni vardır. Birincisi bölgede barış, huzur ve istikrarın Türkiye’yi çok ama çok yakından ilgilendirdiğine inanıyor, kendi huzurumuz, iç barışımız, kendi güvenliğimiz için bölgede barış istiyoruz” dedi. Türkiye’nin geçmişte Filistin meselesine kayıtsız kaldığını ve bedelini ödediğini söyleyen Erdoğan, “Arap ülkelerine sırtını dönmüş bedelini çok ağır ödemiştir. Türkiye, bölge meselelerine yönelik kayıtsızlığı nedeniyle ekonomik, diplomatik bedeller, hatta terör nedeniyle hayatlara mal olan bedeller ödemiş, ödemek zorunda kalmıştır” diye konuştu.
“TÜRKİYE UZUN YILLAR
KARDEŞLERİNE SIRT ÇEVİRDİ”
Çok zor bir coğrafyada yaşadıklarını, bu zor coğrafyada kapıları kapatmanın sorunlara kayıtsız kalmanın çözüm olamayacağını aktaran Erdoğan, “Çözüm olmadığı da görülmüştür. Bölgesine, dünyaya, özellikle de kardeşlerine kayıtsız kalan bir devlet, asla ve asla büyük devlet olamaz. Böyle bir devletin ekonomisi büyümez, refah seviyesi artmaz, böyle bir devletin saygınlığı, itibarı olmaz. Nitekim Türkiye, çok uzun yıllar kardeşlerine sırt çevirmiş şekilde yaşamış, olduğu yerde saymış, itibarı çok ciddi şekilde zedelenmiştir. Bugün Türkiye Cumhuriyeti’nin, Türk Lirası’nın, pasaportumuzun, ay yıldızlı bayrağımızın küresel bir saygınlığı varsa, bu aktif ve barışçıl dış politikamızın bir eseridir” diye konuştu.
“BOSNA’YA BANA NE DESEYDİK
YÜZÜNE BAKAMAZDIK”
Suriye politikalarının en önemli ekseninin insanî boyutu olduğuna işaret eden Erdoğan, Bosna Hersek’te çok acı katliamlar yaşanırken, Türkiye’nin, “Bana ne Bosna Hersek’ten” deseydi, bugün Saraybosna’nın yüzüne bakamayacak durumda olacaklarının altını çizdi. “Kosova’da acı hadiseler yaşanırken, bana ne Kosova’dan deseydik, bugün Priştine, Prizren’in yüzüne bakabilir miydik? Halepçe katliamı sonrası Kuzey Irak’tan kaçan Kürt kardeşlerimize kucak açmasaydık bugün Erbil’in yüzüne bakabilir miydik? Lefkoşa’dan bana ne, Karabağ’dan bana ne, Bakü’den bana ne deme imkânına sahip miyiz?” diyen Erdoğan, “CHP’nin, Boraltan Köprüsü’nde Stalin’in ordusuna teslim ettiği Türkiye’nin yanı başında kurşuna dizilen Azeri kardeşlerimizin acısını bugün bile yüreğimizde taşıyoruz. Türkiye’ye böyle acı hatıralar, silinmesi zor lekeler bırakmaya hakkımız olabilir mi?” dedi. Türkiye ve dünyada çocukların, kadınların alçakça katledilmesine isyan ederek iktidara geldiklerini hatırlatan Erdoğan, “Çocuklar katledilirken susacaksak, o zaman AK Parti’ye ne gerek var? Bunu CHP yapabilir, MHP yapabilir, BDP yapabilir, ama bunu AK Parti asla yapamaz. Kapımızı çalan misafirlere kapıyı kapatacaksak, o zaman bu harekete ne ihtiyaç var?” diye konuştu.
“CHP HALKI KIŞKIRTMAYA ÇALIŞIYOR”
Reyhanlı’da CHP’nin Suriye’den gelen 20-25 bin insana karşı, “Bunlar buradan çıksın, niye burada duruyorlar, gitsinler” diyerek halkı kışkırtmaya çalıştığını belirten Erdoğan, aklıselim sahibi Reyhanlıların ise tam aksine savunduğunu ifade etti. CHP’nin bunu her zaman yaptığını dile getiren Erdoğan, MHP ve diğer statüko partilerinin bunu tarihleri boyunca yaptıklarını kaydetti. Bu milletin misafirperver, mazlum ve mağdurun yanında olduğunu aktaran Erdoğan, “Bu millet her zaman hakkın yanındadır. Öyleyse biz de misafirperver olacağız, mazlumun yanında duracağız ve sonuna kadar da hakkı savunacağız” dedi. Banyas’ta ana kucağında katledilen bebekleri gördüklerinde “Suriye’den bize ne” diyenlerin çocuklarının yüzüne nasıl bakabildiklerini soran Erdoğan, “Suriyeli mülteciler gitsin, diyenler, acaba komşularının yüzüne nasıl bakabiliyor? ‘Türkiye, Suriye ile ilgilenmesin’ diyenler, acaba vicdanlarına bunu nasıl izah edebiliyor? Biz ırkçı bir millet değiliz, biz bencil bir millet değiliz. Bizi büyük millet yapan, zor zamanlarda mazlumların yanında durmamızdır. Kim ne derse desin hakkı savunmaya, mazlumun yanında durmaya devam edeceğiz. O bebekleri görmezden geleceğimize siyaseti bırakır çeker gideriz” dedi.
“CHP DEMOKRASİ DIŞI
YÖNTEMLERDEN MEDET UMUYOR”
Seçim sandığında başarı gösteremeyen CHP’nin, demokrasi dışı yöntem ve odaklardan medet umarak buradan fırsat devşirmenin cüreti içinde olduğunu belirten Erdoğan, “Yeni Genel Başkan’ın yönetiminde CHP’nin bu arayışının çok farklı, ama çok tehlikeli mecralara sürüklendiğini görüyoruz. Sokak sokak direniş çağrısı yapan, çözüm sürecini dahil bir ayrışma fırsatı olarak gören ve Alevi vatandaşlarımızı sürekli tahrik eden CHP Genel Başkanı, şu anda da Suriye’nin kanlı rejimine koşulsuz destek vererek çok tehlikeli bir oyun oynuyor. CHP’ye gönül veren kardeşlerime sesleniyorum; bu oyunun lütfen farkında olun” diye konuştu. Erdoğan, CHP’nin Genel Başkanı’nın, Türkiye’nin düşmanlarıyla, Reyhanlı’yı kana bulayan canilerle aynı fotoğraf karesinde bulunmak, onların değirmenine su taşımak gibi vahim bir hata yaptığını kaydetti.
“AKİL İNSANLARA
KARŞI ÇIKANLAR HEP AYNI TİP”
Türkiye’nin en basit meselelerde dahi ağır gerilimler, ayrışmalar yaşayan ülke haline getirilmek istendiğini işaret eden Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Arkasına halkı alıp muhalefet yapamayan CHP ve MHP gibi partiler, bu gerilimi, bu ayrışmayı körükleyerek, kaos ortamına zemin hazırlayarak buradan medet umuyor, buradan fırsat kolluyorlar. Akil İnsanlara karşı halkı provoke etmek isteyenler hep aynı tipler. Fakat şu anda halkın kahir ekseriyeti, büyük teveccüh göstererek bu çözüm sürecine her şeye rağmen desteğini veriyor. Yalanlar, iftiralar, düzmece senaryolar üzerinden üretilen tahriklere benim milletim gelmiyor ve gelmeyecek. Bu tuzaklara benim milletim düşmeyecek” diye konuştu. Erdoğan, ABD ziyareti dönüşü Hatay ve Reyhanlı’ya gideceğini kaydetti.
“ARTIK TÜRKİYE, IMF’YE BORÇ VERECEK”
Türkiye’nin IMF’ye borcunun bugün itibariyle bittiğini söyleyen Erdoğan, 1961’den bu yana IMF ile 19 standby anlaşması yapıldığını ve 56.5 milyar dolarlık borç ilişkisi kurulduğunu ifade ederek, Türkiye’nin artık IMF’ye borcu olan değil, tam tersine IMF’ye borç vermek içi müzakereler yürüten bir ülke olduğunu belirtti. “Rabbim inşallah bizlere o günleri tekrar yaşatmasın, Bizleri IMF önünde borç beklentisi içinde ülke konumuna düşürmesin” diyen Erdoğan, Türkiye’nin ihtiyacı olan borcu, ülke ve dünya piyasalarından düşük faiz oranları ile almak ve mali disiplin ile para politikalarını muhafaza etmek suretiyle, Türkiye’nin o günlere geri dönmesine asla mahal vermeyeceklerini kaydetti.
ABD ZİYARETİ
Başbakan Erdoğan, geniş heyetle ABD’nin Başkenti Washington’a gideceğini belirterek, burada ABD Başkanı Obama ile görüşeceğini, Washington’da Temsilciler Meclisi Başkanı, bir grup işadamı ve Türk toplumu temsilcileri ile de bir araya gelerek görüşmeler yapacaklarını söyledi. ABD’de Irak, Filistin-İsrail ilişkileri, Mısır, Libya gibi konuları görüşeceklerini söyleyen Erdoğan, Kaliforniya’da Silikon Vadisi’ni de ziyaret edeceğini kaydetti.
‘Zafiyet yok
kopukluk olabilir’ HABER MERKEZİ- Başbakan Erdoğan, ABD’ye hareketinden önce Esenboğa Havalimanı’nda önemli açıklamalarda bulundu.
“REYHANLI’DA İSTİHBARAT ZAAFI YOK”
Bir gazetecinin Reyhanlı İlçesi’ndeki bombalı saldırılara yönelik istihbarat zafiyeti olup olmadığına yönelik muhalefet partilerinden gelen söylemlere ilişkin değerlendirmesini sorması üzerine Başbakan Erdoğan, “İstihbarat zaafı olduğu kanaatinde değilim. Gerek emniyet istihbarat, gerekse Milli İstihbarat Teşkilatımız bu tür bir hareketliliğin olduğunu yakalama noktasında olduğuna göre, demek ki burada bir ön bilgi alma durumu söz konusu” diye konuştu.
“KOPUKLUK SÖZ KONUSU OLABİLİR”
Erdoğan, şöyle devam etti:
“Ama burada emniyet teşkilatı ile istihbarat teşkilatı arasında bir kopukluk söz konusu olabilir. Buna yönelik olarak Başbakanlık Teftiş Kurulu’nu bu konuları araştırmak, ciddi manada bu işi ele almak üzere, nerede bir zaaf belirtisi varsa, nerede zaaf varsa bir defa bu konuda da bunun gereğini tereddütsüz yerine getiririz. Konuyla ilgili olarak da aynı şekilde İçişleri Bakanıma da söyledim. İçişleri Bakanlığı Teftiş Kurulu da bu konuda hemen adımlarını atmalı, Başbakanlık Teftiş Kurulu da bu konuda gerekli adımı atacaktır ve ben yazılı talimatımı Başbakanlık Teftiş Kurulu’na şu anda vermiş bulunuyorum, bunu özellikle burada ifade etmek isterim.”
“GÖKTEN NE YAĞAR Kİ YER KABUL ETMEZ”
Erdoğan, “ABD ziyaretinde Fethullah Gülen ile görüşecek misiniz?” sorusuna “Şu anda resmi programımızda böyle bir durum yok. Ama, gökten ne yağar ki yer kabul etmez” şeklinde cevap verdi. Erdoğan, resmi ziyarette bulunmak üzere dün özel uçak ANA ile saat 17.50’de ABD’ye gitti.
Beyaz Saray Erdoğan’ı bekliyor
Washington, Başbakan Erdoğan’ı ağırlamaya hazırlanıyor. Başbakan Erdoğan’ın tarihi nitelikteki Washington ziyareti, Obama ile Oval Ofis’te görüşme, ortak basın toplantısı ve özel akşam yemeği gibi unsurları içermesi dolayısıyla ABD’de devlet protokollerine göre en üst düzeyde ağırlama olacak. Washington ve Beyaz Saray’da askeri törenle karşılanacak olan Erdoğan, Beyaz Saray’da Obama ile yapacağı resmi görüşmelerin yanı sıra San Fransisco’da Silikon Vadisi’ni ziyaret edecek, Amerika İslam ve Türk Toplumu temsilcileriyle görüşecek, Brookings Enstitüsü’nde konuşacak. Ziyarete ilişkin bilgi veren bir Beyaz Saray yetkilisi: “Başkan Obama ile akşam yemeği de dahil kapsamlı bir dizi programın yer aldığı bu önemli resmi çalışma ziyaretini sabırsızlıkla bekliyoruz” dedi. Ayrıca Erdoğan-Obama görüşmesinin ana gündeminin Suriye olması bekleniyor.