Kandil’i yol eden Hasan Cemal’e İmralı yolu da göründü! Öcalan ismini verdi…
Kandil'e giderek PKK'lılarla "piknik" yapan Hasan Cemal’e bu kez de İmralı yolu göründü. DEM Parti Milletvekili Ömer Öcalan, Terör örgütü PKK elebaşı Abdullah Öcalan ile yaptığı görüşmenin detaylarını anlattı. Ömer Öcalan, “Talep edeceği gazeteciler var. 5-10 tecrübeli, yaşları çok ileri olan gazeteciler… Hasan Cemal, Cengiz Çandar şimdilik bunları söyleyeyim. Ama halen orada çalışma koşullarının oluşturulmadığını da söyledi." ifadelerini kullandı.
Yeni Yaşam Gazetesi’ne konuşan Ömer Öcalan, Ramazan Bayramı’nda İmralı’da Abdullah Öcalan’la yaptığı görüşmenin detaylarını anlattı.
DEM'li Ömer Öcalan şunları söyledi:
İmralı’da Abdullah Öcalan’la görüşen DEM Parti Milletvekili Ömer Öcalan, “PKK’nın fesih kongresini koşullar sağlanırsa yönetebileceğini söyledi. İmralı’da görüşmelerin sürmesi gerekiyor. Talep edeceği gazeteciler var. 5-10 tecrübeli, yaşları çok ileri olan gazeteciler… Hasan Cemal, Cengiz Çandar şimdilik bunları söyleyeyim. Ama halen orada çalışma koşullarının oluşturulmadığını da söyledi. Hatta kendisi orada bulunan diğer üç arkadaşıyla da istediği zaman bir araya gelemediğini belirtti ve eleştirdi” dedi.
Yeni Yaşam Gazetesi’ne konuşan Ömer Öcalan, Ramazan Bayramı’nda İmralı’da Abdullah Öcalan’la yaptığı görüşmenin detaylarını anlattı. Ömer Öcalan şunları söyledi:
“27 Şubat Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı’ndan itibaren günümüze kadar yaşananları, medyada konuşulanları, kimi yetkililerin yaptığı tartışmaları bir şekilde kendisine aktardım. İstanbul’da yapılan 27 Şubat çağrısı ile ilgili olarak “Uluslararası basın da çok takip etmiş değil mi?” diye sordu. Ulusal ve uluslararası 300’e yakın medya kuruluşunun yakından takip ettiğini, Diyarbakır ve Van’da sinevizyonlar kurulduğunu ve ilk etapta bir duygusal atmosfer oluştuğunu aktardım. ‘Rojava’da Nevroz nasıldı, iyi geçti değil mi, İran nasıldı?’ diye sordu. İnsanların İstanbul, Diyarbakır, Van başta olmak üzere bölgenin tüm illerinde, Avrupa’da, Rojava’da, Suriye’de ve İran’da, coşkuyla geçtiğini ve çağrının sahiplenildiğini aktardım.
Çağrıdan sonra medyayı ve Kürt medyasını yakından takip ettiğimi belirttim. PKK’li yetkililerin de medyada sık sık göründüğünü ve değerlendirmeler yaptıklarını, televizyonlar aracılığıyla kongreyi kendisinin yürütmesi talebinin çok sık vurgulandığını aktardım. Kongrenin güvenlik koşullarının oluşturulması için bir şeyler yapılması gerektiği vurgusu yapıldı. Sayın Öcalan’ın da buna dönük değerlendirmeleri oldu.
“KOŞULLAR SAĞLANIRSA YÖNETEBİLİRİM”
Koşullar sağlanırsa yönetilebilirim noktasında fikir belirtti. Güvenlik konusuna çok girmeyerek “Herkesin kendi güvenliğini kendisi alması gerekiyor,” dedi ve burasının Ortadoğu olduğunu belirterek “birileri garanti verse bile güvenlik ile ilgili ben kimseye garanti veremem,” diye belirtti. 93’te bu zamanlarda ben Suriye’de de çağrı yaptım dedi ve o süreçte Turgut Özal’ın, Eşref Bitlis’in, Bahtiyar Aydın’ın yaşamını yitirdiğini vurgulayarak bu durumların ortaya çıktığını anlattı.
SURİYE’DE HÜKÜMETE ÇOK TEPKİLİ
Suriye’deki merkezi hükümete çok tepkili olduğunu belirtebilirim. Nusayri Alevilerine yapılanları sert bir şekilde eleştiriyor. Kadınların, kızların, çocukların öldürülmesinin IŞID yöntemi bir katliam olduğunu söyledi. Bunun karşısında net bir tavır ortaya koydu. Dürzilerin de, Nusayri Alevilerin de bir sistem kurması gerektiğini ve bu sistemlerin Kürtlerin kurduğu sistemle eşgüdümlü bir şekilde hareket etmesi gerektiğini belirtti. Bu üç yapının da birbirleriyle ilişkili olarak kendilerini korumaya almaları gerektiğini söyledi.
GAZETECİLERİ BEKLİYOR
Bizler aile olarak bu görüşmenin devam etmesini istiyoruz. Türkiye’deki infaz kanunun aileye uygulanması gerekir. Bu mevzuatta var. Avukatların İmralı Adası’na gitmesi gerekiyor, hukuki ihtiyaçlar var. Gazetecilerin gitmesi gerekiyor. Talep edeceği gazeteciler var. 5-10 tecrübeli, yaşları çok ileri olan gazeteciler… Hasan Cemal, Cengiz Çandar şimdilik bunları söyleyeyim.
Ama halen orada çalışma koşullarının oluşturulmadığını da söyledi. Hatta kendisi orada bulunan diğer üç arkadaşıyla da istediği zaman bir araya gelemediğini belirtti ve eleştirdi.”