Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın Bursa’da düzenlenen Kentsel Dönüşüm Töreni’ne katıldı. Burada yaptığı konuşmada ‘Kentsel Dönüşüm’ ile birlikte tüm Türkiye’nin çehresini değiştireceklerini belirten Erdoğan, Mısır’daki gelişmelere de değindi. Başbakan Erdoğan, Mısır’da yapılan askeri darbenin, 70 yıl sonra başlayan demokratikleşme sürecine ağır yara verdiğini ifade ederek; ibadethanelerin masum olduğunu, fakat Suriye’de de, Mısır’da da camilerin yakılıp yıkıldığını ve Esed ile Sisi arasında hiçbir fark olmadığını vurguladı
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın, Yıldırım ilçesi Mevlana Mahallesi’nde düzenlenen Kentsel Dönüşüm Töreni’ne katıldı. Mısır ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Erdoğan; Ramazan’ın hemen öncesinde Mısır’da bir askeri darbe yapıldığını ve 70 yıl sonra başlayan demokratikleşme sürecinin çok ağır yara aldığını belirterek, “70 yıl otokratik rejime sabredenler veya o totaliter rejimleri destekleyenler, bir yıl yüzde 52 oyla işbaşına gelen Sayın Mursi’ye tahammül edemediler” dedi.
“MISIR’DAKİ DARBE
İKİYÜZLÜLÜKLERİ GÖSTERDİ”
Burada yaptığı konuşmada Mısır’da yaşanan gelişmelere değinen Başbakan Erdoğan, Mısır’da yapılan darbenin dünyada ‘Biz demokratız’ diyenlerin ikiyüzlülüğünü gösterdiğini belirterek, “Aslında bunlar demokrat değildi. Çünkü bunlar kendilerine kukla olacak rejimleri istiyorlardı. Biliyorlardı ki, Mursi yönetimi, yolsuzluklara son verecekti. Biliyorlardı ki, yoksulluk içinde kıvranan Mısır yeniden ayağa kalkacaktı. Ama buna bir yıl dahi tahammül edemediler ve darbe yaptılar” dedi.
Darbecilerin halkın oyunu, halkın tercihini yok saymakla yetinmediğini, kendi halkını ve vatandaşlarını hunharca katletmeye başladığını ifade eden Erdoğan, “Şu anda binlerce Mısırlı ne yazık ki darbecilerin tankları karşısında şehadete doğru yola çıkıyor. Belki dün televizyonlarda izlediniz, bir Mısırlı tankın karşısına çıkıyor. Elinde molotofkokteyli yok, silah yok, taş yok ve kendisine ateş ediliyor, orada şehadet şerbetini içiyor. Yine televizyonlarda izlediniz, belki de yaşını doldurmamış bir yavru, o da şehadet şerbetini içiyor. Çocuklar şehadet şerbetini içiyor, kadınlar şehadet şerbetini içiyor” diye konuştu.
“ESED İLE SİSİ’NİN
BİRBİRLERİNDEN FARKI YOK”
“İnsanların ibadethanesi masumdur ama bunlar Suriye’de de, Mısır’da da camilerimizi yaktılar, yıktılar. Ha Beşşar, ha Sisi... Bunların birbirinden farkı yok. Bunlara destek verenlerin de birbirinden farkı yok” diyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bunlar şunu bilmelidir; zulm ile abad olunmaz. Alma mazlumun ahını, çıkar aheste aheste. Çıkacak aheste aheste. Er veya geç çıkacak; çünkü biz şu anda Adeviyye’de, Mansure’de, İskenderiye’de ‘Meta Nasrullah’ diyen kardeşlerimizin sesini, ‘Allah’ın yardımı ne zaman’ diyen o kardeşlerimizin seslerini duyuyoruz. Elinde Kur’an-ı Kerim ile şehadete giden kardeşlerimizin bakışlarını görüyoruz. Bütün bunlar yerde kalmayacaktır.”
“Mısır’la ilgileniyorUZ DİYE
rahatsız olanlar VAR”
Hem Türkiye içinde hem dünyada, Türkiye’nin Mısır’la ilgileniyor olmasından rahatsız olanların bulunduğunu söyleyen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “Türkiye de sussun istiyorlar, Türkiye de Mısır’a sırtını dönsün, katliamı görmesin, darbeyi görmesin, ilkelerini ayaklar altına alıp, vicdanını çiğneyip, sessiz kalsın istiyorlar. Türkiye konuştukça, tepki gösterdikçe, hakkı, adaleti dile getirdikçe birileri vicdanlarıyla baş başa kalıyor ve bundan rahatsız oluyor” ifadelerini kullandı.
MISIR’DAKİ TARİHİ İKİ TABLO!
Batıya, dünyaya, Körfez ülkelerine ve İslam dünyasına seslenen Erdoğan, oradaki şehitleri terörist ilan edenlerin olduğunu hatırlattı. Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti: “Ellerinde silah olmadığı halde ‘ben oyumun namusunu istiyorum’ diyenler var ama onları terörist diye yaftalıyorlar. Ben de diyorum ki, şu anda Mısır’da devlet terörü icra edilmektedir. Bu devlet terörünü alkışlayanlar, onlarla aynı izi süreceklerdir. Şu anda Mısır’da iki ayrı tablo var. Bir tablo Firavun’un izinden gidenler, bir tablo da Musa’nın izinden gidenler. Tarih bunu böyle anacak.”
‘Kentsel Dönüşüm’le
Türkiye’nin çehresi değişiyor
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın, Yıldırım ilçesi Mevlana Mahallesi’nde düzenlenen Kentsel Dönüşüm Töreni’ne katılan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “Kentsel Dönüşüm Projesi’nin Bursa ile 46 şehir için hayırlara vesile olmasını Allah’tan temenni ediyorum” dedi.
Bursa’nın onlarca yıl ilgisiz bırakıldığını, fakat kendilerinin ‘Böyle gelmiş böyle gider’ demeyeceklerini belirten Erdoğan, “İnşallah elbirliğiyle Bursa’yı yeniden özüyle, yeniden kendi öz ruhuyla buluşturacağız. Bir yandan modern bir Bursa inşa ederken bir yandan da tarihi yeniden günyüzüne çıkaracak, tahribatı inşallah hep birlikte ortadan kaldıracağız. Geleceğe Bursa gibi marka şehirlerle yaşanabilir şehirlerle dünyanın ilgisine mazhar olan, takdirine mazhar olan şehirlerle yürüyeceğiz. Biz bunu geçmişte yaptık. Tarihte çok büyük şehirler, dünyaya emsal olacak şehirler inşa ettik. Yine yaparız ve inşallah yapacağız. Tarihimizden, ecdadımızdan ilham alarak, onlardan ders alarak, onların izinden yürüyerek, en önemlisi de kendimize güvenerek 81 vilayetin, tüm Türkiye’nin çehresini değiştireceğiz ve değiştiriyoruz” diye konuştu.
Erdoğan şunları söyledi: “Kentsel dönüşüm seferberliğinin ilk adımını 6 Ekim 2012 tarihinde başlattık, adımımızı attık ve 35 ilimizde afetlere dayanıksız 3 bin 169 bina, 6 bin 404 bağımsız bölüm ve 34 hizmet binasının yıkımını gerçekleştirdik. Bu yıl da İstanbul’da yaptığımız törenle Türkiye genelinde 33 bin 529 bağımsız bölümün dönüşümünü başlattık. Şimdi de Bursa’da 3. kentsel dönüşüme başlıyoruz. Bursa ile 46 ilde toplam 87 bin 628 konutun dönüşümünü başlatıyoruz. Bu seferberlik inşallah dalga dalga yayılacak.”
“GÜÇLÜ DEVLETİN TEMEL GÖREVİ!”
Güçlü devletin, vatandaşına, sağlıklı şehir, sağlıklı bir çevre sağlayan, konut temin edebilen devlet olduğunu vurgulayan Erdoğan, sözlerini şöyle tamamladı: “Güçlü Türkiye’nin yansıması olarak güçlü şehirleri, sağlam konutları inşa ediyoruz, inşa etmeye de devam edecegiz. Hiç kimseyi mağdur etmeyeceğiz. Hiç kimsenin, hakkının yenmesine göz yummayacağız, ranta asla izin vermeyiz, vermeyeceğiz. Rıza göstermeyeceğiz. Sizin yardımınızla, hayır dualarınızla bunu başaracak, hem şehirlerin çehresini değiştirecek hem de insanımızın yaşam kalitesini yükselteceğiz.”