Akit’in yaptığı araştırmalara göre; Türkiye’de bir yıl içinde 4 milyar 380 milyon ekmek çöpe atılıyor. Bu, günde 12 milyon ekmek israfı anlamına geliyor. Ülkemizde üretilen sebze meyvenin yüzde 25-30’u daha soframıza gelmeden, yüzde 15’i ise evlerimizde israf oluyor...
Dünya hayatını imtihan yurdu olarak kabul eden Müslümanların da içine düştüğü israf ve savurganlık, ülkeye felaket getirecek boyutlara doğru ilerliyor. Sürekli harcamaya programlanan toplum, israfı engelleyen maneviyattan her geçen gün biraz daha uzaklaşıyor. Banka kredileri, otomobiller, cep telefonları, televizyonlar, ev eşyaları, tatil köyleri ve israf katlanarak artıyor. Tüketim ahlakının unutulduğu süreçte, sınırsız harcama anlayışının zirveye çıktığı Akit’in yaptığı araştırma ile tescillendi.
4 MİLYAR 380 MİLYON EKMEĞİMİZİ ÇÖPE ATTIK
Gazetemiz Akit, modern hayatın getirdiği en büyük açmazlardan biri olan sınırsız harcama ve tüketim çılgınlığını mercek altına aldı. Açlığın ve yoksulluğun pençesinde kıvranan dünya mazlumları ekmek, su gibi en temel gıda maddelerinden mahrum kalırken, Türkiye´de geçtiğimiz yıl 4 milyar 380 milyon ekmek çöpe atıldı. Türkiye´de günlük üretilen her 100 ekmekten 10´u çeşitli nedenlerle israf edilerek çöpe atılıyor. Bu rakam günde 12 milyon ekmek israfı anlamına geliyor. Tüyler ürperten rakamların ülke ekonomisine olan maliyeti ise yılda 1.5 milyar dolar civarında. Ülkemizde üretilen sebze meyvenin yüzde 25-30’u daha soframıza gelmeden, yüzde 15’i ise evlerimizde israf oluyor. Hatalı ambalaj, taşımacılık esnasındaki yaşanan durumlar, soğuk zincir sistemine özen gösterilmemesi gibi birçok sebepten ötürü üretimden sonra dağıtım aşamasında da büyük kayıplar veriliyor.
TÜRKİYE’DE 65 MİLYON KREDİ KARTI VAR
Tüketim çılgınlığının tetikleyen faktörlerin başında ise kredi kartları yer alıyor. Harcayacak parası olmayan bireyler, kartlar sayesinde belki uzun zaman ancak para biriktirip alabileceği ürüne, anında sahip olabiliyor. Kredi kartlarındaki öteleme, taksitle ödeme, puan biriktirme, anında kredi çekme gibi kendince avantajlarla kazandığından daha fazlasını harcayabiliyor. 79 milyonluk Türkiye’de 65 milyon kredi kartı sayısı bulunurken, kredi kartı borcunu ödeyemeyenlerin sayısı 750 bini geçmiş durumda.
ÖNE ÇIKAN VİDEO
3 YILDA BİR ARAÇ DEĞİŞTİRİYORUZ
Tüketim çılgınlığı almış başını giderken israfın önüne geçmek hayli zorlaşıyor . Müslüman ülkelerin sefillik pençesinde boğuşmasına aldırış etmeden İslam`ın hoş görmediği lüks hayat tarafından sürekli kamçılanıyoruz. Bir evde neredeyse iki otomobil sahibi bulunuyor. Türkiye’nin yüzde 27’si otomobil sahibiyken, otomobil sahiplerinin yüzde 10’u 2-3 yılda bir otomobilini değiştiriyor. Bir aracın ortalama değişim süresinin ise 6,2 yıla düştüğü ifade ediliyor. Teknoloji çağı olarak adlandırdığımız günümüzde teknik cihazların kullanımında aşırıya kaçmanın bir israf olduğu da gün geçtikte fark ediliyor. Marka ve yeni model teknoloji cihazlarını kullanmak bir moda, bir imaj olarak algılanıyor. Toplumda oluşan sözde moda ve imaj ise insanları korkunç bir israfa doğru sürüklüyor. İhtiyaçların zevke dönüştüğü harcamalarda bir kişi, teknolojiye ayda ortalama 250 TL harcıyor. Akıllı telefon kullanımının yüzde 84’e ulaştığı Türkiye’de ortalama akıllı telefon değişim süresi ise 3,2 yıla düşmüş durumda.
DÜĞÜN MASRAFLARI GENÇLERİ ÜRKÜTÜYOR
Milyar dolarlık bir endüstrinin parçası haline gelen düğün harcamaları da muzdarip olduğumuz durumların başında yer alıyor. Evlenecek çiftlerin büyük çoğunluğu, evde yaptıkları hesabı çarşıya uyduramayarak günün sonunda düğünlerine ayırdıkları bütçeden daha fazla para harcıyor. 2017 yılında Türkiye’de evlenecek çiftler ve aileleri, düğün için ortalama en az 28 bin 500 TL ödedi. Peygamber Efendimizin evlilik için acele edilmesi tavsiyesine uyan gençler, düğünlerin fahiş maliyetinden dolayı evliliği başka bahara erteliyor.
Kapitalist sistemin ürünü olan anneler, babalar ve sevgililer günü gibi tarihlerde ise harcanan para adeta dudak uçuklatıyor. Kapitalistlerin tüketim tuzağı olan batı kaynaklı günlere bir yılda 2 milyar 953 milyon TL harcanıyor. Nimete karşı değersizleştirme eylemi olan israfı göz ardı eden vatandaş ise, “Nasıl olsa öderim” diyerek hem başka kavme benziyor hem de elini faiz zehrine bulaştırıyor.